Türkiye'de yargı teşkilatı

Günümüz dünyasında Türkiye'de yargı teşkilatı benzeri görülmemiş bir önem kazanan bir konudur. Onlarca yıldır Türkiye'de yargı teşkilatı, çeşitli alanlardan akademisyenlerin, uzmanların ve profesyonellerin çalışma ve ilgi odağı olmuştur. Etkisi toplumda, kültürde, siyasette ve ekonomide hissedildi ve sonuçları etrafında sonsuz tartışmalara ve düşüncelere yol açtı. Bu makalede, Türkiye'de yargı teşkilatı'in farklı yönlerini inceleyerek zaman içindeki gelişimini, mevcut zorluklarını ve gelecekteki olası beklentilerini analiz edeceğiz. Ayrıca, bugün çok alakalı olan bu konuya tam ve objektif bir genel bakış sağlamak amacıyla Türkiye'de yargı teşkilatı hakkında var olan farklı yaklaşımları ve görüşleri yakından inceleyeceğiz.

Türkiye'de bir mahkeme salonu

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesi uyarınca “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır.” Ancak, 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkındaki Kanun içinde yer alan bazı belirleyici hükümler haricinde tüm yargı teşkilatının görev ve yetkisini belirleyen kapsayıcı ve genel bir yasal düzenleme yapılmamıştır. Dolayısıyla, hangi durumda hangi mahkemenin yetkili olacağı çeşitli kanunlarda dağınık ve sistematikten uzak bir biçimde yer aldığından mevcut mevzuat konuya genel bir bakış sağlamaktan uzak bir görüntü sunmaktadır.

Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nde mevcut olan yargı kolları,

A) Adli Yargı

B) İdari Yargı

C) Anayasa Yargısı

D) Uyuşmazlık Yargısı

olmak üzere düzenlenmiştir.

Türkiye'de Mahkemelerin Sınıflandırılması
Türk Yargı Şeması

Adlî yargı

Adli yargı mahkemeleri kendi içinde hukuk mahkemeleri ve ceza mahkemeleri olmak üzere ikiye ayrılır. Adli yargı mahkemelerinin temyiz mahkemesi Yargıtaydır.

Hukuk mahkemeleri

Alacak, mülkiyet, sözleşme ihlali, icra, iflas, boşanma, miras gibi özel kişilerin kendi aralarında çekişmeli olduğu davalara ve bir kısım çekişmesiz yargı işlerine bakar. Hukuk mahkemelerinin 9 çeşidi vardır. Sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemeleri genel mahkemelerdir; diğerleri ise ihtisas mahkemesidir.

Sulh hukuk mahkemesi

Her ilçede bulunan sulh mahkemelerinde tek hâkim görev yapar. Görevi kanunlarla belirlenmiş olup, istisnaidir. 01/10/2011 tarihinde yürülüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4. maddesinin ilk fıkrası uyarınca, sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;

a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları, görürler.

Asliye hukuk mahkemesi

5235 sayılı kanunun 6. maddesine göre Asliye hukuk mahkemeleri, sulh hukuk mahkemelerinin görevleri dışında kalan ve özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işler ile kanunların verdiği diğer dava ve işlere bakar. Asliye hukuk mahkemeleri de tek hâkimlidir.

Asliye ticaret mahkemesi

Ticaret mahkemeleri yalnız ticari davalara bakar. Ticaret mahkemeleri, asliye hukuk mahkemelerinin daireleri durumundadır, dolayısıyla asliye ticaret mahkemeleri olarak da adlandırılırlar. Görevleri Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesine gösterilmiştir. Ayrı bir ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemesi aynı zamanda ticaret mahkemesi sıfatıyla da görev yapar.

İcra hukuk mahkemesi

2004 yılında çıkarılan 5092 sayılı kanunla birlikte daha önceleri icra tetkik mercii olarak adlandırılan bu makamın adı icra mahkemesi olarak değiştirilmiştir. İcra mahkemesinin en önemli görevleri arasında icra dairelerinin gerçekleştirdiği işlemlere karşı yapılan şikâyetlerin incelenmesi, icra dairesine sunulan itirazların incelenmesi, mahcuz mala istihkak davasının görülmesi, icra ve iflas dairelerinin gözetimi ve denetimi yer alır.

Kadastro mahkemesi

3402 sayılı kanunun 24. maddesi uyarınca kurulmuşlardır. Adı geçen kanunun 25. maddesine göre, “kadastro mahkemesi; taşınmaz mal mülkiyetine ve sınırlı aynî haklara, tapuya tescil veya şerh edilecek veyahut beyanlar hanesinde gösterilecek sair haklara sınır ve ölçü uyuşmazlıklarına, kadastroya ve tapu sicilini ilgilendiren benzeri davalara ve özel kanunlarca kendisine verilen işlere bakar; Kadastro veya kadastro ile ilgili verasete ait uyuşmazlıkları çözümleyebileceği gibi, istek üzerine veraset belgesi de verebilir”.Bu mahkeme Hakimleri 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu hükümlerine tabi oluyor.

İş mahkemesi

5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile kurulmuştur. Aynı kanunun ilk maddesine göre “işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanunu’na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevlidir”.

Tüketici mahkemesi

Taraflardan birinin tüketici olduğu davalara bakmakla görevlidir. Bu tip mahkemelerde özel dava şartı olarak arabuluculuk kurumu bulunur. Tüketicilerin, tüketici mahkemesinde açacağı davalar harçtan muaftır. Basit yargılama usulü uygulanır.

Fikrî ve sınai haklar hukuk mahkemesi

Fikrî ve sınai haklara hukuk mahkemeleri, 2001 yılında kurulmuş ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununda düzenlenen haklar ve hususlardan kaynaklı özel hukuk davalarına bakmakla görevli ihtisas mahkemeleridir. Bu mahkemeler, tek hâkimli olarak faaliyet göstermektedir.

Aile mahkemesi

4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun ile Türkiye Cumhuriyeti yargı teşkilatındaki yerini almıştır. Adı geçen kanunun 2. maddesine göre aile mahkemeleri Adalet Bakanlığı tarafından her ilde ve nüfusu yüz binin üzerindeki her ilçede tek hâkimli ve asliye hukuk mahkemesi derecesinde olmak üzere kurulur. Aynı yasanın 4. maddesine göre “Medeni Kanun’un 2.kitabı olan aile hukuku kapsamına giren ve medeni kanunun yürürlüğü hakkındaki yasaya göre aile hukukundan doğan davalar ile aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi yanında, 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Yasada öngörülen tedbir kararlarını almak, ayrıca diğer yasaların verdiği görevleri yapmak” aile mahkemelerinin görevlerini oluşturmaktadır.

Ceza Mahkemeleri

5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Ad­liye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 8. maddesine göre ceza mahkemeleri, asliye ceza ve ağır ceza mahkemeleri ile özel kanunlarla kurulan diğer ceza mahkemelerinden oluşur.

Asliye Ceza Mahkemeleri

5235 sayılı kanunun 11. maddesi uyarınca “kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, sulh ceza hâkimliği ile ağır ceza mahkemelerinin görevleri dışında kalan dava ve işlere asliye ceza mahkemelerince bakılır”.

Ağır Ceza Mahkemeleri

5235 sayılı kanunun 12. maddesi gereğince “kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, Türk Ceza Kanununda yer alan yağma (m. 148), irtikâp (m. 250/1 ve 2), resmî belgede sahtecilik (m. 204/2), nitelikli dolandırıcılık (m. 158), hileli iflâs (m. 161) suçları, Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısmının Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar (318, 319, 324, 325 ve 332 nci maddeler hariç) ve 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davalar ile ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlarla ilgili dava ve işlere bakmakla ağır ceza mahkemeleri görevlidir”.

Özel Kanunlarla Kurulan Diğer Ceza Mahkemeleri

Devlet Güvenlik Mahkemeleri (mülga)

1983 yılında kabul edilen 2845 sayılı yasa ile kurulan bu mahkemeler 2004 yılında çıkarılan 5190 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nda Değişiklik Yapılması ve Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kaldırılmasına Dair Kanun’la ilga edilmiştir. Devlet Güvenlik Mahkemelerinin görevi, 2845 sayılı yasanın 9’uncu maddesi ile 1991 yılında yürürlüğe giren 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nda sayılan suçlarla ilgili davalara bakmaktı. Bu görevler artık ağır ceza mahkemelerine devredilmiştir.

Çocuk Mahkemeleri

1979 yılında çıkarılan 2253 sayılı mülga Çocuk Mahkemeleri Yasası ile öngörülen ve ilk defa 1987 yılında Ankara’da kurulan çocuk mahkemelerinin yasal dayanağını artık 2005 yılında çıkarılan 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu oluşturmaktadır. Bu kanunun 25. maddesine göre, “Çocuk mahkemesi, tek hâkimden oluşur. Bu mahkemeler her il merkezinde kurulur. Çocuk mahkemelerinde yapılan duruşmalarda Cumhuriyet savcısı bulunmaz”. Bu mahkemelerin görevleri de aynı kanunun 26. maddesinde belirlenmiştir: “Çocuk mahkemesi, asliye ceza mahkemesi ile sulh ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlar bakımından, suça sürüklenen çocuklar hakkında açılacak davalara bakar”. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlar bakımından aynı zamanda çocuk ağır ceza mahkemeleri kurulmuştur.

İdari Yargı Mahkemeleri

İdari yargı mahkemeleri idari yargının konusunu oluşturan davaları görür. İdari yargının adli yargıdan en önemli farkı, uyuşmazlıkta en azından bir tarafın yetkisini kamu hukukundan alan devlet organlarından biri olmasıdır.

İlk derece idari yargı mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinden oluşur.

İdari yargı mahkemelerinin yüksek yargı organı Danıştay'dır.

Bölge İdare Mahkemeleri

Genel idari yargı düzeninde ilk derece idare mahkemelerinin bir üstünde olan yüksek mahkeme olarak oluşturulmuştur. Türkiye'deki bölge idare mahkemeleri, yargı çevresindeki idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinin tek hakimle verdiği kararları itiraz üzerine inceler ve kesin olarak hükme bağlar. Yargı çevresindeki idare ve vergi mahkemeleri arasında çıkan görev ve yetki uyuşmazlıklarını kesin karara bağlar ve kanunla verilen diğer görevleri yerine getirir.

İdare Mahkemeleri

Yasal dayanağını 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’dan alan idare mahkemelerinin görevleri aynı kanunun 5. maddesinde, idare mahkemeleri

vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştay’da çözümlenecek olanlar dışındaki,

  • İptal davalarını,
  • Tam yargı davalarını,
  • Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan idarî sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaları,
  • Diğer kanunlarla verilen işleri,

çözümler” şeklinde belirlenmiştir. Türkiye’de 31 ilde idare mahkemesi bulunmaktadır.

Vergi Mahkemeleri

Yasal dayanağı idare mahkemeleri ile aynı olan vergi mahkemelerinin görev alanına, 6. madde uyarınca,

  • "genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri malî yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalar,
  • (a) bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un uygulanmasına ilişkin davalar,
  • diğer kanunlarla verilen işler" girmektedir. Türkiye’de 35 ilde 65 vergi mahkemesi bulunmaktadır.

Askerî Yargı (mülga)

Askerî mahkemelerin görevi Türkiye Cumhuriyeti Anayası'nın 145. maddesinde düzenlenmiştir. Askerî ceza mahkemeleri ile ilgili 2010 tarihinde yapılan anayasa değişikliğiyle askeri mahkemeler ve disiplin mahkemeleri, asker kişiler tarafından işlenen askerî suçlar ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işlediği suçlara bakmakla görevlidir.

Askerî Ceza Yargısı Mahkemeleri

İlk Derece Mahkemeleri

Disiplin Mahkemeleri

Asker kişilerin Disiplin suçu adı verilen suçlarına bakmakla görevli mahkemelerdir. Üyeleri hakim değildir. Bir başkan, ikisi üye olmak üzere üç subaydan oluşur. Savcılık görevini ise disiplin subayı yapar.

Askerî Mahkemeler

Askerî mahkemeler üç askeri hakimden oluşur. İddia makamında askerî savcı bulunur. Atamalar Millî Savunma Bakanı tarafından yapılmaktadır.

Yüksek Mahkemeler

Anayasa Mahkemesi

Anayasa Mahkemesinin temel görevi, yasama organının kimi işlemlerinin Anayasa'ya uygunluğunu denetlemek ve bireysel başvuruları karara bağlamaktır. Anayasa Mahkemesinin görevleri bizzat Anayasa’da sınırlı sayıda belirtilmiştir. 1982 Anayasası'nın başta 148. maddesi olmak üzere ilgili diğer maddelerinde Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkileri aşağıdaki şekilde ifade edilmiştir:

1. Anayasa Mahkemesi, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasa’ya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler.

Ancak, olağanüstü hâllerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesine dava açılamaz (Madde 148). Ayrıca usulüne göre yürürlüğe konulmuş uluslararası antlaşmalar kanun hükmünde ise de, bunlar hakkında Anayasa’ya aykırı oldukları gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine başvurulamaz (Madde 90).

Şekil bakımından denetim kanunlarda son oylamanın, öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı; Anayasa değişikliklerinde ise, teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır. Şekil bakımından denetleme sadece Cumhurbaşkanınca veya Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin beşte biri tarafından istenebilir. Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren on gün geçtikten sonra, şekil bozukluğuna dayalı iptal davası açılamaz; şekil denetimi def’i yoluyla da talep edilemez (Madde 148). Şekil bozukluğuna dayalı iptal davaları Anayasa Mahkemesince öncelikle incelenip karara bağlanır (Madde 149).

2. Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruları karar bağlar. Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır. Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.

3. Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanını, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını, Bakanlar Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hâkimler ve Savcılar Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar. Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divanda yargılanırlar.

Yüce Divanda, savcılık görevini Cumhuriyet Başsavcısı veya Cumhuriyet Başsavcıvekili yapar. Yüce Divan kararlarına karşı yeniden inceleme başvurusu yapılabilir. Genel Kurulun yeniden inceleme sonucunda verdiği kararlar kesindir.

4. Siyasi Partilerin kapatılması, Cumhuriyet Başsavcılığının açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesi tarafından kesin olarak karara bağlanır (Madde 69). Siyasi partilerin kapatılmasına ya da Devlet yardımından yoksun bırakılmasına karar verilebilmesi için toplantıya katılan üyelerin üçte iki oy çokluğu şarttır (Madde 149).

5. Siyasi partilerin mal edinimleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunun tespiti Anayasa Mahkemesi tarafından yerine getirilir. Anayasa Mahkemesi, bu denetim görevini yerine getirirken Sayıştaydan yardım sağlar. Anayasa Mahkemesinin bu denetim sonunda vereceği kararlar kesindir (Madde 69).

6. Yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına veya milletvekilliğinin düştüğüne Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce karar verilmesi durumunda, bu karar tarihinden başlayarak yedi gün içerisinde ilgili üye ya da milletvekillerinden herhangi biri tarafından bu kararın Anayasa'ya, kanuna veya İçtüzük hükümlerine aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurulabilir. Anayasa Mahkemesi bu iptal istemini on beş gün içinde kesin olarak karara bağlar (Madde 85).

Danıştay

Anayasa'da öngörülen Yüksek Mahkemelerden biri olan Danıştay, Anayasa'nın 155. maddesine göre, yönetimin yargı yoluyla denetlenmesinde etkin ve önemli görev yapan bir yargı kuruluşu olmanın yanı sıra, yürütme organına yardımcı bir inceleme, danışma ve karar organıdır.

Türkiye'nin en yüksek düzeyde idari yargı organı olup kararları, yürütme erki için bağlayıcı niteliktedir.

Uyuşmazlık Mahkemesi

Adli ve idari yargı arasında çıkacak olan görev uyuşmazlıklarının karara bağlandığı yüksek mahkemedir. Uyuşmazlık mahkemesinde 1 başkan vardır ki başkanı Anayasa Mahkemesi kendi içinden 4 yıllığına seçer ve süresi biten tekrar seçilebilir. 12 üyesi vardır, 6 asil 6 yedek şeklinde 3 asil 3 yedek Yargıtay'dan, 3 asil 3 yedek şeklinde Danıştay'tan üye gelir. Üyelerin de görev süresi 4 yıldır ve süresi biten yeniden seçilebilir.

Yargıtay

Türkiye'nin en yüksek düzeyde adli yargı organı olup kararları baktıkları dava özelinde bağlayıcıdır. İçtihadı Birleştirme Kararları ise her dava için bağlayıcıdır.

Kaynakça

  1. ^ "MevzuatMetin" (PDF). 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 30 Nisan 2013.  Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)
  2. ^ "Arşivlenmiş kopya". 2 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2015.