Bu yazımızda son zamanlarda oldukça ilgi çeken ve tartışılan bir konu olan Nabatîler konusunu derinlemesine inceleyeceğiz. Nabatîler, toplum üzerindeki etkisinden günlük yaşamdaki etkilerine kadar farklı alanları ve yönleri kapsayan geniş bir kavramdır. Bu sayfalar boyunca, Nabatîler'i çeşitli yaklaşımlardan analiz ederek, günümüzde bu kadar alakalı olan bu konunun eksiksiz ve ayrıntılı bir vizyonunu sunacağız. Aynı şekilde Nabatîler'in tarihsel gelişimini, geleceğe olası yansımalarını ve alanında uzman kişilerin görüşlerini inceleyeceğiz. Nabatîler hakkındaki bilgi düzeyiniz ne olursa olsun, bu makale size değerli bilgiler sağlayacak ve sizi onun günümüz dünyasındaki önemi ve geçerliliği üzerinde düşünmeye davet edecektir.

Nabatîler (Arapça الأنباط, El-Enbāṭ), Arap Yarımadasının kuzeyinde Levant'ın güneyinde yaşamış bir Arap milletidir. Seleukos İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra topraklarını kuzeye, Şam'a kadar genişlettiler. Başkentleri muhtemelen -günümüz ismiyle Petra olan- Raqmu'ydu.
Nebatiler, MÖ 4. ve 2. yüzyıllar arasında bölgede ön plandaydılar.[1] Krallıkları ticaret odaklıydı.
Nabatîler Josephus zamanında Fırat ırmağından Kızıldeniz'e kadar uzanan ve Suriye ile Arabistan arasındaki sınır bölgesindeki vahalardaki yerleşimleri kapsayan ve "Nebate" ismi verilen alanda yaşayan kadim semitik, güney Ürdünlü, Kenanlı ve kuzey Arabistanlı, yazılarını alıp dillerinden ve dinlerinden etkilenen Arapların en yakın akrabalarıdır.[2] MS 2. yüzyıldan itibaren Roma İmparatorluğu'nun etkisi altında kalmış ve asimile olmuşlardır[2]
Dönemin Greko-Romen tarih kayıtlarında bağımsızlıklarına düşkün bir millet olarak anlatılan Nebatiler, MS 106 yılında Trajan önderliğindeki Roma İmparatorluğunun hakimiyeti altına girdiler. Bizans döneminde çoktanrıcılığı terk edip Hristiyanlığa geçtiler.[3]

