Günümüz dünyasında Komünizmin Kara Kitabı toplumda büyük ilgi ve tartışma uyandıran bir konudur. Teknolojinin ve küreselleşmenin ilerlemesiyle birlikte Komünizmin Kara Kitabı, her yaştan ve milletten insanı etkileyen önemli bir konu haline geldi. İster profesyonel, ister kişisel, ister akademik olsun, Komünizmin Kara Kitabı'in birçok insanın günlük yaşamında önemli bir etkisi vardır. Bu makalede, Komünizmin Kara Kitabı ile ilgili farklı yönleri keşfedeceğiz ve çeşitli alanlardaki etkisini ve geleceğe yönelik olası sonuçlarını analiz edeceğiz.
Komünizmin Kara Kitabı: Suçlar, Terör, Baskı, sosyalist devletlerce gerçekleştirilen soykırım, yargısız infaz, sürgün ve yapay kıtlık konularını irdeleyen, siyasi ve sivil baskılar hakkında yazılmış bir kitaptır. Kitap ilk olarak Le Livre noir du communisme : Crimes, terreur, répression adıyla 1997'de Fransa'da yayımlanmıştır. Türkçe çevirisi ise Komünizmin Kara Kitabı adıyla Doğan Kitap tarafından 2000 yılında piyasaya sürülmüştür.
Kitap birçok Avrupalı akademisyen tarafından yazılmış ve editörlüğünü Stéphane Courtois yapmıştır. Yayımlandıktan sonra yazarlarından üçü (Karel Bartosek, Jean-Louis Margolin ve Nicolas Werth) tarafından eleştirilmiştir.
1998 yılında bu kitaba tepki olarak Kapitalizmin Kara Kitabı yayınlanmıştır.
Editör Stéphane Courtois tarafından yazılan giriş kısmında "...Komünist rejimlerin toplu suçları tamamen devlet sistemine dönüştürdüğü..." ileri sürülmektedir.
Stéphane Courtois 94 milyon ölü sayısından bahsetmektedir. Courtois tarafından verilen ölüm sayıları şu şekildedir:
Courtois komünist rejimlerin, Nazizm dahil diğer herhangi bir politik hareket veya idealden daha fazla ölümden sorumlu olduğunu ileri sürmektedir. Kurbanlara ait istatistikler idamlar, nüfusun kasıtlı olarak açlık nedeniyle yok edilmesi ve tehcir, fiziki tutukluluk veya zorla çalıştırma nedeniyle gerçekleşen ölümleri içermektedir.
Kitapta anlatılan Lenin ve Stalin rejimleri altında Sovyetler Birliği'nde meydana gelen baskılar ve kıtlıklar şunlardır:
Kitap yayımlandıktan sonra üç ana yazarı; Karel Bartosek, Jean-Louis Margolin ve Nicolas Werth kitabın giriş bölümünde yazılanlara karşı çıkmış ve editör Stéphane Courtois'yı eleştirmiştir. Margolin ve Werth, Courtois'nın 100 milyon sayısına ulaşmak için takıntı yaptığını ve bunun "uydurma ve taraflı bilime", bazı ülkelerdeki ölüm sayılarını abartmasına:123 sebep olduğunu söylemiştir. Ayrıca komünizm ve Nazizm arasındaki karşılaştırmaları reddetmiştir. Margolin tarafından Courtois'nın çabası "komünizmin suç teşkil eden bir fenomen olarak küresel olarak kınanması için hedeflediği davayı desteklemek için suçlamaları toplarken yaptığı taraflı politik aktivite" olarak tanımlamıştır.