Osmanlı hükûmeti

Bu makalede Osmanlı hükûmeti'in büyüleyici dünyasına dalacağız ve onun en alakalı ve derin yönlerini keşfedeceğiz. Bu doğrultuda, profesyonel ve kültürel alandaki etkisi de dahil olmak üzere, kişisel alandan sosyal alana kadar farklı bağlamlardaki etkisini analiz edeceğiz. Osmanlı hükûmeti bugün büyük ilgi uyandıran bir konudur ve bu araştırma aracılığıyla konunun birçok yönüne ve çağdaş toplumdaki önemine ışık tutmaya çalışacağız. Bu okumanın zenginleştirici olmasını ve Osmanlı hükûmeti ve onun hayatımızdaki anlamı üzerine derinlemesine düşünmeyi teşvik etmesini umuyoruz.

Osmanlı hükûmeti, Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa'daki çağdaş idare sistemlerine ayak uydurmak amacıyla 19. yüzyılın başından itibaren uyguladığı kabine sistemidir. Günümüzdeki Bakanlar Kurulu sistemine çok benzemekteydi.

İlk Osmanlı hükûmet sistemi

Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan başlayarak 18. yüzyılın sonuna kadar kullandığı hükûmet yapısı Divan-ı Hümayun denilen kurulu esas alıyordu. Padişahın başkanlık ettiği bu kurulun en önemli üyeleri Vezir-i Azam, Kubbealtı Vezirleri, Defterdar, Sadaret Kethüdası, Nişancı, Reis-ül Küttab ve Çavuşbaşı gibi devlet görevlileriydi. Bu kurulun toplantılarına gerektikçe Kaptan-ı Derya ve Yeniçeri Ağası da katılırdı. Zaman geçtikçe padişahlar Divan-ı Hümayun'a katılmamaya başladılar. Divan-ı Hümayun'un başkanlığını Vezir-i Azam (Sadrazam) yürütmeye başladı. Artık Sadrazamın özel ikâmetgâhı olan Bab-ı Ali aynı zamanda da Osmanlı Hükûmetini temsil ediyordu.

II. Mahmut ve Abdülmecit döneminde yapılan hükûmet reformları

1826 yılından sonra Bab-ı Ali artık Sadrazam'ın özel ikâmetgâhı olmaktan çıktı ve bir devlet dairesi haline geldi. Devletin önemli kurumları devletin Nişancı ve Reis-ül Küttab yüksek kademedeki devlet görevlilerinin şahsına dayanmak yerine kalıcı kurumlar haline getirildi. Bu kurumlara Nezaret (Nazırlık yani Bakanlık) adı verildi ve hükûmet nazırları (yani bakanlar) bu kurumları yöneten kişiler haline geldi. Hükûmet nazırlarının belirli aralıklarla yaptığı toplantılara ise Meclis-i Vükelâ (yani Bakanlar Kurulu) adı verilmeye başladı. Böylece artık batı anlamında Başbakan ve Bakanlar Kurulu'na dayalı bir hükûmet sistemi oluşturulmuş oldu.

Nazırlıklar

Son dönem Osmanlı hükûmetlerindeki başlıca nazırlıklar şöyledir:

Kaynakça