Bu yazımızda günümüzde pek çok kişinin dikkatini çeken bir konu olan Harran'den bahsedeceğiz. Harran farklı çevrelerde tartışmalara yol açan ve merak uyandıran bir konu. Tarih boyunca Harran farklı kültürlerde önemli bir rol oynamış ve çeşitli alanlarda çalışma ve araştırmalara konu olmuştur. Bu makalede, kökeni ve evriminden mevcut toplum üzerindeki etkisine kadar Harran ile ilgili farklı yönleri inceleyeceğiz. Harran'i neyin anlamlı kıldığını ve ona dikkat etmenin neden önemli olduğunu keşfedeceğiz. Harran hakkında bu keşif ve öğrenme yolculuğumuzda bize katılın!
| Harran | |
|---|---|
Harran'ın Şanlıurfa'daki konumu | |
![]() İlçe sınırları haritası | |
| Ülke | Türkiye |
| İl | Şanlıurfa |
| Coğrafi bölge | Güneydoğu Anadolu Bölgesi |
| İdare | |
| • Kaymakam | Harun Reşit Han[1] |
| • Belediye başkanı | Mahmut Özyavuz[2] (MHP) |
| Rakım | 137 m |
| Nüfus (2018) | |
| • Toplam | 87.843 |
| • Kır | - |
| • Şehir | - |
| Zaman dilimi | UTC+03.00 (TSİ) |
| ISO 3166 kodu | TR-63 |
| Posta kodu | 63510 |
| İl alan kodu | 414 |
| İl plaka kodu | 63 |
Harran, Şanlıurfa ilinin bir ilçesidir. Suriye sınırına yakın olan bir ilçedir. Şanlıurfa'ya 44 kilometre uzaktadır.
Şanlıurfa'daki Harran Üniversitesi de adını bu ilçeden almıştır. Kuzey Mezopotamya'nın kadim yerleşim yerlerinden olup Dünya'nın hâlâ yaşanılan en eski kentlerinden biridir.
Harran, 1946 yılına kadar "ilçe" statüsüne sahipken, o yıl "bucak merkezi"ne dönüştürülerek Akçakale ilçesine bağlanmıştır. 1987 yılında ise 3392 sayılı Kanunla tekrar ilçeye dönüştürülmüştür.
Bu gün Şanlıurfa'nın bir ilçesi olan Harran şehrinin adına ilk defa MÖ 2250 yıllarına ait Ebla'da bulunan çivi yazılı tabletler'nde rastlanmaktadır. Bu tabletler arasında, Harran'daki Sin Mabedi'nde bir antlaşma imza edildiğine dair bir belge bulunmaktadır. Bu tabletlerde şehir "Ha-ra-an" olarak adlandırılmaktadır. MÖ 2. binyıl başlarına tarihlenen ve Kültepe'yle Mari'de bulunan çivi yazılı tabletlerde ise kentin adı "Har-ra-na" veya "Ha-ra-na" diye geçmektedir. Kentin adı Sümercede ve Akatçada "seyahat" veya "kervan" anlamına gelen "haran-u" sözcüğünden gelmektedir. Bazı kaynaklar ise bu sözcüğün "kesişen yollar" veya "şiddetli sıcak" anlamına geldiğini öne sürmektedir.[3]
Bilinen en eski tarihi MÖ 2. binyıl başlarına tarihlenen Haran, Mezopotamya pagan inanışının en önemli merkezlerinden biriydi ve burada ay tanrısı Sin ile güneş tanrısı Şamaş'ın mabedleri bulunuyordu. 2. binyılın ortalarında Hititler'le Mitanniler arasında yapılan bir antlaşmaya Harran'daki ay tanrısı Sin ve güneş tanrısı Şamaş şahit tutulmuştur. Bundan sonra Bâbil, Hitit, Asur tabletlerinde Harran'dan sık sık bahsedildiği görülmektedir. Akdeniz ile Dicle Nehri civarındaki ovalar arasındaki konumu nedeniyle şehir bir ticaret merkezi olma özelliği kazanmıştır.[4]
Asur tabletlerine göre bölge M.Ö.2000'lerde Hurriler ile Mitannilerin yerleştiği bir yerdi. Süryânîlerin atası olan Ârâmîlerin bölgeye yerleşmesi M.Ö 11.yüzyıldan sonra da Mezopotamya'dan kuzeye doğru göç ederek Fırat'ın iki yakası boyunca uzanan topraklarda Bit-Adini Devleti'ni kurdukları döneme denk gelmektedir. Harran, M.Ö.857'de Asur İmparatorluğuna bağlandı. MÖ 609'de Medler ve Keldânîler'in işbirliğiyle Asur İmparatorluğunun başşehri Ninova'nın ele geçirmelerinden sonra son Asur kralı II. Asur-Uballit, Harran Kalesi'ne sığındı ve Asur İmparatorluğu üç yıl daha burada devam etti. MÖ 612'de Asur İmparatorluğu tamamen ortadan kaldırıldı ve Harran'a sırasıyla Medler ve Keldânîler hakim oldu.
MÖ 722 yılında Asur Kralı II. Sargon'un, İsrail devletini istila ederek Yahudileri Mezopotamya'ya ve Harran'a sürmesiyle bölge ilk kez bir Yahudi topluluğu ile tanışmış oldu. Babil kralı Keldânîler'in hükümdarı Nebukadnezar'ın MÖ 586 yılında Kudüs'ü ele geçirerek şehir ile birlikte Süleyman Mabedini de yıkıp Yahuda Krallığı'nı ortadan kaldırarak Yahudileri bölgeden sürmesi neticesinde tüm Mezopotamya'da önemli bir Yahudi nüfus ortaya çıkmıştı. Tarihe Babil Sürgünü olarak geçen bu hadisenin bir sonucu olarak Mezopotamya kentlerinde Yahudi kolonileri kurulmuştu. MÖ 539'da Perslerin, Keldânîlerin hakimiyetine son vererek Babil İmparatorluğunu ortadan kaldırması neticesinde Harran Perslerin eline geçti. Pers Kralı I. Darius Yahudilerin sürgününe son vererek ülkelerine gitmelerine müsaade etse de Yahudilerin bir kısmı Mezopotamya ve Harran'da kalmaya devam ettiler. Bu dönemde Harran'da da güçlü bir Yahudi kolonisi vardı. Şehirdeki Yahudi nüfusun varlığı, Kitâb-ı Mukaddes'de şehrin adının geçmesiyle kendini göstermiştir. Yahudi Kutsal Kitabı Tanah'ta Hārān biçiminde geçen şehir İbrani anlatıları ve mitolojisine göre tufandan sonra yeryüzünde tesis edilen ilk şehir olup Nuh peygamberin torunlarından Kaynan tarafından kurulmuştu. Yahudi Kutsal Kitabı Tanah'ta İbrahim peygamber ve atasının yaşadığı mekan olarak geçen Harran, Yahudilik için kutsiyeti olan bir mekandır. Harran, İbrahim peygamberin yanı sıra Lut peygamber, Şuayb peygamber ve Elyesa peygamber ile de ilişkilendirilen mekanlardandır.


Harran ve civardaki bölgeler, Büyük İskender'in MÖ 331'de Pers İmparatorluğuna son vermesinden sonra Yunan hâkimiyeti altına girmiş ve sonraki dönemlerde Harran, önemli bir Yunan kolonisi haline gelmiştir. Öyle ki Abbasîler döneminde yaşayan ünlü İslâm hukukçusu Ebû Yûsuf, Harran'dan bahsederken buranın halkının Süryânîce konuşan yerli halk ve Rumlar'dan oluştuğunu söyler. İskender devrinden İslâm döneminin başlarına kadar buraya Helenizm kültürü hâkim oldu. İskender İmparatorluğu'nun parçalanmasından sonra Selevkoslar'ın idaresinde kalan şehir, milâttan önce 137 yılından biraz sonra İran'da kurulan Partlar'ın (Eşkâniyân) eline geçti. Pompeius devrinde bölgeyle beraber Harran da Roma hâkimiyetine girdi. Milâttan sonra 217 Nisanında İmparator Caracalla Partlar'a karşı sefere çıktığı sırada Harran'daki Sin Mâbedi'ni ziyaret etmek istedi; fakat Urfa'dan Harran'a giderken kendi subayları tarafından öldürüldü. Şehir 238 yılında Sâsânî hânedanını kuran I. Erdeşîr tarafından Romalılar'dan alındı ve bundan sonra Romalılar'la Sâsânîler arasındaki mücadelenin odak noktasını oluşturdu. Bu arada Urfa'nın başlıca hristiyan merkezlerinden biri haline gelmesine karşılık Harran, putperest Helenizm kültürünün bölgedeki en önemli merkezi olmaya devam etti; bu sebeple kilise babaları şehre Helenopolis derlerdi. İslâmiyet'in ortaya çıkışı sırasında Harran Sâsânîler'in elindeydi, ancak 627 yılında Herakleios Sâsânîler'i yenerek bölgeyi Bizans'a bağladı; müslüman fâtihler bölgeye geldiklerinde şehir Bizans hâkimiyetinde bulunuyordu.
Harran Hz. Ömer devrinde 640 senesinde İyâz b. Ganm tarafından fethedildi ve şehrin putperestlere ait Sin Mâbedi camiye çevrildi. II. Mervân'ın halifeliği zamanında Harran Emevî Devleti'nin başşehri oldu. Bu sırada Doğu'da başlayan Abbâsî ihtilâli büyük bir tehlike arzediyordu. Abbâsîler, İran'ı ve Irak'ın büyük bir kısmını ele geçirince II. Mervân 12.000 kişilik bir ordunun başında onlara karşı yürüdü. Şubat 750 tarihinde Büyük Zap Suyu kıyısında cereyan eden savaşta Mervân yenildi ve Harran Abbâsî orduları tarafından ele geçirildi. Mervân'ın yaptırdığı saray yıkıldı. Abbâsîler'den önceki dönemlerde putperest, Keldânî veya Harrânî diye adlandırılan putperest Harranlılar, Halife Me'mûn'un kendilerini tehdit etmesi üzerine Sâbiî ismini almışlar ve 833 yılından itibaren Harranlı Sâbiîler diye isimlendirilmişler, böylece kitâbî din mensubu statüsünü kazanmışlardır. İslâm âlimleri Sâbiîler'in yıldızlara ve bunları temsil eden putlara taptıklarını, Sâbiî teriminin “kendi dinini terkeden kimse” anlamına geldiğini ileri sürer. Harranlılar'ın Sâbiî ismini benimsemeleri sonrasında Harrânîler'deki yıldız ve gezegen tapıcılığına dayalı paganizmin Sâbiîlik olarak tanımlandığı anlaşılmaktadır. 11. yüzyılda Şii ayaklanması sırasında Sabii'ler kıtlık ve ayaklanmada tapınaklarını kaybetmişler ve yeryüzünden silinmişlerdir, yerlerine Arap Numayri kavmi yerleşmiştir.

Abbasi döneminde İslam dünyasında zirve noktasına ulaşan bilim alanındaki çalışmalara paralele olarak bu dönemde yaşayan ve Harranlı olan astronom, astrolog ve matematikçi Battanî'nin bilim dünyasına çok önemli katkıları oldu. Sinüsün ve kısmi olarak da tanjantın hesaplamadaki kullanımlarını açıklayarak böylece modern trigonometrinin temelini atması ve güneş yılını da 365 gün, 5 saat, 46 dakika ve 24 saniye olarak ölçmüş olması gibi katkılarından dolayı ölümünden asırlar sonra batı dünyasında kendisine duyulan saygı neticesinde Ay'daki bir bölgeye ismi verildi.
Harran, 11. yüyılın sonunda Selçuklu hakmiyetine girdi. Haçlı Seferleri sırasında büyük zararlar gördü ancak 1182 yılında Eyyubi hâkimiyetine girdikten sonra eski günlerine tekrar kavuştu. Selâhaddîn-i Eyyûbî, 1183 yılı kış aylarını ve ağır bir hastalığa yakalandığı 1185-1186 yılları kış mevsimini Harran'da geçirdi. 1260 yılında Hülâgû Han Harran'ı kuşattı ve şehrin eman dilemesi üzerine teslim aldı. Şehre Ali es-Savrânî'yi vali tayin etti. Moğollar Aynicâlût'ta Memlükler'e yenilince Harran'ın siyasî durumunda bazı değişiklikler oldu. Şehre daha çok Memlükler ve kısa aralıklarla da İlhanlılar hâkim oldular. Harran, 13 ve 14. yüzyıllarda etraftaki göçebeler tarafından işgal edilip bir köy haline getirildi. Timur 1400 yılı civarında Harran'a girdi. 1403-1404 yıllarında Döğerler'in reisi Seyfeddin Dımaşk Hoca bölgeye hâkim oldu. 1406'dan sonra bölge Memlükler, Karakoyunlular ve Akkoyunlular arasında el değiştirdi. 1516 yılında Osmanlılar Mercidâbık Muharebesi'nden sonra bölgeyi Memlükler'den aldılar ve 400 sene sürecek Osmanlı hakimiyeti başladı.
Bugün Harran'da yerleşik olan Arap aşiretleri Osmanlının 18. yüzyılda buraya getirip yerleştirdiği Arap aşiretlerine dayanmaktadır. Sözlü Arap geleneği ve kültürü hala etkisini göstermekte, koni şeklindeki 3.000 yıllık Mezopotamya evleri kültürü ise modern tarzda evlere karşı yok olma ile karşı karşıyadır. Miladi 11. yüzyılda çok geniş yeşil ve verimli bir Mezopotamya şehri iken zamanla çölleşmiştir ancak son zamanlarda Güneydoğu Anadolu Projesi sayesinde Mezopotamya'nın o eski verimli günlerine dönüş olmaya başlamış, tekrar verimli ve yeşil bir coğrafya halini almaya başlamıştır. Bilinçsiz şekilde yapılan vahşi sulama yöntemi yüzünden Harran Ovası tuzlanma problemi ile karşı karşıyadır. 2011 yılında drenaj sistemi yapılarak tuzlanmanın önüne geçilse de yerel halk hâlâ bilinçsiz tarım faaliyetleri sürdürmektedir.
| Seçim | İsim | Parti | |
|---|---|---|---|
| 1989 | Mahmut Özyavuz | Doğru Yol Partisi | |
| 1994 | İbrahim Özyavuz | Anavatan Partisi | |
| 1999 | |||
| 2004 | Adalet ve Kalkınma Partisi | ||
| 2009 | Mahmut Özyavuz | Milliyetçi Hareket Partisi | |
| 2014 | Adalet ve Kalkınma Partisi | ||
| 2019 | Milliyetçi Hareket Partisi | ||
| 2024 | |||
| Sıra | İsim | Görev yılları |
|---|---|---|
| 1 | Muzaffer Öztürk | 1992 - 1994 |
| 2 | Adil Kır | 1994 - 1996 |
| 3 | Münir Karaloğlu | 1996 - 1998 |
| 4 | Adil Karataş | 2003 - 2006 |
| 5 | Hasan Yaman | 2006 - 2009 |
| 6 | Serkan Keçeli | 2009 - 2012 |
| 7 | M. Selami Yazıcı | 2012 - 2015 |
| 8 | Temel Ayca | 2015 - 2017 |
| 9 | Ömer Faruk Çelik | 2017 - 2020 |
| 10 | Cihat Koç | 2020 - 2022 |
| 11 | İbrahim Gültekin | 2022 - 2024 |
| 12 | Harun Reşit Han | 2024 - günümüz |
| Kaynak:[5] | ||
| Yıl | Toplam | Şehir | Kır |
|---|---|---|---|
| 1927[6] | 13.189 | 573 | 12.616 |
| 1935[7] | 12.383 | 668 | 11.715 |
| 1940[8] | 13.925 | 656 | 13.269 |
| 1945[9] | 17.644 | 748 | 16.896 |
| 1950-1985 | veri yok | veri yok | veri yok |
| 1990[10] | 29.592 | 2.267 | 27.325 |
| 2000[11] | 56.258 | 8.784 | 47.474 |
| 2007[12] | 58.734 | 9.866 | 48.868 |
| 2008[13] | 61.520 | 7.370 | 54.150 |
| 2009[14] | 62.989 | 5.995 | 56.994 |
| 2010[15] | 65.697 | 6.213 | 59.484 |
| 2011[16] | 68.492 | 6.452 | 62.040 |
| 2012[17] | 72.939 | 7.375 | 65.564 |
| 2013[18] | 75.742 | 75.742 | veri yok |
| 2014[19] | 78.681 | 78.681 | veri yok |
| 2015[20] | 81.870 | 81.870 | veri yok |
| 2016[20] | 83.072 | 83.072 | veri yok |
| 2017[20] | 85.319 | 85.319 | veri yok |
| 2018[20] | 87.843 | 87.843 | veri yok |
| 2019[20] | 89.798 | 89.798 | veri yok |
| 2020[20] | 92.549 | 92.549 | veri yok |
Not 1: Harran ilçesine bağlı Akçakale bucağı 1946 yılında ilçe statüsü kazanmıştır. Harran ise ilçe statüsünü kaybederek Akçakale ilçesine bağlanmıştır ve 1987 yılında tekrar ilçe statüsü kazanmıştır. Bu nedenle 1950-1985 arası nüfus verileri tabloda yer almamıştır.
Not 2: Büyükşehir yasası nedeniyle köyler mahalle statüsüne geçtiğinden 2013'ten itibaren kır nüfusu tabloda yer almamıştır.