Günümüz dünyasında Dulkadiroğulları Beyliği çeşitli alanlarda önemli bir önem kazanmıştır. Akademik, profesyonel veya kişisel olarak Dulkadiroğulları Beyliği her yaştan ve ilgi alanından bireylerin dikkatini çekmiştir. Dulkadiroğulları Beyliği, toplum üzerindeki etkisinden popüler kültür üzerindeki etkisine kadar yaygın bir ilgi konusu haline geldi. Bu makalede Dulkadiroğulları Beyliği'in önemi ve kapsamının yanı sıra günlük yaşamın farklı yönlerindeki etkilerini de inceleyeceğiz. Dulkadiroğulları Beyliği, kökeninden bugünkü evrimine kadar bizi, anlamı ve içinde yaşadığımız dünya üzerindeki etkisi üzerinde düşünmeye davet ediyor.
"Dulkadir" buraya yönlendirilmektedir. Diğer kullanımlar için Dulkadir (anlam ayrımı) sayfasına bakınız.
Osmanlı sarayına çeşitli dönemlerde toplam beş adet gelin göndermiş olan Dulkadirli hanedanı böylece Osmanlı hanedanıyla akraba olmuştur. Yıldırım Bayezid'in eşi, Çelebi Mehmed'in eşi, II. Murad'ın annesi ve eşi, Fatih'in annesi, Fatih'in babaannesi ve Yavuz Sultan Selim'in annesi Dulkadir Sultanlarının kızlarıdır.[3] Dulkadiroğlu Devleti Osmanlı Devleti'ne bağlandıktan sonra Dulkadiroğlu Hanedanının şehzadeleri Osmanlı Devleti içinde beylerbeyi, sancakbeyi, tımarlı sipahi alaybeyleri olarak önemli görevlerde bulunmuşlardır. Sultan Alaüddevle Bozkurt Han'ın oğlu Şehzade Şahruh Mehmed Bey'in torunu olan Şehzade Davut Bey 1580 yılında Kayseri sancak beyi olmuş 1610 yılına kadar bu görevde bulunmuştur. Davut Bey'in devlet görevi bittiğinde kendisine has olarak Kayseri'nin 357 köyünü kapsayan, Tomarza, Bünyan, Develi, Sarız, Pınarbaşı, Akkışla ilçelerini de kapsayan Zamantı Bölgesi verilmiştir. Davut Bey'in tımarlı sipahi alaybeyi olan oğulları bölgeyi Gülveren Köyü'nden yönetmişlerdir. Babadan oğula Osmanlı sarayından tasdikle devam eden bu görev Sultan Abdülmecid Hanı'n 19 Ocak 1841 fermanı ile kalan son tımarlı sipahileri tımarlarına ölene kadar sahip olmak şartıyla emekliye sevk etmesi ile Büyük Selçuklu döneminden beri Anadolu ve Ön Asya Türklüğünün idari ve askeri aristokrasisi ve bürokrasisini oluşturan tımarlı sipahi sınıfı resmen sona erdi. Bu bağlamda Gülveren'den bölgeyi yöneten Dulkadiroğlu Mehmed Sipahi Bey'in 1899 yılındaki ölümüne kadar bu görev sürmüş oldu. Bu tarihten sonra Asakir-i Nizam-ı Şahane adı ile oluşturulan yeni bir askeri sistemde Dulkadiroğlu hanedanı mensupları askeri görevlerini bu çatı altında sürdürerek yönetimde oldular. Dulkadiroğlu Hanedanı mensuplarının tımarlı sipahi alaybeyleri bölgede alaybeyler sipahiler olarak bilinmekle birçok mühim işlere imza atmışlardır. Bu hanedan Gülveren başta olmak üzere, Harsa, Bel ve Alaybeyli köylerinde yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Soyları günümüzde de sürmektedir. Azerbaycanın Kah rayon Armutlu köyü, Kırşehir, Kayseri, Gaziantep, Kahramanmaraş, Elazığ, Malatya gibi illerde de bu hanedana bağlı aileler varlıklarını devam ettirmektedir.