Azınlık

Bu makalede, Azınlık'in büyüleyici dünyasını keşfederek onun kökenlerini, etkisini ve günümüzdeki geçerliliğini ele alacağız. Azınlık, başlangıcından zaman içindeki evrimine kadar çeşitli bilgi alanlarında benzeri görülmemiş bir ilgi uyandırdı. Titiz ve ayrıntılı bir yaklaşımla Azınlık'in farklı yönlerini analiz ederek okuyucularımıza bu heyecan verici konuya ilişkin eksiksiz ve zenginleştirici bir vizyon sunacağız. Ayrıca toplum, popüler kültür ve günlük yaşam üzerindeki etkisini inceleyerek çağdaş dünyadaki önemini ve geçerliliğini vurgulayacağız. Azınlık'in birçok yönüyle heyecan verici bir yolculuğa kendinizi kaptırmaya hazır olun!

Azınlık ya da azınlık grupları, sosyolojik olarak bir devlette sayısal bakımdan az olan, başat olmayan ve çoğunluktan farklı niteliklere sahip olan gruplar olarak tanımlanmaktadır. Ne var ki hukuki olarak azınlıklar hakkında üzerinde anlaşılmış ortak bir resmi tanım yoktur. Azınlıklar hukukunda genel olarak kabul edilen tanım ise BM Ayrımcılığın Önlenmesi ve Azınlıkların Korunması Alt Komisyonu Raportörü Francesco Capatorti'nin Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi'nin 27. maddesine dair hazırladığı rapordaki ölçütlere dayanır. Capotorti tanımına göre azınlık “sayıca bir devletin nüfusunun geri kalanından az olan, hakim olmayan durumda bulunan, bu devletin vatandaşı olan üyeleri nüfusun geri kalanından farklı etnik, dinsel ya da dilsel özelliklere sahip, üstü örtülü bir biçimde de olsa kültürlerini, geleneklerini, dinlerini ya da dillerini korumaya yönelik bir dayanışma gösteren bir grup” şeklinde açıklanmaktadır.

Türkiye'de azınlıklar

Lozan Barış Antlaşması uyarınca Türkiye vatandaşlarından yalnızca gayrimüslim olanlarının azınlık haklarından yararlandırılması prensibi kabul edilmiştir. Bu toplulukların yalnızca Rumlar, Yahudiler ve Ermeniler olduğu tezi işlense de Lozan Antlaşması'nda bu yollu bir gönderme bulunmamaktadır.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Baskın Oran, Türkiye'de Azınlıklar, s. 26