Günümüz dünyasında Kulbastı toplumun farklı alanlarında özel bir önem kazanmıştır. Politikada, ekonomide, teknolojide, kültürde veya günlük yaşamda Kulbastı yinelenen ve etkili bir konuşma konusu haline geldi. Etkileri ve yansımaları, anlamını ve kapsamını anlamaya çalışan tartışmalara, analizlere ve araştırmalara yol açtı. Farklı açılardan bakıldığında Kulbastı, karar alma sürecini ve insanların birbirleriyle etkileşim biçimini etkilemiştir. Bu makalede Kulbastı'in etkisini ve mevcut gerçekliğimizi nasıl şekillendirdiğini inceleyeceğiz.

Kulbastı – Türk, Altay ve Kafkas mitolojilerinde kötü bir varlık ve onun neden olduğu ızdırap verici, korkunç görüntü, halüsinasyon.
Gulyabani ile bağlantılı bir kavramdır. Aleybanı (Alyabani) ve Kuleybanı (Kulyabani) bir ikili oluştururlar. Aleybanı, Albastı'nın Fars kültürüyle etkileşiminin bir ürünüdür. Aynı şekilde Gulyabani de Kulbastı/Gulbastı'nın ("Ghoul"un) bir yansımasıdır. Ortadoğu kültürlerinde Gul insanları aldatan ve sonra da öldüren kötü ruh veya canavar olarak yer alır. Issız yerlerde ve çöllerde insanların üzerine binerek öldürdüğü düşünülür. Bazı toplumlar kadın kılığında olduğuna, bazıları ise gündüzleri mezarda uyuyup geceleri dolaştığına inanırlar.[1] Tüylü, çok büyük ve pis kokulu olduğu söylenir. Sümer, Türk, Fars, Arap ve Mezopotamya kültürlerinin tamamında ortak bir motif haline gelmiştir. Kökeninin tam olarak nerede olduğunu tespit etmek çok zordur. Ayrıca birebir “Kulbastı” biçimiyle Adıge diline de geçmiştir. Sümercede yer alan tabirler ile bağlantısı olduğu açıktır.
(Kul/Gul) kökünden türemiştir. Kullanmak fiili ile aynı kökten gelir. "Gul" sözcüğü vahşi hayvan anlamına da gelir. Moğolca "Gal" (ateş) ve Türkçe Al/Hal/Hul köküyle de ilgilidir.[kaynak belirtilmeli]
| Türk mitolojisi ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. |