Bugün Türkiye'de atanamayan öğretmenler toplumun çeşitli kesimlerinde ilgi ve tartışma yaratmaya devam eden bir konudur. Türkiye'de atanamayan öğretmenler, başlangıcından günümüze kadar farklı alanlardaki uzmanların inceleme, analiz ve yansıtma konusu olmuştur. İnsanların günlük yaşamları ve küresel kültür üzerindeki etkisi yıllar geçtikçe açıkça görülüyor. Bu makalede, kökeninden bugünkü önemine kadar Türkiye'de atanamayan öğretmenler ile ilgili farklı yönleri inceleyeceğiz. Farklı bağlamlardaki etkisini ve çağdaş toplumdaki önemini analiz edeceğiz. Ek olarak, bu konu etrafında var olan farklı bakış açılarını ve konunun zaman içinde nasıl geliştiğini inceleyeceğiz.
Türkiye'de atanamayan öğretmenler, atamaları yapılmadığı için protesto, miting, yürüyüş ve açlık grevleri aracılığıyla Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı'nı protesto eden öğretmenler. Aralarında yıllardır atanmayanlar bulunmaktadır.
Atanamayan öğretmenlerin protestoları yıllardır zaman zaman sürmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı, savunmasını "kapasitemiz genişledikçe, boşluk oldukça almak zorundayız" diyerek yapmıştır. TBMM'de bu sorun birçok kez dile getirilmiş ancak çözüm bulunamamıştır.
Atanamadığı için intihar eden öğretmenler bir meclis soruşturmasına da konu oldu. Atanamayan öğretmenler kurdukları çeşitli platformlar aracılığıyla sorunlarını iletmeyi sürdürüyorlar.
20 Ocak 2013'te Gaziantep'te 'atama yoksa oy da yok' diye seslenen öğretmene Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 'Sağol. O oy senin olsun.' diye cevap verdi. Eşi için atama istediğini söyleyen öğretmen kısa süre gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldı.
Protesto ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. |