Sınıfsız toplum

Günümüz dünyasında Sınıfsız toplum toplumda büyük önem kazanmış bir konudur. Yıllar geçtikçe Sınıfsız toplum'in önemi ve etkisi günlük hayatın farklı alanlarında daha da belirginleşiyor. İşyerindeki etkisinden sağlık ve refah üzerindeki etkisine kadar Sınıfsız toplum, her türlü alanda sürekli bir konuşma konusu haline geldi. Bu olguyu ve sonuçlarını tam olarak anlamak için farklı bakış açılarını analiz etmek ve Sınıfsız toplum etrafında yapıcı diyaloğu teşvik etmek çok önemlidir. Bu makalede, Sınıfsız toplum ile ilgili çeşitli yönleri ve onun günümüz toplumu üzerindeki etkisini inceleyeceğiz.

Sınıfsız toplum, toplumu oluşturan bireylerin statü,mülkiyet veya destekledikleri siyasi birlik gibi özelliklerle eşit olmayan konumlara dağılmadıkları toplum düzeni.

Sınıf kavramının incelenme nedenleri

İnsanların tarihsel süreç boyunca birbirleri için  çeşitli faktörler yardımıyla -servet,akrabalık, iktidar, başarı gibi- bir çeşit güç ve etki sıralaması yaptıkları bilinir. Toplumsal düzenlerin farklılığına göre bu hiyerarşi sıralamasında önceliğin hangi faktörde olduğu konusu değişime uğrar. Örneğin feodal toplum düzeninde belirleyici faktör kan bağı ile elde edilen soyluluk veya kölelik gibi özelliklerdir. Bunun dışında örneğin kapitalist toplum düzeninde öncelikli faktör iktisadi güç ve mülkiyettir. Bahsedilen bu toplumsal düzenleme faktörlerinin meydana getirdiği ‘eşitsizlik’ kavramı üzerine yapılan incelemeler sınıf kavramının bilinmesini gerektirir.

Sınıf kavramının sosyal tabakalaşma kavramından ayrılması ya da ayrılmaması

Raymond Aron

Sınıf kavramı çeşitli görüşlere göre, herhangi bir kast veya sosyal tabakadan iktisadi konulara göre şekillenmesi sebebiyle ayrılır.

Başka bir açıdan ise sınıf kavramı, sosyal tabakalaşmanın içinde bir konum olarak gözlemlenir.

Kavramın ayrışması hakkındaki diğer bir görüş ise Aron’a ait olan iki farklı tanımlama yöntemidir.

  1. Nominalist
  2. Realist

Birincisi nominalist yöntemdir. Bu fikre göre, sınıf kavramı sosyal tabakalaşma kavramından farklı değildir. Sınıf kavramının bir birey yığını olduğu bu yöntemde, bireylerin konumlarının belirlenmesi başkalarının fikirlerine göre oluşur.

İkinci yaklaşım olan realist yaklaşım ise,sınıf kavramının maddi olgular ve bu olguların etrafında bireyler tarafından oluşturulan ortak bilinç ile gerçek bir bütün olduğunu savunur. Ayrıca bu anlayışa göre sınıf kavramı tabakaları kapsar ve bu tabakalar farklı olabilir. Önemli olan hareketin uygulanış şekli ve ortak bilinçtir. Bu iki yaklaşımın farkı ise nominalist yaklaşımda bireyin önceliğinin olması ve realist yaklaşımdaki ortak bilincin yer almasıdır.

Sınıf kavramının etimolojik ve tarihsel kökeni

Kullanım açısından asıl türetildiği nokta Latincedeki ‘bölme veya ayırma’ gibi anlamları olan ‘classis’ kelimesidir. Sınıf kavramının kullanım tarihi çeşitli toplumlara göre farklılık gösterir. 14. yüzyılda Fransızcada ‘classe’ olarak öğrenci gruplarını belirtmede kullanılır. Daha sonra ise 16. yüzyılda İngilizcede ‘class’ olarak askeri sitemde grup kavramı için kullanılır. Fransızcada, belirtildiği gibi ilk aşamada öğrenci gruplarını ifade eden sınıf kavramı 17. Ve 19. Yüzyıllarda ‘kategori’ anlamında kullanılır. ‘Toplumdaki statü’ anlamına ulaşması ise İngilizcenin 18. Yüzyıldaki kullanımında meydana gelir.

Siyaset ve sosyoloji açısından sınıf kavramının bugün kullanılan yaygın anlamı 18. yüzyılda İngiltere’de ve 19. yüzyılda diğer Avrupa ülkelerinde gözlemlenir.

Sınıfsız toplum fikrinin ortaya çıkışı ve Karl Marx

Karl Marx

Karl Marx, toplum hakkındaki fikirleri yardımıyla ve özellikle de 19. yüzyıl’da İngiltere hakkındaki gözlemleri aracılığıyla çeşitli sınıfsal oluşumların olduğunu fark eder. Bu açıdan incelendiğinde Karl Marx, toplumun iki ana sınıfa ayrıldığını gözlemler. Bu iki ana sınıfın biri sürekli olarak zengin hale gelirken, diğeri sürekli olarak fakirleşmektedir. Zenginleşen kısım toplumun geri kalanına oranla daha küçük bir kapitalist sınıf, diğeri ise üretim araçlarının mülkiyetine sahip olamayan işçi sınıfıdır. Karl Marx, toplumların savaşmaları veya yok olmalarında bu sınıf ayrımının etkili olduğunu düşünür. Bu bağlamda Karl Marx toplumsal çözümlemelerinde sınıf kavramı üzerinde durur çünkü bu kavram yardımıyla toplumdaki mücadelenin ve bunun sebeplerinin anlaşılmasını bekler. Bu fikirlerinin sonucunda modern toplumda bu tarz bir sınıf ayrımı ve bu ayrımın oluşturduğu sınıfsal mücadelenin olmaması gerektiği fikrine ulaşan Karl Marx, sınıfsız toplum düzeni kavramını geliştirir.

Sınıfsız toplumu oluşturması beklenilen unsur

Sınıf ayrımını toplumdan ayıracağı düşünülen en temel unsur ‘işçi sınıfı’ olarak bilinir. İşçi sınıfının toplumsal sınıf farklılıklarını yıkmadaki gücü, üretimde oynadığı roldür. Bu rol kapsamında sosyalist yapıyı oluşturarak kapitalizmin sonlanmasını sağlaması beklenir. Üretici yani işçi sınıfının yeni toplum düzenini oluşturmasında belirli adımlar yer alır. Bunlardan ilki,kapitalist sitemde kurulan ve ilerleyen hükûmetin sonlandırılmasıdır. İkinci adım ise özel mülkiyetin ortadan kaldırılmasıyla kapitalist sisteme son verilmesi ve dolayısıyla sosyalizme geçilmesidir. Bu aşamanın asıl sonucunun kapitalizmin sonlanması olmasının yanında diğer bir sonucu ise, işçilerin elde edeceği bireysel küçük ekonominin birleşerek toplumsal ekonomiyi oluşturmasıdır.

Kaynakça

  1. ^ a b c d e f g h i j "Sınıf kavramının kökeni ve politik ekonomik bir mukayese". 13 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Temmuz 2020. 
  2. ^ "Bir kavram : sınıf". 27 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Temmuz 2020.