Günümüzde Güney Azerbaycan dünya çapında birçok insanın dikkatini çeken bir konudur. Güney Azerbaycan ve bunun yaşamlarımız üzerindeki etkisi hakkındaki farkındalığın artmasıyla birlikte, giderek daha fazla kişi bu konu hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyor. Güney Azerbaycan ister bir kişi, ister yer, olay veya kavram olsun, modern toplumdaki önemi onu çoğumuz için ilgi çekici hale getiriyor. Bu makalede Güney Azerbaycan'in çeşitli yönlerini ve hayatımızın farklı yönleri üzerindeki etkisini ayrıntılı olarak inceleyeceğiz. Kendinizi Güney Azerbaycan'in büyüleyici dünyasına kaptırmaya hazır olun!
| Güney Azerbaycan جنوبی آذربایجان | |
|---|---|
Azerbaycan | |
İran üzerinde Güney Azerbaycan | |
Güney Azerbaycan'ı oluşturan dört eyalet | |
| Ülke | İran |
| Alt idari birimler | Bağlı Eyaletler |
| Yüzölçümü | |
| • Toplam | 122,620,47 km² |
| Nüfus (2016) | |
| • Toplam | 9.502,752 |
| Etnikler | |
| • Çoğunluk | Azerbaycan Türkleri |
| • Azınlık | Kürtler، Talışlar، Tatlar، Ermeniler، Süryaniler |
| Diller | Çoğunluk: Azerbaycan Türkçesi Azınlık: Kürt dilleri، Talışça، Tatca، Ermenice |
Azerbaycan (Farsça: آذربایجان Āzarbāijān), Güney Azerbaycan[1][2][3][4][5][6] (Azerice: Güney Azərbaycan گۆنئی آزربایجان, Cənubi Azərbaycan جنوبی آذربایجان) veya İran Azerbaycanı, İran'ın kuzeybatısında yer alan tarihi ve coğrafi bölge. Güney Azerbaycan bölgesinin belirli sınırları yoktur. Ancak günümüzde İran'ın Doğu Azerbaycan, Batı Azerbaycan, Erdebil ve Zencan eyaletleri Güney Azerbaycan bölgesinin parçaları olarak kabul edilmektedir. Bölgede yaşayan nüfusun çoğunluğu Azerbaycan Türklerinden oluşmaktadır ancak azınlık olarak Kürtler, Ermeniler, Tatlar, Talışlar, Süryaniler ve Farslar da bulunmaktadır.[6][7][8][9][10]
Azerbaycan ismi tarihsel olarak Kafkas dağlarından Zağros dağlarına kadar olan geniş bir bölgeye hitaben kullanılmaktadır. Kesin sınırları belli olmayan Azerbaycan coğrafyası genel olarak iki parça şeklinde kabul edilmektedir. Azerbaycan coğrafyasının iki parçaya bölünmesi 1828 tarihli Türkmençay Antlaşması sebebiyle gerçekleşmiştir. Bu anlaşmaya göre Aras Nehrinin kuzeyinde yer alan topraklar Rusya işgali altına girmiş,Aras nehri'nin güney kısımlarında yer alan topraklar ise Kaçar Hanedanı'nın hakimiyeti altında kalmıştı. Bugün ise Aras Nehrinin kuzeyinde yer alan ve Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan Cumhuriyeti'nin hakim olduğu topraklara Kuzey Azerbaycan, Aras nehri'nin güney kısımlarında İran'ın yönetimi altında yer alan topraklara ise Güney Azerbaycan denilmektedir.[11]
İran, Ahameniş İmparatorluğu'dan Kaçarlar'a kadar eyaletler ile yönetile gelen federatif bir devlet yapısına sahip olmuştur. Bu politikayı uygulayan son iktidar olan Kaçar Hanedanı ülkenin resmi ismi olarak Memâleke Mahruseye İran yani İran'ın Korunmuş Ülkeleri tabirini kullanmaktaydı. Bu ülkelerin tam sınırları belli olmasa da geleneksel olarak bunlar; Farsistan, Azerbaycan, Belucistan, Luristan, Kürdistan, Arabistan, Laristan, Lekistan, Türkmenistan, Gilan, Mazenderan ülkeleridir.[2] Her birisi birbirinden farklı veya akraba etnik grupların yaşadıkları coğrafyalara göre şekillenen bu ülkeler İran'ın aslında federatif bir devlet yapısına mecbur olmasının en temel sebebini ortaya koymaktadır. 8. yüzyıldan itibaren Oğuz Türkleri tarafından yerleşilmeye başlanan Azerbaycan bölgesi bu tarihten itibaren Türkleşmiş ve bu durum günümüze kadar devam etmiştir. Farklı dönemlerde genellikle Türklerin kurduğu devletler tarafından yönetilen Azerbaycan bölgesi Türkmençay Antlaşması ile parçalanmasından sonra siyasi ve kültürel bir ayrışma yaşamıştır. Kuzey Azerbaycan Rus kültür etki ve baskısı altında kalırken Güney Azerbaycan Fars kültür etki ve baskısı altında kalmıştır. 1906 yılında Tiflis'te yayınlanmaya başlanan ve hem kuzey hem de güneyde dağıtılan bir Türkçe dergi olan Molla Nasreddin bu durumu bir defasında şu şekilde ifade edecekti; Bir zamanlar Çar Hükümeti Kafkasya Azerbaycan'ının başına getirdiği bakkal oyununu, şimdi de İran mutlakıyeti Güney Azerbaycan'ın başına getirmektedir.[3] 20. yüzyılı bu iki kültürün etkisi altında yaşayan Azerbaycan için bu durum 18 Ekim 1991'de kuzey bölgesinin, Sovyetler Birliği'nden bağımsızlığını ilan edip Azerbaycan Cumhuriyeti'ni kurmasıyla son bulmuştur. Kuzeyin seçilen ilk cumhurbaşkanı olan Ebulfez Elçibey, güney topraklarının İran hakimiyetinde olmasına karşı çıkmış, güneyin bağımsız olmasını ve birleşmiş tek Bir Azerbaycan devleti olması gerektiğini savunmuştur. Elçibey, Birleşik Azerbaycan ile Türkiye'nin bir federasyon çatısı altında birleşmesini de hedefliyordu.[4][12] 1828 tarihli Türkmençay Antlaşması'ndan itibaren ikiye bölünmüş olan Azerbaycan bölgesinin güney kısmı olan Güney Azerbaycan bugün İran devletinin hakimiyeti altında varlığını devam ettirmektedir.[5]
Güney Azerbaycan'ın adı konusunda değişik görüşler bulunmaktadır.[13]

Bölgeye büyük çaplı ilk Türk göçleri Selçuklular devrinde gerçekleşmiş ve günümüz Bakü ile Zencan arasında kalan bölge Türkleşmeye başlamıştır.[14]
Safeviler, İran coğrafyasında 1501-1736 yılları arasında hüküm sürmüş ve isimlerini günümüzde Güney Azerbaycan sınırları içerisinde yer alan Erdebil'de bulunan Safeviyye tarikatının pîri Şeyh Safiyyüddin'den almıştır. Safevilerin yükselişi Şah İsmâil devrinde gerçekleşmiş ve İran coğrafyasının tamamını kontrolleri altına almışlardır.[15]
Afşarlılar 1736-1804 yılları arasında İran coğrafyasını kontrolleri altına almış bir Türk hanedanıdır. Devletin ilk hükümdarı olan Nadir Şah, Oğuz Türkmenlerinin Avşar (Afşar) boyuna mensup olduğu için bu hanedana Afşariyye (Afşarlılar) denilmiştir.[16] Nadir Şah, başarılı bir asker ve komutandı. Batıda ve doğuda çeşitli muharebeler kazandı. Şah, Osmanlı ile barış yapmak ve iki taraf arasında yüzyıllardır süregelen sonu gelmez savaşlara son vermek istiyordu. Safevilerin katı şii anlayışını terk etti ve Caferilik mezhebine geçti. Bu doğrultuda Osmanlı ile bazı anlaşmalar yaptı. Nadir Şah'ın Caferiliğin beşinci hak mezhep olarak kabul edilmesi talebi Osmanlılar tarafından kabul edilmedi ancak Osmanlılar, Caferileri ve İran coğrafyasını Müslüman topluluğunun bir parçası olarak görmeyi kabul ettiler. Afşarlılar da Osmanlıların talebi doğrultusunda ilk dört halifeyi hayır ve dua ile anacaklarını belirttiler. Afşarlılar ile Osmanlılar arasındaki bu yakınlaşma İran'daki bazı koyu şii çevreler tarafından Nadir Şah'ın sünnileşmesi olarak değerlendirilmiş ve eleştirilmiştir.[17]
15. yüzyılın sonlarına doğru Anadolu'nun Bozok (Yozgat) bölgesinden Kuzey Azerbaycan'a göçerek Gence yöresinde yurt tutan oymak, Akça (Ağça) Koyunlu, Akçalu (Ağçalu) ve Şam Bayatı Türkmen obalarından meydana gelmiştir. Kaçarlar daha sonra yükselerek 1796-1925 tarihleri arasında İran'ı yöneten Kaçar Hanedanını kurdular.[18]
Osmanlı ve Kaçar arasındaki savaşlarda Kafkasya bölgesi önemli çatışma ve rekabet bölgelerinden birisiydi. Bu çatışmalar esnasında bölgede yaşanan kaostan faydalanan bazı yerli unsurlar kendi yönetimlerini kurdular. Bu küçük hanlıklar genel olarak bölgenin ileri gelen Azerbaycanlı Türk ailelerinden oluşuyordu.[19]

Rusya, 1826-1828 İran-Rus Savaşı ve 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı ile Güney Kafkasya'nın kontrolünü ele geçirdi. Kaçar Hanedanlığı ile imzaladığı Türkmençay Antlaşması ile Aras nehri Rusya ile İran arasında yeni sınır kabul edildi. Bu anlaşma sonucunda Azerbaycan ikiye bölünecek ve Aras'ın kuzeyinde kalan Azerbaycan toprakları bir daha İran hakimiyeti altına girmeyecekti. Anlaşma sonucunda Azerbaycan Hanlıklarının Rusya hakimiyetinde kalan topraklarında olanlar varlıklarını bir süre daha devam ettirdiler. Ancak daha sonra Rusya tarafından varlıklarına son verildi.[20]

İran'da aydınlar ve toplumun ileri gelenleri, çeşitli siyasi ve gizli komiteler kurarak monarşinin gücünü sınırlandırmak ve halkın temsil edildiği bir meclis kurmak için uzun zamandır faaliyet halindeydiler. Muhalif güçler 1906 yılında Şah'ın gücünü sınırlandırmak için harekete geçtiler. İlk başta şah bir meclisin açılmasını ve seçimlerin düzenlenmesini kabul etti. Lakin zamanla bu tavrında değişikliğe gitti ve Muhammed Ali Şah Haziran 1908'de meclisi bombalatıp feshetti. Şah'a bağlı kuvvetler Tahran'ı ele geçirdiler. Meşrutiyet yanlıları bu dönemde Tebriz'de toplanmaya başladılar. Bunun üzerine Şah, Sadrazam Abdülmecîd Mirza Aynüddevle komutasında bir orduyu Tebriz üzerine gönderdi. Güney Azerbaycanlı iki Türk olan Settar Han ve Bakır Han kardeşler, meclisin açılması için çalışmış ve meşrutiyeti en başından itibaren desteklemişlerdi. Tebriz'de bunun için halkı organize etmiş ve meşrutiyet propagandası yapmışlardı. Tebriz halkı tarafından sevilen bu iki figür, Şah'ın ordusu şehrin üzerine yürümeye başladığında bir milis gücü oluşturarak Tebriz etrafında savunma tahkimatları oluşturmaya başladılar. Sadrazama bağlı kuvvetler bunun üzerine şehre saldırdılar ancak Settar Han ve Bakır Hanın milis güçleri bu saldırıları püskürttü. Şehri alamayan ve bu sebeple de meşrutiyet yanlılarını mağlup edemeyen Şah, Rusya'nın yardımına başvurdu. Ruslar da bunun üzerine şehirde yaşanan kıtlığı bahane ederek 29 Nisan 1909'da Tebriz'i işgal ettiler. Settar Han ve Bakır Han Rusları engellemekte başarılı olamadılar. Şehrin düştüğünü gören iki Türk kardeş, 25 Mayıs 1909'da Tebriz'deki Osmanlı konsolosluğuna sığındı. Meşrutiyetçilerin artık liderliğine yükselmiş bu iki kardeşi hala yakalayamamış olan Şah, Osmanlı'dan bu iki kardeşi teslim etmesini istedi ancak ret cevabı aldı. Şah'a yardım etmek için araya giren İngiltere ve Rusya, Osmanlı'ya baskı yaparak kardeşlerin teslimini istedi ancak onlar da reddedildiler. Settar Han ve Bakır Han, Muhammed Ali Şah'ın 16 Temmuz 1909'da tahttan indirilişine kadar Osmanlı elçiliğinde kalmaya devam etti. Şah'ın tahttan indirilmesinden sonra Tahran'a gittiler ve burada devrimin kahramanı olarak karşılandılar. Bakır Han'a sâlâr-ı millî, Settar Han'a da serdâr-ı millî unvanları verildi. Ancak meclisteki gruplar arasında yaşanan siyasi entrikalarla itibarları zedelendi ve gözden düştüler. Liderleri olduğu Tebrizli milis güçlerinin silahlarını hükûmet kuvvetlerine teslim etmesi istendi, ortaya çıkan problemler çatışmaya dönüştü ve her iki kardeş hükûmet güçleri tarafından yakalandılar ve Tahran'da gözetim altına alındılar. Settar Han 16 Kasım 1914 tarihinde öldü. Bakır Han ise 1915'e kadar Tahran'da kalıp savaş başladığında Ruslar'a karşı savaştı, daha sonra Ruslara karşı savaşan Osmanlı kuvvetlerine destek olmak için Irak'a geçti. Tekrar İran'a dönmek üzereyken Türkiye sınırına yakın Kasrışîrin köyünde, Kasım 1916'da Kürt eşkıyası Muhammed Emîn Tâlebânî'nin adamları tarafından kurulan bir pusuda öldürüldü.[21][22][23][24]

Türkiye ile Rusya arasında yüzyıllardır Balkanlar ve Kafkaslar üzerinde süren rekabet her iki tarafın Birinci Dünya Savaşı'nda farklı cephelerde savaşa katılması ile yeni bir büyük çatışmaya dönüştü. Rus Kafkas Ordusu Doğu Anadolu'ya saldırabilmek ve Türk Ordularını kanatlardan kuşatabilmek için 1909'da Güney Azerbaycan'ı işgal etmeye başlamıştı. İran'ı yöneten Kaçarlar bu dönemde çok zayıf bir konumdaydı ve Rus işgaline karşı koyamadılar. 1914'te savaş başladıktan sonra Osmanlı İkinci ve Üçüncü Orduları Rusya hakimiyetindeki Kafkasya'ya taarruz ederken zor durumda kalan Ruslar, Tebriz ve Urmiye'de bulunan Rus kuvvetlerini Güney Azerbaycan'dan çekerek geride küçük kuvvetler bıraktılar. 1915'te bölgeye ilk Türk taarruzu gerçekleşti ve önce Urmiye ve daha sonra Tebriz ele geçirildi. Ruslar karşı taarruz başlatıp bölgeyi tekrar ele geçirdiler. 1917'de Rusya'da Bolşeviklerin önderlik ettiği Ekim Devrimi gerçekleşene kadar bölge, taraflar arasında birkaç defa el değiştirdi. Devrim'den sonra Kafkasya'da Osmanlı İmparatorluğu yeni devletlerin kurulması ve bölgedeki Rus hakimiyetinin sona ermesi için çaba harcadı. Ancak bu amaçlarına diplomatik ve siyasi yollardan ulaşamayacağını anladığında, Enver Paşa yeni askerî birlikler kurup bölgeyi ele geçirmeyi ve bir Türk devleti tesis etmeyi planladı. Bu sırada hali hazırda bölgede yaşayan Türkler harekete geçmiş ve Azerbaycan devletini ilan etmişlerdi. Ancak bu devlet Rus ordusunun bölgeden çekilmesinden fırsat bulan Bolşevik ve Ermeni gruplar tarafından saldırı altındaydı. 1918'de aralarında Yusuf Ziya Talibzade gibi Azerbaycan Türkü gönüllülerinde olduğu[25] Kafkas İslam Ordusu Azerbaycan'ı Bolşevik-Ermeni işgalinden kurtarmak için taarruza başladığında destek vermek için güneyden de 9. Ordu'ya bağlı birlikler 18 Haziran'da Dilman'a, 27 Temmuz'da Urmiye'ye girdi. 11. Tümen yol boyunca İngiliz kuvvetleri tarafından (Dunsterforce) desteklenen Ermeni ve Nasturi çetelerle çatıştıktan sonra 23 Ağustos'ta Tebriz'e girdi. 2 Eylül'de Kazım Karabekir Paşa karargahını Tebriz'e taşıdı. Karabekir Paşa'nın komutası altında bulunan 1. Kafkas Kolordusu şehre saldıran İngiliz kuvvetlerini püskürttü. Kuzeyden ilerleyen ve Nuri Paşa komutası altında bulunan Kafkas İslam Ordusu ise 15 Eylül 1918'de Bakü'yü Rus-Ermeni-İngiliz birliklerinden ele geçirdi. Ancak tüm bu askeri hareketler Mondros Ateşkes Anlaşmasının imzalanması ile son buldu ve Türk kuvvetleri Güney Kafkasya ve Azerbaycan'dan çekilmek durumunda kaldılar. Tebriz 22 Ekim 1918'de boşaltıldı.[26][27][28][29]
1925 yılında Kaçar Hanedanı'nın devrilmesinden sonra yönetim Fars kökenli Pehlevi Hanedanına geçmiştir. Pehlevi Hanedanı İran'ın yüzyıllardan beri devam eden federatif yapısına son vermiş, Farslaştırma politikasını başlatmış ve ülke genelinde oldukça baskıcı monarşik bir yapı inşa etmiştir. Güney Azerbaycan bölgesinde yıllardır faaliyet gösterip Türk dilinde eğitim veren okul ve medreseler kapatılmış ve sadece Farsça dilinde eğitim verilmesine izin verilmiştir. Pehlevi yönetimi sadece bununla da kalmamış ve Türkiye'nin Güney Azerbaycan Türklerini destekleyebileceğinden çekindiği için Şah Rıza Pehlevi, kendi döneminde Türkiye'deki Kürt isyanlarına destek vermiştir.[2][8] Pehlevi tarafından Kültür Bakanı olarak atanan Fars milliyetçisi Mohseni Kim Türkçe konuşuyorsa eşeğin semerini onun üzerine koyun ve onu ahıra kapatın demiş, önde gelen bir başka Fars milliyetçisi olan Taki Arani ise Azerbaycan Ya Yek Mesele-ye Heyâti ve Memâti-ye İran (Azerbaycan yahut İran'ın Ölüm Kalım Meselesi) başlıklı bir yazısında Doğu'nun vahşileri ve kan içen Moğollar diye bahsettiği Türkler tarafından Azerbaycan'ın zorla Türkleştirildiğini iddia etmiştir. Ferhengistan-i İran adında bir dil ve coğrafya komisyonu kurulmuş, bu komisyon ülkedeki Türkçe yer adlarını Farsça yer adları ile değiştirmeye başlamıştır. Tebriz civarındaki Acıçay Telh Rud olarak, Azerbaycan'daki Karadağ Siyah Kuh olarak, "Azerbaycan Eyaleti"nin adı ise Ostan-ı Sevvom, Tebriz’deki Şah Gölü "İstehr Şah", Urmiye şehrinin ismi "Rızaiye" olarak olarak değiştirilmiştir. Türkmen çölü ve Astarabad'ın kapısı olarak nitelendirilen Akkale ismi de "Pahlavi Durr" biçiminde değiştirilmiştir.[6][30] Şah Rıza Pehlevi İran'ın Azerbaycan Türklerini Farslaştırmaya çalışmasının sebebini Türkiye'nin Tahran ateşemiliteri Hüseyin Tugaç'a şu cümlelerle ifade edecekti; Zannediyorum ki Türkiye’nin İran Azerbaycan’ında gözü vardır. Burasını almak ister. Evet, Azerbaycan halkı Türk’tür. Türkiye bunu ihmal edemez. Vakıa, şimdi Türkiye böyle bir politika gütmüyor. Mustafa Kemal Paşa çok akıllı bir zattır. Fakat kendisinden sonra Türkiye yine “İttihat ve Terakki” hükümetinin siyasetini benimseyebilir. Görüyorum ki, demiryolu inşaatınız iki koldan Azerbaycan’a doğru yönelmiştir. Gerektir ki Türkiye Azerbaycan’ı er geç alsın. Rıza Şah Atatürk'ü reform çalışmalarında örnek almasına rağmen kendisinin de ifade ettiği üzere Güney Azerbaycan'daki Türk azınlığı bir tehdit olarak görmekteydi.[31]

1941'de İran Birleşik Krallık ve Sovyetler Birliği tarafından işgal edilip bölünmüştür. Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin lideri Mircafer Bağırov Stalin'den Kuzey ve Güney Azerbaycan bölgelerini birleştirerek birleşik bir Azerbaycan Cumhuriyeti kurmasını istemiştir. 1945'te İran'ın Azerbaycan Bölgesinde Stalin'in emriyle Azerbaycan Demokrat Fırkası Azerbaycan Millî Hükûmetini kurmuştur.[32] Devletin başkanlığına Türk düşünürü Seyid Cafer Pişevari, Eğitim Bakanlığına ise ünlü bir Türk şairi olan Muhammed Biriya, İçişleri Bakanlığına Salamulla Cavit, meclis başkalığına Hacı Mirza Ali Şebüsteri, ordu komutanlığına ise Mahmud Penahiyan getirilmiştir. Habib Sahir, Hamid Memmedzadeh, Mir Mehdi Etimad, İsmail Caferpur, Medine Gülgün gibi ünlü edebiyatçılar da Milli Hükûmeti desteklemişlerdir. Başkenti Tebriz olan bu Sovyet uydusu devlet Güney Azerbaycan genelinde Komünist parti örgütlenmesi kurmuş, Tebriz'de Azerbaycan Üniversitesi adında bir üniversite ve bölgenin birçok bölgesinde Türkçe eğitim veren okullar açmış ve Azerbaycan kimliğinin benimsenmesi doğrultusunda çalışmıştır. Fakat Sovyetler'in Doğu Avrupa'daki çıkarlarının tanınması karşılığında İngiltere ve Amerika ile yaptığı anlaşmalar doğrultusunda bölgeden geri çekilmesiyle Azerbaycan Millî Hükûmetinin yönetimi çökmüş ve bölge batı ittifakı destekli İran kuvvetleri tarafından işgal edilmiştir. Seyit Cafer Pişeveri Kuzey Azerbaycan'a gelmiş ancak 1947 yılında geçirdiği trafik kazası sonucunda ölmüştür. Pehlevi hanedanı yönetimindeki İran devleti bölgeye daha sonra hakim olmuş ve Azerbaycan Türkçesi'nde eğitim veren okulları kapatmıştır.[33][34][35]
Güney Azerbaycan Türkleri genel olarak Pehlevi hanedanına ve monarşiye karşı çıkmış, Şah'ın ülkeyi farslaştırma politikası yürütmesini tepkiyle karşılamıştı. 1979 yılında başlayan İslami Devrim hareketine Güney Azerbaycan bölgesi de destek olmuş ve halk sokaklara dökülüp protesto gösterilerine katılmıştı. Ancak İran'ın çoğunluğundan farklı olarak Güney Azerbaycan Türkleri Humeyni'yi desteklememiş, onun yerine daha liberal ve federal fikirleri savunan ve kendisi de Güney Azerbaycan Türkü olan Muhammed Kazım Şeriatmadari'ye destek olmuşlardı. Şeriatmadari, Humeyni'nin dini yönetim ile siyasi yönetimi birleştirme fikrine karşı çıkmış ve bunun şiiliğe aykırı olduğunu belirtmişti. İran'da merkezi yönetimin zayıflaması gerektiğini, ülkeye demokrasinin hakim olması ve halkın yöneticilerini kendisinin seçmesi gerektiğini söylemiş, ayrıca eyaletlerin kendi parlamentolarının olması gerektiğini de belirtmişti. Şeriatmadari Güney Azerbaycan Türkleri için özerklik ve Türkçe konuşmaya özgürlük gerektiğini de savunmuştu. Şeriatmadari'nin fikirlerini benimseyenler Güney Azerbaycan Müslüman Halk Cumhuriyeti Partisi'ni kurmuşlar ve Humeyni'nin İslami Cumhuriyet Partisi'ne karşı seçime katılmışlardı. Ancak Humeyni karşısında başarı sağlayamadılar. Şeriatmadari ve destekçileri yeni rejim tarafından baskı altına alınmış ve olayların bir iç savaşa dönüşmesini istemeyen Şeriatmadari geri adım atmıştır. Buna karşın Humeyni ve yeni rejim Şeriatmadari'yi tehdit olarak görmekte vazgeçmedi. Nisan 1982'de Humeyni, Şeriatmadari'yi kendisine suikast düzenlemeye teşebbüs ile suçlamış, bunun sonucunda onu ev hapsine mahkûm etmiştir. Ayrıca Büyük Ayetullah unvanını da kendisinden almıştır.[9][10][36]

12 Mayıs 2006 tarihinde 'İran' adlı İran'ın bütün şehirlerinde yayınlanan bir devlet gazetesinin çocuklara ve gençlere yönelik hazırlanan Cuma ekinde Türkleri 'hamam böceği' olarak gösteren bir karikatür yayınlandı. Karikatür İran Türklerinde infiale sebep oldu ve ülke genelinde büyük çaplı protesto gösterilerine yol açtı. Protestolar hakkında İran devletine bağlı bir kurum tarafından yapılan bir araştırmada İran Türklerinin Türkçe dilinin devlet tarafından tanınması, Türkçe TV kanalları ve kitap yayınlarının yapılması, Türkçe ana dilde eğitim verilmesi ve özerklik talep ettikleri tespit edilmiş ve bu protesto gösterilerinin İran Türkleri arasında yükselen milliyetçi düşüncenin bir yansıması olduğu belirtilmişti.[38][39]
2011 yılında Urmiye Gölü normal seviyesinin yüzde 5 düzeyine indi. Göl ve çevresindeki tarımsal faaliyetler bitme noktasına geldi. Bunun üzerine Urmiye ve çevre kentlerde İran hükûmetini müdahale etmeye ve gölü kurtarmaya yönelik protesto gösterileri baş gösterdi.[40] İran hükûmeti uzun bir süre duruma müdahale etmedi ve bu durum bölgede yaşayan Azerbaycan Türkleri arasında şiddetli gösterilere neden oldu. Bunun üzerine birçok kişi tutuklandı.[41] İran hükûmeti durumun kötüleşmesi üzerine göle müdahale edeceğini ve Aras nehri üzerinden kanal açılarak göle takviye su getirileceğini açıkladı. Ancak uygulanan planlara rağmen göl eski seviyesine getirilemedi.[42] 2022 yılında birçok Azerbaycanlı protestocu hükûmet kuvvetleri tarafından tutuklandı.[43][44] 2023 yılında Urmiye ve çevresinde daha şiddetli protesto gösterileri yaşandı.[45][46] 22 Mart 2025 tarihinde Urmiye şehrinde Kürtler ve Türkler arasında gerilim yaşandı ve binlerce Türk protestocu sokaklara indi. Gerilime Nevruz bayramı ve hükûmet birimlerinin şehrin demografik yapısını değiştirmeye çalışmasının sebep olduğu iddia edildi.[47][48][49]
27 Eylül 2020'de Ermenistan ile Azerbaycan Cumhuriyeti arasında İkinci Dağlık Karabağ Savaşı'nın patlak vermesi üzerine İran'daki Türk grupları, Azerbaycan lehine destek gösterilerine başladı. İran devleti, 1991 yılından itibaren Ermenistan'ı ve Ermeni Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'ni desteklemekteydi. 2020 yılında patlak veren ikinci savaş süresince İran, Rusya'dan gelen askeri malzeme taşıyan konvoyların Ermenistan'a geçişine izin vermiş[50] ve bu durum da bölgede yaşayan Azerbaycan Türkleri arasında infiale sebep olmuştur.[51] Tebriz, Urmiye, Erdebil, Zencan, Hoy gibi Güney Azerbaycan şehirlerinde İran devletini ve molla rejimini eleştiren büyük çaplı protesto gösterileri meydana geldi. Protestolar sırasında Kürd, Fars, Erməni! Azərbaycan düşməni! sloganları atıldı. Gösteriler esnasında Türkiye ve Azerbaycan Cumhuriyeti bayrakları kullanıldı. Yaşanan yoğun protestolar karşısında Güney Azerbaycan bölgesinin dört eyaleti olan Batı Azerbaycan,Doğu Azerbaycan,Erdebil ve Zencan eyaletlerindeki İran Dini liderinin dört temsilcisi, Karabağ'ın Azerbaycan'a ait olduğunu ilan eden bir bildiri açıklamak zorunda kaldılar.[52] İran bu gösterileri şiddetle bastırdı ve birçok protestocuyu tutukladı.[53][54][55] Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, İran'ın göstericilere müdahalesine ve Ermenistan'a silah sağlamasına tepki gösterdi.[50] Birçok uzman ve araştırmacı Karabağ Savaşı ve İran'ın Ermenistan'a desteğinin Güney Azerbaycanlı Türklerde kimlik krizine sebep olduğunu ve özellikle genç kesimlerde İran'a sadakatin ve bağlılığın ciddi şekilde azalıp Türk milliyetçisi ve bağımsızlık eksenli fikirlerin yükselişe geçtiğini belirtti.[56][57][58] 2020-21 protestolarından 1 yıl sonra başlayan 2022 protestoları sırasında Aylar Hakkî ve Hadis Necefi gibi birçok Azerbaycan Türk'ünün polis ve besic kuvvetleri tarafından öldürülmesi olayların daha da şiddetlenmesine sebep oldu.[59] Protestocular, eylemler sırasında 1945-46 arasında kısa bir süre Güney Azerbaycan'ı yöneten Azerbaycan devletini kastederek Adalet, Hürriyet, Milli Hükümet şeklinde slogan attıkları ve Güney Azerbaycan'ın bağımsızlığını talep ettikleri medyaya yansıdı. İran Devrim Muhafızlarına yakınlığı ile bilinen yarı resmi Fars Haber Ajansı, gösterilerin arkasında pan-türkistlerin liderlik ettiği bir muhalif ittifakının olduğunu açıkladı.[60][61]
10 Aralık 2020'de Bakü'de Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Ermenistan'a karşı kazandığı İkinci Dağlık Karabağ Savaşı'nı kutlamak adına Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı askerî bir geçit töreni düzenlendi. Bu tören sırasında Erdoğan, Azerbaycanlı şair Bahtiyar Vahapzade'ye ait bir şiir okudu. Şiirde geçen bazı cümleler (Aras'ı ayırdılar, kum ile doldurdular. Ben senden ayrılmazdım. Zor ile ayırdılar) İran hükûmeti tarafından Erdoğan'ın Bütün Azerbaycan düşüncesini desteklediği ve İran'ın parçalanmasını istediği şeklinde yorumlandı ve protesto edildi. Bu durum iki ülke arasında küçük çaplı bir diplomatik krize sebep oldu.[62]
Güney Azerbaycan bölgesinde Türklerin çoğunluk olması Azerbaycan'ın 1991'de bağımsız olmasından beri İran ile arasında sürekli bir gerilim konusu oldu.[63] İran yönetiminin Güney Azerbaycan Türkleri'nin bağımsızlık ya da Azerbaycan Cumhuriyeti ile birleşme talep edebileceği veya bu doğrultuda isyan edebileceklerine yönelik duyduğu çekince İran'ı Karabağ Savaşı sürecinde Ermenistan'ı desteklemeye sevk etti.[10] 2020'de yaşanan İkinci Karabağ Savaşı'ndan Azerbaycan'ın zaferle ayrılması ve bu süreçte Türkiye ile askeri ve siyasi bir ittifak içine girmesi İran hükûmetinde endişeye sebep oldu.[64][65] Bu duruma tepki ve Azerbaycan'ın Zengezur Koridoru gibi Türkiye ile olası bir kara bağlantısı kurması planlarına cevap olarak İran, Ermenistan'la olan müttefiklik ilişkilerini geliştirmeye karar verdi. 2021 yılında Ermenistan - Azerbaycan sınırında geniş çaplı bir askeri tatbikat yaptı, 2022 yılında Ermenistan'ın Kapan şehrinde bir elçilik açtı ve Ermenistan'a yönelik her bir saldırıyı savaş sebebi sayacağını ilan etti.[66][67][68] İran'ın desteklediği Esad Rejiminin yıkılmasından sonra, 27 Şubat 2025'te Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İran'ın Suriye ve Irak'ta yürüttüğü silahlı milisler dış politikasının yanlış olduğunu belirtip uzun zaman boyunca Kasım Süleymani ve diğer İranlı yetkilileri uyardığını ve başka ülkelerin de İran'da bu tür politikalar yürütebileceğini söyledi. İran hükûmeti ve birçok uluslararası ilişkiler uzmanı bu söylemle Fidan'ın Güney Azerbaycan Türkleri üzerinden İran'ı parçalamayı kastettiğini ve İran'ı tehdit ettiğini belirtti. İran, Fidan'ın sözlerine daha sonra tepki gösterdi.[69][70][71]
Güney Azerbaycan Bölgesi 170.000 - 220.000 km²lik[72] bir sahayı kapsar ve kuzeyde Aras Nehri, güneyde Hamse, doğuda Gilan ve Hazar Denizi, batıda Türkiye ve Irak ile çevirilir.[72]
Azerbaycan, İran'ın kuzeybatısında ve Alborz, Zagros ve Kafkas sıradağlarının kesiştiği noktada yer alır ve ağırlıklı olarak dağlık bir ülkedir. Azerbaycan nehirleri çoğunlukla Urmiye Gölü ve Hazar Gölü'nün su toplama alanında akar. Azerbaycan'ın batı ve kuzeybatı bölgelerinin çoğunun iklimi nemli Akdeniz, güney bölgelerinde ise yazları sıcak olan Akdeniz iklimidir.[73] Avrupa rotası üzerinde olması bu bölgeye özel bir stratejik konum kazandırmıştır.

Güney Azerbaycan Türkleri İran'da Farslardan sonra en kalabalık ikinci etnik gruptur ve kendilerini tanımlamak için Azeri kelimesini değil Türk kelimesini ve dilleri için de Türki kelimesini kullanırlar.[74] İran'da etnik aidiyetlere göre herhangi bir resmi sayım yapılmamıştır. Ancak resmi devlet görevlilerinin de dahil olduğu farklı kaynaklar, değişik zamanlarda farklı sayılar vermişlerdir. Bu çalışmalardan en eskisi İran Ordusunun 1949 yılında yaptığı bir çalışmadır. Çalışmaya göre 17 milyon nüfusa sahip İran'da 8.543.586 Fars, 4.452.666 milyon Türk, 1.165.087 milyon Kürt, 530,285 Lur, 395,257 Beluç, 274,423 Arap ve 127,117 Türkmen olduğu tespit edilmiştir.[75] Aralık 2009'da İran Eğitim Bakanı Hamid Reza Haji Babai ilkokul kademesinin üstündeki öğrencilerin yüzde 70'inin Farsça dışında başka bir dil daha konuştuğunu söyledi.[76] Ocak 2011'de diplomatik bir ziyaret için Türkiye'ye gelen İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi İran nüfusunun yüzde 40'ının Türkçe konuştuğunu belirtti.[60] Güney Azerbaycan bölgesinin Türk çoğunluklu olduğu resmi İran görevlileri dahil birçok kişi ve kurum tarafından kabul edilmektedir. Bölgede çoğunlukta olan İran Azerileri[77][78] dışında Kürtler (%7) ve Ermeniler (%0,1) gibi çeşitli etnik gruplar da yaşamaktadır.[7] İran genelinde Türklerin toplam nüfusun yüzde kaçını oluşturduğu net olarak bilinmemekle birlikte yüzde 25 ve yüzde 30 arasında olduğu yönünde farklı yorumlar vardır.[74]
Güney Azerbaycan bölgesinin nüfusu resmi olarak 9 milyondan fazladır. Ancak İran geneline yayılmış olan İran Türklerinin toplam nüfusunun 15 ile 30 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir.[39][58][65] Türklerin sayısının bundan daha fazla olduğunu belirten kaynaklar da vardır. Ancak İran'da etnik sayım yapılmadığından kesin sayı net olarak bilinmemektedir. Hemedan ve Kazvin eyaletlerinde de Türklerin nüfusun çoğunluğu oluşturduğu ve 13 milyondan fazla insana ev sahipliği yapan başkent Tahran'da da ciddi bir oranda Türk azınlığın yaşadığı hesaplanmaktadır.[79][80][81][82][83][84][85][86][87][88][89][90][91]
| Eyalet | Nüfus (2016) | Yüz ölçümü (km2) | Eyalet Merkezi |
|---|---|---|---|
| Batı Azerbaycan | 3.265.219[92] | 37.437 | Urmiye |
| Doğu Azerbaycan | 3.909.652[93] | 45.650 | Tebriz |
| Erdebil | 1.270.420[94] | 17.800 | Erdebil |
| Zencan | 1.057.461[95] | 21.773 | Zencan |
| Güney Azerbaycan | 9.502.752 | 122.660 |
| Sıra | Şehir | İl | Eyalet | Nüfus (2016) |
Resim |
|---|---|---|---|---|---|
| 1 | Tebriz | Tebriz | Doğu Azerbaycan | 1.558.693[96] | |
| 2 | Urumiye | Urumiye | Batı Azerbaycan | 736.224[96] | |
| 3 | Erdebil | Erdebil | Erdebil (eyalet) | 529.374[96] | |
| 4 | Zencan | Zencan | Zencan (eyalet) | 486.495[96] | |
| 5 | Hoy | Hoy | Batı Azerbaycan | 198.845[96] | |
| 6 | Maraga | Maraga | Doğu Azerbaycan | 175.255[96] | |
| 7 | Miyanduab | Miyanduab | Batı Azerbaycan | 134.425[96] | |
| 8 | Merend | Merend | Doğu Azerbaycan | 130.825[96] | |
| 9 | Eher | Eher | Doğu Azerbaycan | 100.641[96] |
Güney Azerbaycan bölgesi İran'ın en önemli ticari ve sanayi bölgelerinden birisidir. Tebriz, İran'ın en büyük sanayi şehirleri arasında yer almaktadır.

İttihat ve Terakki'nin propaganda yayınlarını ve uyguladığı politikaları takip eden bazı İranlı Türk aydınlar bu sayede Türkçü fikirlerle tanıştılar ve bunun tesiriyle Farsça yerine Türkçeyi sosyal hayatta ve eğitimde ön plana almaya başladılar. Mirza Hasan Rüşdiyye gibi aydınlar Türk dilinde eğitim veren okullar açtılar.[30] Bölgede yaşayan Türkler arasında ilk bağımsızlık düşünceleri 1918'de Rus hakimiyeti altındaki kuzey topraklarının Azerbaycan Demokratik Cumhuriyetini ilan etmesiyle başladı. Güney Azerbaycan Türkleri ilk büyük çaplı bağımsızlık girişimlerini 1945'te kurulan Tebriz merkezli Azerbaycan Millî Hükûmeti ile beraber gerçekleştirdi. 1 yıl süren bu devlet denemesi Sovyetler Birliği'nin desteğini çekmesi, Türkiye'nin destek vermemesi ve Amerika ile İngiltere'nin İran yönetimini desteklemesi sebebiyle sona erdi. 1991'de kuzey topraklarında yeniden bağımsız bir Azerbaycan devletinin kurulmasıyla güneydeki bağımsızlık düşünceleri de tekrar alevlenmiştir. Güney Azerbaycan Millî Özgürlük Hareketi, Azerbaycan Millî Direniş Teşkilatı gibi siyasi hareketler ve Abbas Lisani, Said Metinpur, Nergis Muhammedi gibi aktivistler Azerbaycan Türklerinin kültürel, dilsel ve milli hak talepleri için mücadele etmektedirler.[97][98][99] 6 Ağustos 2014'te Batı Azerbaycan Vali yardımcısı Hadi Bahadıri, Pehlevi döneminde eyaletteki 2000 yerleşim yerinin adının Türkçeden Farsçaya çevrildiğini açıkladı. Bahadıri, yerleşim adlarının eski isimlerine geri çevrileceğini belirtti.[100][101] Urmiye Üniversitesi 2015-2016 eğitim öğretim yılında İstanbul Türkçesi Dili ve Edebiyatı bölümünün öğrenci alımına başlayacağını duyurdu.[102]
12 Şubat 2016'da Tebriz milletvekili ve eski Sağlık Bakanı Mesut Pezeşkiyan, Türk dilinin İran'da yasak olmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.[103] 26 Ağustos 2016 tarihinde İran Meclisinden 42 milletvekili, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'ye bir mektup yazarak ilkokul ve ortaokulların müfredatına Türk Dili ve Edebiyatı dersinin eklenmesini talep etti.[104] Bu talepten aylar sonra, 30 Ekim 2016'da, İran tarihinde ilk defa Türk milletvekilleri parti veya siyasi görüş farkı gözetmeden birleşerek Türk Nüfuslu Bölgeler Fraksiyonu'nun kurulduğunu ilan ettiler. Fraksiyonun liderliğine aynı tarihte meclis başkan yardımcısı olarak görev yapan Mesut Pezeşkiyan seçildi. Ayrıca 25 milletvekilinden oluşan bir yönetim grubu da oluşturuldu. 100 milletvekilinin bir araya gelerek kurduğu bu meclis grubu, amaçlarının Türkçe eğitim ve Türk bölgelerine yapılan yatırımın arttırılması olduğunu açıkladılar. İran kamuoyunun yoğun tepkisi ve bölücülük suçlamalarının ardından Fraksiyon, 10 Ağustos 2017 tarihinde kendini feshetti.[105][106][107][108]
Batı Azerbaycanlı doktor ve politikacı Mesut Pezeşkiyan bir konuşmasında kendisinin, annesinin ve babasının Türk olduğunu ve evde çocukları ile beraber Türkçe konuştuklarını ve Türk olmakla da gurur duyduğunu söyledi.[109][110] Pezeşkiyan, İran'da yaşayan etnik azınlıkların Farsça konuşmak zorunda olmadığını, her etnik azınlığın kendi dilinde konuşabilmesini ve eğitim alabilmesini savunmuş ve bunun için mücadele edeceğini söylemiştir. Pezeşkiyan 2024 yılında İran'ın dokuzuncu cumhurbaşkanı olarak seçildi ve başta Türkçe olmak üzere azınlık dillerine özgürlük verileceğini açıkladı. Daha sonra 2025 yılında katıldığı bir konferans sırasında Şehriyar'dan Türkçe bir şiir okudu. Ancak yardımcılarından birisinin müdahalesine uğradı. Pezeşkiyan bu duruma Bir tanecik Türkçe bir şiirden bir şey olmaz diyerek cevap verdi.[111][112][113][114]
| Eyalet (Ostan) | Genel Vali | Devrim lideri'nin Temsilcisi |
|---|---|---|
| Doğu Azerbaycan | Easmaeil Jabbarzadeh | Mohsen Mojtahed Shabestari |
| Batı Azerbaycan | Ghorbanali Saadat | Mehdi Ghoreyshi |
| Erdebil (eyalet) | Majid Khodabakhsh | Hassan Ameli |
| Zencan (eyalet) | Asadollad Darvish Amiri | Ali Khatami |
Uzmanlar Meclisi'nin 86 üyesinden 11 tanesi Güney Azerbaycan bölgesinden seçilir.Erdebil (eyalet)'inin Meşginşehr şehrinden Ali Meshkini [115] 1983'ten 2007'e kadar Uzmanlar Meclisi'nin başkanlığını yaptı.
| İsim | Eyalet (Ostan) |
|---|---|
| Hashem Hashemzadeh Herisi | Doğu Azerbaycan |
| Mohsen Mojtahed Shabestari | Doğu Azerbaycan |
| Mohammad Feyzi | Doğu Azerbaycan |
| Mohammad Taghi Pourmohammadi | Doğu Azerbaycan |
| Ali Malakouti | Doğu Azerbaycan |
| Asghar Dirbaz | Batı Azerbaycan |
| Ali Akbar Ghoreyshi | Batı Azerbaycan |
| Javad Mojtahed Shabestari | Batı Azerbaycan |
| Hassan Ameli | Erdebil (eyalet) |
| Fakhraddin Mousavi | Erdebil (eyalet) |
| Mohammad Reza Doulabi | Zencan (eyalet) |
İslamî Şûra Meclisi'nin 290 üyesinden 44 tanesi Güney Azerbaycan bölgesinden seçilir. Güney Azerbaycan bölgesinden seçilen 44 üyeden 40 tanesi 2016 yılında Güney Azerbaycan bölgesinin haklarını organize bir şekilde savunmak ve bölgenin geri bırakılmışlığıyla mücadele etmek için Mesud Pezeşkiyan liderliğinde Türk Nüfuslu Bölgeler Fraksiyonu'nu kurmuştur.[116]
| Ülke | İsim | Şehir | Eyalet |
|---|---|---|---|
| Tebriz Türk Başkonsolosluğu[122] | Tebriz | Doğu Azerbaycan | |
| Urumiye Türkiye Başkonsolosluğu[123] | Urumiye | Batı Azerbaycan | |
| Tebriz Azerbaycan Başkonsolosluğu[124] | Tebriz | Doğu Azerbaycan |
İran Ordusu ve Devrim Muhafızları'na bağlı bazı tümen ve tugaylar Güney Azerbaycan bölgesindedir:
| Tür | İsim | Şehir | Eyalet |
|---|---|---|---|
| İran Ordusu'nun Kuzey Batı Operasyonel Karargahı | İran Ordusu Kuzeybatı Operasyonel Karargahı | Urumiye | Batı Azerbaycan Eyaleti |
| Tümen | 64. Piyade Tümeni | Urumiye | Batı Azerbaycan Eyaleti |
| Tümen | 21. Piyade Tümeni | Tebriz | Doğu Azerbaycan |
| Lojistik Üs Merkezi | Maraga Mıntıkası 4 Merkezi | Maraga | Doğu Azerbaycan |
| Tugay | 40. Piyade Tugayı | Serab & Erdebil | Doğu Azerbaycan & Erdebil (eyalet) |
| Tugay | 41. Piyade Tugayı | Urumiye | Batı Azerbaycan |
| Tugay | 36. Zırhlı Tugay | Miyane | Doğu Azerbaycan |
| Ordu Eğitim Merkezi | 03 Acebşir Asker Alma Eğitim Merkezi | Acebşir | Doğu Azerbaycan |
| İran Ordusu Kara Havacılık Hava Üssü | Havanirooz Tebriz Üssü | Tebriz | Doğu Azerbaycan |
| İran Hava Kuvvetleri Hava Üssü | Tebriz Taktik Hava Üssü 2 ya da Paygah Dovvom-e Shekari | Tebriz | Doğu Azerbaycan |
| İran Donanması Şubesi | Tebriz Denizcilik Ofisi | Tebriz | Doğu Azerbaycan |
| Bölgesel Birim | Erdebil Hazrat Abbas Devrim Muhafızları | Erdebil | Erdebil (eyalet) |
| Bölgesel Birim | Batı Azerbaycan Shohada Devrim Muhafızları | Urumiye | Batı Azerbaycan |
| Bölgesel Birim | Doğu Azerbaycan Ashura Devrim Muhafızları | Tebriz | Doğu Azerbaycan |
| Bölgesel Birim | Zencan Ansar al-Mahdi Devrim Muhafızları | Zencan | Zencan (eyalet) |

Abdürrezzak Neşe Tebrizi, Arif Tebrizi,Sadık Bey Afşar, Essar Tebrizi, Fedai Tebrizi, Güney Azerbaycanlı ünlü klasik dönem şairleridir. Üskülü Merziyye, Hamid Nutki, Ali Tebrizli, Muhammed Hüseyin Şehriyar, Habib Sahir, Pervin İtisami, Muhammed Biriya, Mirza Ali Han La'li, Mir Mehdi Etimad, İsmail Caferpur, Medine Gülgün, Nasır Menzuri, Feriba Vefi, Samed Behrengi gibi ünlü Türk şair ve yazarlar da modern dönemde bu bölgede doğmuşlar ve yaşamışlardır.
Cevad Heyet Türkoloji ve tıp alanında, Ali Cevan ise fizik alanında önemli çalışmalar yapmış kişilerdir.
UNESCO Dünya Mirası listesine Güney Azerbaycan'dan 9 tarihi yapı girmiştir.
Bölgenin ileri gelen üniversiteleri:
| Sıra | Liseler ve Üniversiteler | Şehir | Eyalet |
|---|---|---|---|
| 1 | Tebriz Üniversitesi | Tebriz | Doğu Azerbaycan |
| 2 | Urumiye Üniversitesi | Urumiye | Batı Azerbaycan |
| 3 | Mohaghegh Ardabili Üniversitesi | Erdebil | Erdebil (eyalet) |
| 4 | Zencan Üniversitesi | Zencan | Zencan (eyalet) |
| 5 | Sahand Teknoloji Üniversitesi | Tebriz | Doğu Azerbaycan |
| 6 | Urumiye Teknoloji Üniversitesi | Urumiye | Batı Azerbaycan |
| 7 | Temel Bilimlerde İleri Seviye Araştırmalar Enstitüsü | Zencan | Zencan (eyalet) |
| 8 | Tebriz Sağlık Bilimleri Üniversitesi | Tebriz | Doğu Azerbaycan |
| 9 | Urumiye Sağlık Bilimleri Üniversitesi | Urumiye | Batı Azerbaycan |
| 10 | Erdebil Sağlık Bilimleri Üniversitesi | Erdebil | Erdebil (eyalet) |
| 11 | Zencan Sağlık Bilimleri Üniversitesi | Zencan | Batı Azerbaycan |
| 12 | Tebriz İslami Sanatlar Üniversitesi | Tebriz | Doğu Azerbaycan |
| 13 | Azerbaycan Shahid Madani Üniversitesi | Tebriz | Doğu Azerbaycan |
| 14 | Meraga Üniversitesi | Meraga | Doğu Azerbaycan |
| 15 | Meraga Gözlemevi | Meraga | Doğu Azerbaycan |
| 16 | Bunab Üniversitesi | Bunab | Doğu Azerbaycan |
Güney Azerbaycan'da 7 sivil havalimanı vardır ve bunlardan en büyüğü Tebriz'in kuzeybatısında yer alan Tebriz Uluslararası Hava Limanı'dır. Diğer havalimanları ise:
| Sıra | Havalimanı | Şehir | Eyalet |
|---|---|---|---|
| 1 | Tebriz Uluslararası Hava Limanı | Tebriz | Doğu Azerbaycan |
| 2 | Urumiye Havalimanı | Urumiye | Batı Azerbaycan |
| 3 | Erdebil Havalimanı | Erdebil | Erdebil (eyalet) |
| 4 | Zencan Havalimanı | Zencan | Zencan (eyalet) |
| 5 | Sahand Havalimanı | Bunab | Doğu Azerbaycan |
| 6 | Hoy Havaliamnı | Hoy | Batı Azerbaycan |
| 7 | Parsabad-Moghan Havalimanı | Parsabad | Erdebil (eyalet) |
Ata Havayolu 2008 yılında kurulmuş ve 2010 yılında yolcu taşımaya başlamış Tebriz merkezli bir havayolu şirketidir. Şirketin ismi olan Ata kelimesi Türkçedir ve havayolu firmasının Güney Azerbaycan ile bağını sembolize eder.

Azerbaycan Türkçesi bölgedeki okullarda öğretilmemektedir ve Türkçe dilinde eğitim İran'da yasaktır; ancak ilk defa 2016 yılında, Azerbaycan Dili ve Edebiyatı bilim dalı altında Tebriz Üniversitesi'nde Türkçe dersleri verilmeye başlandı.[125]
|
|
Bölgenin en yaygın dini İslam, yaygın mezhebi Şiilik'tir.

Güney Azerbaycan bölgesinde birçok spor klubü ve tesisi faaliyet göstermektedir.
Afşar boyu, Kaşkaylar, Şahseven, Kaçarlar, Karapapaklar, Hamse Türkmenleri, Mişkinler, Delikanlu aşireti, Kelişanlu aşireti, Şabsanlı, Mukriler, Kapanaklar, Çardovlu, Mukaddem boyu, Küresünniler, Darilu, Beybağlu, Çeğini, İmarluları, Kasımluları, Kiresunlu, Karakoyunlu, Akkoyunlu, İlhanlı, Kızılayak, Başoğuz, Uğurlu, Kovanlı, Karasanlı, Karadolaklı, Tahtakapılı, Karababalı, Kalaçlı, Muganlı, Hıtaylı, Avkanlı, Kızılkeçili, Karaenikli, Karaçaylı, Osanlı, Umanlı, Kıyamandili, Çarıklı, Porsunlu, Develi
Muhterem liderimiz Elçibey, İran isimli halklar hapishanesinin bu aşamadan geçeceğini öngörmüştü. Ancak kendisinin nihai amacı önce tam bağımsız Güney Azerbaycan Devleti, ardından Türkiye, Güney Azerbaycan ve Bakü merkezli Azerbaycan Cumhuriyeti'nin bir federasyon çatısı altında birleşmesiydi.
1. Kafkas Kolordusu birlikleri verilen emir gereği Gümrü’den güneye doğru ilerlemeye devam etti. Güney Azerbaycan’a doğru ilerleyen Karabekir Paşa, 7 Ağustos’ta karargâhını Nahçıvan’da kurdu. 2 Eylül’de Tebriz’e geldi. Tebriz’e yaklaşan İngilizlere karşı başarılı çarpışmalarda bulundu ve büyük kayıp verdirdi.21 Ekim 1918 tarihinde Sadrazam Ahmet İzzet Paşa bir tebliğ yayınlayarak, bu tarihten sonra Kuzeybatı İran ve diğer bölgelerde bulunan Türk birliklerinin geri çekilmesini istedi. Karabekir, 22 Ekim 1918’de İran’ı (Güney Azerbaycan’ı) boşaltarak Nahçıvan’a geri çekilme emrini alınca önce Culfa’ya, sonra Nahcivan’a geldi.
The Islamic regime in Iran despises the growing image of Azerbaijan as a more affluent country than Iran, especially because Iran is home to 12 to 15 million Azeris...The regime is wary of their collective power. In May 2006, the official Islamic Republic News agency published a cartoon in its weekly magazine on the kids edition that sparked such a backlash in Iranian Azerbaijan province that it took the regime by surprise. The regime responded in a way that was then unthinkable; instead of using force, the regime was quick to apologize and allowed the protests to be aired on national television. The 2006 protests stirred a significant degree of backlash against the regime in Iran. Calls for secession were amplified and it broke many taboos about challenging the regime’s authority. Iranian Azeris share the aspirations for freedom and justice with all other repressed minority groups in the Islamic republic of Iran.
In recent days, widespread protests broke out in some of Iran’s major Azeri-speaking cities including Tabriz, Urmia, Ardabil and Zanjan. Demonstrators called for the “liberation of Karabakh” and voiced anger at rumors that the Islamic Republic had dispatched truckloads of military aid to Armenia.In one instance, large groups of protesters in Tabriz chanted “Kurds, Persians and Armenians are the enemies of Azerbaijan.In a rare move, widely criticized by Iran’s pro-reform newspapers and social media users, representatives of the Supreme Leader in four Azeri-speaking provinces unconditionally threw their weight behind the Republic of Azerbaijan. They emphasized in a joint statement that there is no doubt that Karabakh belongs to Azerbaijan, that it is being occupied and that these territories need to be returned to Azerbaijan.
At the beginning of 2023, the Iranian regime believed that mass protests in the northern provinces of the country inhabited by 25-30 million ethnic Azerbaijanis were practically suppressed. But the events of recent weeks in the northern city of Tabriz have shown that the situation is completely different and an old terrible threat looms again over Tehran’s regime.
The Azerbaijanis are Iran’s second-largest ethnic group. In Iran, Azerbaijanis are often referred to and self-refer as Turks and refer to their language as Turki...Azerbaijani Turks comprise at least 50 percent of the population in six provinces: East Azerbaijan, West Azerbaijan, Ardabil, Zanjan, Qazvin, and Hamadan....From 2000 to 2010, the Factbook claimed the Persian population comprised 51 percent of the population and the next-largest group, the Azerbaijanis, comprised 24 percent.
Qətiyyətlə demişəm, mən türkəm. Atam da türkdür, anam da. Türk olmağımla fəxr edirəm
Evde çocuklarımla Farsça yerine Türkçe konuşuyorum. Annem de babam da Türk. Türklüğümle gurur duyuyorum diyen Mesud Pezeşkiyan
In response, Pezeshkian laughingly made light of the interruption in front of the Turkic-Azerbaijani-Persian audience and said, “No problem. No problem reading two Turkic poems,” with a smile.