Yıllardır ilgi ve araştırmalara konu olan Dük konusunu bu yazımızda detaylı bir şekilde inceleyip analiz edeceğiz. Dük, bilimden siyasete, kültür ve genel olarak toplum dahil olmak üzere çeşitli alan ve alanlarda tartışmalara yol açan bir konudur. On yıllar boyunca Dük gelişti ve yeni boyutlar kazandı; bu da onun etkilerini ve sonuçlarını anlama konusunda sürekli ilgi uyandırdı. Bu anlamda, Dük ile ilgili çeşitli bakış açılarını ve yaklaşımları eleştirel bir şekilde incelemek, bu konu etrafında anlayışımızı derinleştirmek ve yapıcı bir tartışma yaratmak açısından çok önemlidir.
Dük (Fransızca: duc ) veya duka (İtalyanca: duca ; Osmanlıca: دوقه dûḳa) geleneksel olarak monarşi ile yönetilen Avrupa ülkelerinde imparator, kral ve prensten sonra gelen bir soyluluk ve egemenlik unvanıdır. Kadın düke "düşes" (Fransızca: duchesse ) veya "dukessa" (İtalyanca: duchessa ; Osmanlıca: دوقسّه dûḳessa) veya "duka hanım" (Osmanlıca: دوقه خانم dûḳa ḫânım) denir. Dukalıklar yani düklerin yönettiği devletler genellikle imparatorluk veya krallıklara bağlı yarı bağımsız eyaletlerdir. Dük unvanı babadan oğula geçer. Dükler Krallık yönetiminde çoğu zaman etkili olmuştur. Hanedanlık bağları ve akrabalıklar sayesinde kral veya imparator düklerle beraber karar alırdı.[kaynak belirtilmeli]
Bununla birlikte, bağımsız devlet olan dükalıklar da vardır. Örnek olarak Lüksemburg Büyük Dukalığı belirtilebilir.
Fransızca duc ve daha öncesinde Latince dux (lider) kökünden gelmektedir. Roma İmparatorluğu'nda askeri bir rütbe olarak kullanılmıştır. Zamanla soyluluk unvanı hâline gelmiş ve çok geniş bir coğrafyada yaygın olarak kullanılmıştır.