Augustus Tapınağı

Var1 hakkında söyleyebileceğimiz pek çok şey var. İster toplumda, ister tarihte, ister kişisel yaşamlarımızda etkisi yadsınamaz. Var1'in etkisi o kadar büyüktür ki, bunun sonuçları hakkında saatlerce tartışabiliriz. Var1, doğumundan şu anki görevine kadar dünyada silinmez bir iz bıraktı. Bu makalede var1'in popüler kültür üzerindeki etkisinden bilimsel alanla ilgisine kadar farklı yönlerini inceleyeceğiz. Kendinizi var1'in büyüleyici evrenine kaptırmaya ve onun bugün bildiğimiz dünyayı nasıl şekillendirdiğini keşfetmeye hazır olun.

Augustus Tapınağı
Harita
Genel bilgiler
TürTapınak
Mimari tarzRoma mimarisi
ŞehirAnkara
Ülke Türkiye
Koordinatlar39°56′40″K 32°51′30″D / 39.94444°K 32.85833°D / 39.94444; 32.85833
Adını aldığıCaesar Divi Filius Augustus

Augustus Tapınağı; Ankara'nın Altındağ ilçesinde, Hacı Bayram Camii'nin hemen bitişiğinde bulunan, tahminen MÖ 25-20 yılları arasında inşa edilmiş bir tapınaktır.

Tarihçe

Tapınağın; daha önceki yıllarda Frig tanrıları Kibele ve Men'e adanmış fakat zaman içerisinde aldığı ağır hasarlar sonucunda yıkılmış olan bir kutsal mekanın üzerine inşa edildiği düşünülmektedir. Tahminen MÖ 25-20 yılları arasında, son Galat hükümdarı Amintas'un kızı Pilamenes tarafından, Roma İmparatoru Augustus adına bir bağlılık nişanesi olarak yaptırılmıştır.

21. yüzyıla gelene kadar pek çok depreme ve hava kirliliği gibi diğer yıkıcı çevresel etkenlere maruz kalan tapınağın duvarları büyük oranda yıkılmış ve içinde bulunan yazıtlar da zarar görmüştür. Dünya Anıtlar Fonu, yapının yok olmasını engellemek ve bir an önce restorasyon çalışmalarının başlamasını sağlamak amacıyla 2002 ve 2004 yıllarında yayımladığı listelere Augustus Tapınağı'nı da dahil etmiş; bunun üzerine Amerikalı hayırsever Robert W. Wilson'ın bağışladığı parayla Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Orta Doğu Teknik Üniversitesi ortaklaşa bir çalışma gerçekleştirerek taş ve mermer yüzeylerin ne durumda olduğunu gösteren bir hasar tespit çalışması gerçekleştirmiştir. 2007 yılında, Kress Derneği'nin Avrupa Koruma Programı çerçevesinde finanse edilen bir toplantıda ise konuyla ilgili uzmanlardan binanın yüzeylerinde meydana gelen aşınmaların ilerlemesi ve bununla nasıl mücadele edilmesi gerektiği konusunda fikir alışverişi yapılmıştır. Ayrıca aynı sene bakanlık tarafından tapınağa özel bir birim oluşturulmuş, 2008 yılında da Ankara Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde alanın imar planı çıkartılmıştır.

Mimari

Yapılan arkeolojik araştırmalar ile daha önceki zamanlarda şehri ziyarete gelmiş yabancı seyyahların bıraktıkları gravür ve betimlemelerden yola çıkılarak tapınağın yıkılmadan önce etrafı sütunlarla çevrili, dikdörtgen planlı bir yapı olduğu anlaşılmıştır. Bu sütunların birbirine paralel olarak, uzun duvarlarda on beşerli, kısa duvarlarda altışarlı gruplar halinde yan yana sıralandığı; ayrıca binanın ön kapısında dört, arka cephesinde de iki tane sütun yeri olduğu tespit edilmiştir. 5. yüzyıl dolaylarında, Bizans İmparatorluğu döneminde cephelere pencereler açılmış ve bir kilise haline getirilmiştir. Günümüzde yalnızca iki yan duvarı ile kenarları işlemeli olan kapı kısmı ayakta durmaktadır.

Tapınağın duvarındaki Yunanca yazıt

Kanuni Sultan Süleyman döneminde, Kutsal Roma İmparatoru I. Ferdinand'ın diplomatik temsilcisi olarak İstanbul'a gönderilen Flaman diplomat Ogier Ghiselin de Busbecq; aynı zamanda Ankara'yı ziyaret eden ilk yabancı seyyahlardandır. Şehirde yaptığı gözlemleri özenle kayıt altına almış ve karşısına çıkan bütün Yunanca ve Latince yazıtları kopyalamıştır. Augustus Tapınağı'na yaptığı ziyaret esnasında binanın duvarlarına kazınmış olan İmparator Augustus'un vasiyet metnini ilk keşfeden kişi de kendisi olmuştur. Yazıtlar, beraberindeki Janos Belsius tarafından kayıt altına alınmış; tapınağın ilk çizimi ise Alman tüccar Hans Dernschwam tarafından yapılmıştır. Busbecq; o zamanlarda dahi tapınağın harap halde ve tavanı da dahil olmak üzere duvarlarının yıkılmış olduğunu anlatır. Ayrıca yine kendisinin tahminlerine göre bina daha önceleri bir vali tarafından resmi ikametgâh olarak kullanılmıştır. Günyüzüne çıkartılan vasiyet metninin ise yarısının sağ taraftaki duvarda, diğerinin de sol tarafta olduğunu söylemiş ve üst satırların gayet iyi okunduğunu, orta kısımlardan itibaren boşlukların ortaya çıktığını ve en alt bölümlerin ise tamamen tahrip olduğunu aktarmıştır. Dernschwam ise kendi yazılarında yapının tavanın olmadığını, iç kısımda imamlar için yapılmış on adet oda bulunduğunu ve güney cephedeki duvarda demir parmaklıklarla kapatılmış üç yüksek pencere yer aldığını anlatmıştır.

Tapınağın duvarındaki Latince yazıt

18. yüzyılda, dönemin Fransa Kralı XIV. Louis'nin eski eserler uzmanı olarak Ankara'yı ziyaret eden Paul Lucas da Hacı Bayram Camii’nin yanında iki büyük duvar sırası bulunduğunu; bu duvarların sütun kaideler ve başlıklarla bezendiğini aktarır. Ayrıca Lucas'ya göre tapınağın duvarları, daha eski dönemlerden kalma başka yapılardan devşirilen malzemelerle inşa edilmiştir. Yine Louis tarafından Ankara'ya yollanan bir diğer kişi ise Fransız botanikçi Pitton de Tournefort'dur. Tournefort; Ankara'nın en güzel Anadolu şehirlerinden biri olduğunu söyleyerek başladığı notlarında ise yapının büyük taş bloklardan ve beyaz mermerden inşa edildiği, giriş kısmının köşelerinin hala ayakta olduğu yazılıdır. Charles Texier; Description de I'Asie Mineure I ve Principal Ruins of Asia Minor adlı eserlerinde tapınağa ait çizim ve gravürlere yer vermiştir. Sık sık İtalya'daki Roma dönemi tapınaklara gönderme yapan Texier, Ankara'daki bu yapının Roma'daki binalardan daha gösterişli olduğunu söylemiştir.

Monumentum Ancyranum

İmparator Augustus’un hayattayken yaptığı işleri anlatan Res Gestae Divi Augusti'nin bir kopyası da Augustus Tapınağı'nın duvarlarına işlenmiştir. Roma’daki orijinal yazıt kaybolduğu için bu metnin günümüze ulaşmış olan tek tam kopyasıdır. Bu yüzden tarihçiler tarafından "Monumentum Ancyranum" (Ankara Anıtı) olarak adlandırılmıştır. Kırmızı boyayla ve iki farklı dilde kaydedilen metinlerden Latince olanı, yapının ante duvarlarının pronaos'a (ön oda) bakan yüzüne; Grekçe olansa güneydoğudaki cella (kutsal bölüm) duvarının dışa bakan tarafına yazılmıştır. Latince metinde imparatorun rahipleri ve onların görevleri boyunca gerçekleştirdikleri işleri anlatan bir liste yer alırken, Grekçe metinde ise daha sonraki dönemlerde yaşamış olan bir rahiple alakalı bilgiler bulunur. Roma tarihi açısından oldukça büyük bir öneme sahip olan Ankara Anıtı, dünya tarihi içinde değerlendirildiğinde de evrensel bir kültürel mirastır. Yazıtla ilgili ilk çalışmalar 1800’lü yıllarda William John Hamilton, Otto Puchstein ve Theodor Mommsen tarafından yapılmıştır. Mommsen, bu yazıtın önemine dikkat çekmek amacıyla "Yazıtlar Kraliçesi" olarak tanımlamıştır.

Galeri

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Şenyapılı, Önder (Aralık 2004). Ne Demek Ankara; Balgat, Niye Balgat!. Ankara: ODTÜ Yayıncılık. s. 40. ISBN 975-7064-87-4. 
  2. ^ "Temple of Augustus and Rome" (İngilizce). World Monuments Fund. 16 Mayıs 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Haziran 2020. 
  3. ^ a b Sülüner, Sinan (Haziran 2014). "Yabancı Seyyahların Gözlemleriyle Roma ve Bizans Dönemi'nde Ankara" (PDF). Ankara Araştırmaları Dergisi. 2 (1). ss. 11-21. 28 Şubat 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Mayıs 2020. 
  4. ^ "Yazıtlar Kraliçesi (Augustus Tapınağı Yazıtları)" (PDF). Augustus Tapınağı. Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı. 7 Haziran 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Haziran 2020.