Gürcistan Olayı

Bu yazımızda son zamanlarda ilgi ve tartışmalara yol açan Gürcistan Olayı konusunu ele alacağız. Gürcistan Olayı ve toplumumuzdaki etkileri farklı alanlarda tartışılmıştır; bu nedenle, bu konuyu kapsamlı ve objektif bir şekilde ele almak çok önemlidir. Bu doğrultuda, Gürcistan Olayı ile ilgili farklı yönleri analiz ederek onun kökenlerini, gelişimini ve mevcut bağlamdaki yansımalarını araştıracağız. Benzer şekilde, alandaki uzmanların görüş ve argümanlarını dikkate alarak Gürcistan Olayı etrafında var olan farklı bakış açıları üzerinde duracağız. Sonuçta bu makalenin amacı Gürcistan Olayı konusuna ışık tutmak ve okuyucunun bu konuyu tam olarak anlamasını ve bu konuda kendi yargısını oluşturmasını sağlayacak ayrıntılı ve dengeli bir bakış açısı sunmaktır.

Anastas Mikoyan, Sergo Orconikidze ve Josef Stalin

Gürcistan Olayı (Rusça: Грузинское дело), Rus İmparatorluğu'nda gerçekleşen Ekim Devrimi ve Rus İç Savaşı'nın ardından 1922 yılında Gürcistan topraklarında sosyalizmin gerektirdiği sosyal ve siyasi değişikliklerin nasıl gerçekleştirileceğine dair Bolşevik önder kadro arasında çıkan siyasi anlaşmazlık ve bunu izleyen olayları kapsar.

Gürcü topraklarının Kızıl Ordu tarafından zorla Sovyet yönetimine dahil edilmesinden sonra yerel Gürcü önderler Pilipe Maharadze ve Polikarpe Mdivani ile onların merkez yöneticileri konumundaki Josef Stalin ve Grigol Orconikidze arasında fikir ayrılıkları yaşanmıştır. Görüş ayrılığının kökenleri karmaşıktı. Gürcü Bolşevikler, Moskova’dan özerk olmak isterken, merkez yönetim Gürcü, Azeri ve Ermeni topraklarını bir araya alacak olan Transkafkasya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti'ni kurmak istemekteydiler.

Gürcistan Olayı, aynı zamanda ölmek üzere olan Bolşevik lider Vladimir Lenin’in konuya dâhil olmasıyla karmaşık hale gelmiştir. Sonunda Stalin-Orconikidze hattı partide kabul görse de Lenin ile Stalinʼin arası açılacak, bu durum Lenin'in Vasiyeti ile son yazılarına yansıyacaktır.

Arka plânı

Gürcistan topraklarında Sovyet hâkimiyeti Kızılordu’nun Şubat-Mart 1921 dönemindeki askerî harekâtı sonucunda sağlanır. Bu askerî sefer esas olarak, o dönem Sovnarkom Milliyetler Halk Komiseri olan Josef Stalin ile Bolşevik Parti Transkafkasya Bölge Komitesi başkanı Grigol Orconikidze tarafından yürütülür. Kızılordunun bölgeye gelişinden önce Bolşevikler arasında Gürcistan başlığında nasıl hareket edilmesi gerektiğine dair anlaşmazlık vardı. Stalin ve Orconikidze Menşeviklerin hâkimiyetindeki bağımsız Gürcistan’ın derhâl Sovyetleştirilmesini savunurken, Leon Troçki Gürcistan içinde bir hazırlık döneminin ardından yapılacak ayaklanmayla burasının Sovyetler Birliği'ne dâhil edilmesini savunmaktaydı. Lenin ise Gürcistan’a yapılacak olası bir askerî müdahalenin uluslararası etkilerinden ve özellikle Mustafa Kemal önderliğinde kurulmakta olan Türkiye’nin tepkisinden çekinir. Sonunda parti tarafından onay verilen harekât 13 Şubat 1921 günü başlar. Gürcü topraklarında Sovyet yönetimine karşı var olan muhalefetten haberdar olduğu için süren askerî harekât ile ilgili güvenilir bilgi alamamaktan şikayet eder. Ayrıca sovyet karşıtı Gürcü aydınlarıyla köylülüğünün kazanılmasına çalışılmasını salık verir. Ancak iç savaş koşulları bu politikanın uygulanmasını engelleyecektir. Gürcü topraklarındaki uygulanması istenen Menşeviklerle uzlaşma girişimleri özellikle Stalin tarafından uygulanan uzlaşmaz siyaset nedeniyle gerçekleşmeyecektir.

Ulusal sapma mı? Büyük Rus milliyetçiliği mi?

Sonunda Menşeviklere uzlaşılmasını isteyen orta yolcularla, doğrudan ülkenin sovyet egemenliğine geçirilmesini savunanlar arasında gerilim başlar. Tartışmalar sürerken Stalin aldığı kararla Gürcistan’daki tüm yerel işçi örgütlerinin ve sendikaların Bolşevik parti örgütüne bağlanmasını sağlar. Ayrıca Gürcüler arasındaki Moskova’ya bağlanmamak ve bir tür özerklik isteğinin bastırılması için 1921 yılı Temmuz ayında Tiflis’e geçer. Stalin yerel işçilerle yapılan toplantıda yerel milliyetçiliğe karşı konuşunca eleştirilecektir. Stalin izleyen günlerde milliyetçilik akımının tasifye edilmesi için parti lideri Maharadze’yi görevden alarak yerine Budu Mdivani’yi geçirir. Çeka içindeki Makharadze yanlıları da tasfiye edilir. Bunların yerine atananlar arasında geleceğin ünlü Bolşevik lideri Lavrentiy Beria da bulunur. Ne var ki, bir yıl bile geçmeden Stalin Mdivani ile sorunlar yaşamaya başlar. Konu Gürcistan’ın Sovyetler Birliği içindeki konumudur. Stalin ve Orconikidze tarafından önerilen ve Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan’ın birleşmesinden kurulan Transkafkasya Cumhuriyeti tepki çeker. Gürcü komünistler Gürcistan’ın ayrı bir cumhuriyet olmasında ısrarcıdır. Stalin bu eğilimi ulusal sapma olarak adlandırırken, Gürcüler de Stalin’in politikalarını Büyük Rus milliyetçiliği olarak tanımlarlar. Bolşevik Parti yönetimi ve Lenin bölgenin birliğe ekonomik ve siyasi olarak bütünleşmesi için Transkafkasya modelini benimser. Ancak iki grup arasında yaşanan gerilim 1922 yılı Kasım ayında Orconikidze’nin de karıştığı bir kavgaya evrilince Lenin olaya dahil olur.

Lenin dâhil oluyor

Lenin bölgeden gelen şikâyetleri inceler ve tüm eleştirisini Orconikidze’ye yöneltir. 1922 yılı Kasım ayında Çeka lideri Feliks Dzerjinski’yi bölgeye araştırma yapması için gönderir. Stalin ve uygulamalarını doğru bulan Dzerjinski durumun ciddi olmadığı yönünde bir rapor hazırlar. Ancak Lenin benzer sorunların diğer Sovyet cumhuriyetlerinde patlak vermesinden çekindiği için endişelidir. 1922 yılı Aralık ayında Lenin, artık Stalin ve Orconikidze’yi Büyük Rus milliyetçiliğinden dolayı eleştirmeye başlamıştır. Ancak Lenin’in sağlık durumu şiddetle bozulacak ve partinin kararı gereği Gürcistan plânlanan şekilde Transkafkasya cumhuriyeti içinde yer alacaktır. 25 Ocak 1923 tarihli Politbüro kararı gereğince ise Mdivani tasfiye edilecektir.

Sonu

Çeşitli sebeplerden dolayı 5 Mart 1923 günü Stalin ile tüm ilişkilerini kesen Lenin yaklaşan parti kongresinde Stalin’in parti genel sekreterliği görevinden alınmasını planlayıp konuyu vasiyetinde dile getirse de 9 Mart günü geçirdiği beyin kanaması yüzünden bilincini kaybedecek ve yatağa bağlı kalacak, 1924 yılı Ocak ayında da hayata veda edecektir. Troçki Gürcistan Olayı ile ilgili olarak Stalin ile yüzleşmek istemeyecek ve 1923 yılı Nisan ayında yapılan 12. Kongrede Gürcistan ve Ukrayna milliyetçiliği mahkûm edilecektir. Olay yüzünden geri plana atılan Orconikidze, partide Stalin’in yükselmesiyle beraber yeniden yönetime girecektir. Tasfiye edilen Gürcü komünistler ise 1930’lu yıllardaki Büyük Temizlik dönemine kadar varlıklarını sürdürecek, bu dönemde tasfiye edileceklerdir.

Kaynakça

  1. ^ Smith, Jeremy, The Georgian Affair of 1922. Policy Failure, Personality Clash or Power Struggle? Europe-Asia Studies, Mayıs 1998 Cilt. 50, No. 3, s.519-544
  2. ^ İç savaş döneminde Menşeviklerin siyasi tutumları için Bakınız Bolşeviklere karşı sol ayaklanmalar
  3. ^ Stalin’in de Gürcü olduğu hatırlanmalıdır.

Konuyla ilgili yazılan eserler

  • Jones, Stephen F., The Establishment of Soviet Power in Transcaucasia: The Case of Georgia 1921-1928, Ekim 1988, Soviet Studies 40, No. 4 s.616–639. (İngilizce), 7 Temmuz 2010 tarihinde erişilmiştir
  • Ogden, Dennis George, National Communism in Georgia: 1921-1923, The University of Michigan, 1978 (Doktora tezi)

Ayrıca bakınız