Günümüz dünyasında, Siber zorbalık geniş bir yelpazedeki insanlar için büyük önem taşıyan ve ilgi duyulan bir konu haline geldi. Siber zorbalık ortaya çıkışından bu yana toplumun farklı yönlerini derinden etkileyerek tartışmalara, yansımalara ve önemli değişikliklere yol açtı. Bu makale, Siber zorbalık'in önemini kapsamlı ve derinlemesine ele almayı, çeşitli alanlardaki farklı yönlerini ve sonuçlarını keşfetmeyi amaçlamaktadır. Detaylı bir analiz yoluyla, Siber zorbalık ile ilgili en alakalı yönlere ışık tutmak, böylece onun günümüzdeki anlamı ve önemi hakkında daha fazla anlayış ve farkındalık yaratılması amaçlanmaktadır.
Siber zorbalık, bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanarak bir birey ya da gruba yapılan teknik ya da ilişkisel tarzda zarar verme davranışlarıdır. Bir bireyin bir başkasını kasıtlı olarak rahatsız etmesi, kötü davranmak ya da dalga geçmek için dijital iletişim araçlarını, akıllı telefonları ya da diğer elektronik aygıtları kullanması ve bunu tekrar etmesidir.
İki çeşit siber zorbalık bulunmaktadır: Birincisi daha çok teknik yönünü içeren elektronik zorbalık (electronic bullying), diğeri ise psikolojik yönünü içeren elektronik iletişim (e-iletişim) zorbalığıdır (e-communication bullying).
Elektronik zorbalık kişilerin şifrelerini ele geçirmek, web sitelerini hacklemek, spam içeren mailler göndermek ya da bulaşıcı e-postalar göndermek gibi teknik olayları içerir. Elektronik zorbalık, bireysel yapılabileceği gibi birçok kişi tarafından organize bir şekilde aynı anda da yapılabilir. DDoS denilen bu tür saldırıların hedefi sistemi kullanılamaz hale getirmektir. Bu tür saldırılar kişilerin sahip olduğu web sitelerine yapılabildiği gibi büyük kurum ya da devletlere ait yazılım ya da sitelere de yapılmaktadır. Bu saldırılar donanım ve yazılımlara direkt olarak etkide bulunurken, dolaylı olarak kişilerin duygularına da etki etmektedir.
Türkiye'de siber zorbalık
Prof. Dr. Emel Baştürk’ün yürütücülüğünde TÜBİTAK desteğiyle gerçekleştirilen Türkiye çapında siber zorbalığın yaygınlığı ve farkındalığa ilişkin araştırmada, Türkiye genelinde ortaokul öğrencilerinin yaklaşık %12’sinin sözlü siber zorbalığa, %10,5’inin ise sözlü olarak siber zorbalık yaptıkları görülmektedir. Siber zorba ve kurban olma oranlarının en yüksek olduğu il İstanbul. İstanbul’da siber mağdur/kurban olma oranı %20’ye yaklaşırken, siber zorba olma oranı ise %15’in üzerine çıkmaktadır.
Aynı araştırma farklı illere göre siber zorba ve kurban olma durumlarını da ortaya koymaktadır. Buna göre örneğin Ankara ilindeki ortaokul öğrencilerinin %17’si siber mağdur/kurban, %14,5’i ise siber zorba grubunda yer almaktadır. Öğrencilerin %7,5’inin ise hem siber zorba hem de kurban oldukları görülmektedir.
Okul ortamında siber zorbalıkla mücadele edecek adımların atılması günümüzde temel bir ihtiyaç haline gelmiştir. Okullarda zorbalıkla mücadele programlarının geliştirilmesi, bu programın sınıflarda ders şeklinde uygulanmasının yararlı olacağı belirtilmektedir. Bu derslerde öğrencilere siber zorbalığın hedefi olan ve olumsuz mesajlar alan sınıf arkadaşlarını nasıl fark edebilecekleri öğretilmelidir. Bununla birlikte öğrencilere siber zorbalığa seyirci olmamaları, gözledikleri zorbalığı yetişkinlere bildirmeleri ve zorbalara karşı tepki göstermeleri öğretilmelidir. Bu yapılmadığı takdirde siber zorbalığın önce okulda daha sonra da toplumda yaygınlaşmasının kaçınılmaz olduğu belirtilmektedir.