Bu yazıda Osmanlı Hanedanı kavramını ve bunun toplumun farklı yönleri üzerindeki etkisini ayrıntılı olarak inceleyeceğiz. Tarih boyunca Osmanlı Hanedanı, kültürden ekonomiye kadar her şeyi etkileyerek insanların yaşamlarında temel bir rol oynamıştır. Kapsamlı bir analizle Osmanlı Hanedanı'in zaman içinde nasıl geliştiğini ve farklı alanlardaki etkisinin neler olduğunu inceleyeceğiz. Ayrıca, Osmanlı Hanedanı etrafında dönen ihtilafların ve tartışmaların yanı sıra, bunun etkilerini gidermek için önerilen olası çözümler veya alternatifleri de ele alacağız. Osmanlı Hanedanı, başlangıcından günümüze toplum üzerinde silinmez bir iz bırakmıştır ve bu makalede bunun günümüz dünyasındaki sonuçlarını ve sonuçlarını inceleyeceğiz.
Osmanlı Hanedanı (Osmanlıca: خانه دان آل عثمان, romanize: Hanedan-ı Âl-i Osman), Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 623 yıl yöneten hanedandır. Osmanlılar, Osmanoğulları, Âl-i Osman ve Hanedan-ı Âl-i Osman olarak da bilinir. Hanedan, adını Osmanlı Beyliği'nin kurucusu olan Osman Bey'den alır.
Osmanlı hanedanın kuruluşu ve kökleri; Oğuz Türkmenlerinin 24 boyundan birisi olan Kayılara mensup olan, ayrıca imparatorluğun da kurucusu Osman Gazi'ye dayanmaktadır.
Osmanlı Hanedanı'ndan hükümdar olanlar yaygın olarak padişah olarak bilinir. Ancak kuruluş yıllarında hükümdarlık unvanı bey ve gazi idi ve bunun yerine daha sonra han unvanı kullanıldı. Sultan unvanı da Osmanlı Hanedanı'nda yaygın kullanılan bir unvandı; ama bu unvan erkek hükümdarların yanı sıra kadınlar için de kullanılıyordu.
Osmanlı saltanatında unvanlar babadan oğla geçer, padişah oğulları "şehzade", kızları "sultan"dır. Şehzadelerin çocukları yine şehzade, kızları yine sultandır. Sultanların çocukları Osmanlı hanedan üyesi sayılmazlar. Sultanların erkek çocukları "beyzade" olarak anılırlardı, akrabalığı olan kimselerdir; ama silsile itibarıyla hanedandan düşerler.
Fatih Sultan Mehmet'in saltanatının son yıllarında oluşturulan "Kanunname-i Âli Osman", daha önceki padişahların yazılı kurallarını bir araya getirmekle birlikte, devlet yönetimini aşırı merkeziyetçi bir yapıya dönüştürmüş ve padişahı mutlak hakim kılmıştır. Fatih Kanûnnâmesi olarak anılan bu düzenlemede, tahta çıkan şehzadenin, erkek kardeşlerini devletin zarar görmesini engellemek için öldürmesine yasallık kazandırmıştır.
Osmanlı Hanedanı'ndan son padişah olan Vahidettin, I. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmış Osmanlı İmparatorluğu'nun da son hükümdarıydı. Anadolu topraklarının bölünmesini öngören Sevr Antlaşması'na karşı Anadolu'da gelişen Türk Kurtuluş Savaşı'nın başarıya ulaşmasının ardından padişah, çevresiyle birlikte İstanbul'dan ayrılan İtilaf Devletlerinin donanması ile TBMM kararıyla Türkiye dışında istediği yere gitmek üzere sürgün edildi.
Günümüz
Günümüzde Osmanlı Hanedanı ile soy bağı olanların bir kısmı Türkiye'de, bir kısmı ise yurt dışında değişik ülkelerde yaşamaktadırlar. Bu kişilerden şehzade unvanını devam ettiren erkek çocukların en yaşlısı ve kıdemli üyesi ise "Hanedan reisi" adıyla adlandırılmaktadır. Osmanlı Hanedanlığı ise 1922 yılında Ankara Hükûmeti tarafından saltanatın kaldırılması ile son bulmuştur. Osmanlı Hanedanı 1922 tarihine kadar hâlen Başbakanlık Osmanlı Arşivleri'nde muhafaza edilen Osmanlı Hanedan Defteri'ne kaydediliyordu. Bu deftere kaydedilen son hanedan üyesi Neslişah Sultan 2 Nisan 2012 tarihinde ölmüştür. Bu nedenle günümüzdeki kayıtları aile içerisinde tutulan Osmanoğulları ailesindeki "Hanedan reisi" kullanımı ile "Osmanlı Hanedanı"ndaki kayıtları "Osmanlı Hanedan Defteri"ne kaydolan "Hanedan reisi" kullanımı birbirlerinden farklıdır.
İlhanlı Hanı Hülagü, 1258'da halifeliğin merkezi konumundaki Bağdat'ı fethetmiş, Abbasi soyundan gelenleri de öldürerek bu makama son vermişti. Fakat fetih sırasında kaçan bazı Abbasi üyeleri, Memlüklüler'e sığınarak burada halifeliği tekrar ilan ettiler (13. yüzyıl). Bu halifeliğin dini törenlerde protokolde durmaktan başka bir siyasi otoritesi yoktu. Bu şekilde yaklaşık üç yüz yıl devam eden bu durum I. Selim'in Mısır'ı fethetmesiyle sona erdi. Hilâfetin koruyuculuğu Osmanoğullarına geçti. O dönemin halifesi III. Mütevekkilİstanbul'a getirilerek hayatını siyasi yetkisi olmadan burada geçirmiştir.
1 Kasım 1922 tarihinde saltanatın kaldırılmasından sonra da Ankara Hükûmetihalife olarak, TBMM'nin seçtiği Abdülmecid Efendi'den, sadece "Halife-i Müslimîn" (Müslümanların Halifesi) unvanını kullanması ve gösterişli hareketlerde bulunmamasını istemişti. Abdülmecid Efendi, TBMM yönetimi tarafından halife seçildikten sonra kendisine verilen talimata aykırı olarak, Halife-i Müslimîn unvanından başka sıfat ve unvanlar kullanarak, Cumhuriyet hükûmetinin talimatı dışına çıktı. Bir taraftan Abdülmecid Efendi'nin söz konusu davranışları halifeliğin kaldırılması için bahane edilerek ve diğer taraftan da başka sebepler ileri sürülmek suretiyle, Hilâfet müessesesi 3 Mart 1924 tarihli Halifeliğin kaldırılması ve Hanedan-ı Osmaniye'nin Türkiye Cumhuriyeti memâlik-î hariciyesine çıkarılmasına dair kanûn ile sona erdirildi.
^abOrtaylı, İlber (5 Şubat 2011). "Prenseslik zor meslek". milliyet. 20 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2013. Hanedan defterine yapılan son kayıt Neslişah Sultan’ın ismidir. Ondan sonra doğan hanedan üyeleri artık saltanat kalktığı için aile içinde kayıtlıdır.
^ab"Onunla bir dönem sona erdi!". gazetevatan. 2 Nisan 2012. 14 Ekim 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Ağustos 2013. Neslişah Sultan, saltanat altında doğan ve Osmanlı Hanedan Defteri’ne kaydedilen son hanedan mensubuydu.
Glazer, Steven A. (1996). "bölüm 1: Historical Setting". Metz, Helen Chapin (Ed.). A Country Study: Turkey (5 bas.). Washington, D.C.: Federal Research Division of the Library of Congress. ISBN9780844408644. OCLC33898522. 25 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Nisan 2009.