Günümüz dünyasında Zihya büyük ilgi ve tartışma konusu olmaya devam ediyor. Zihya'in önemi tarih boyunca kabul edilmiş ve etkisi yaşamın her alanına yansımıştır. Zihya'den bu yana genel olarak toplumun büyük ilgisini çeken, farklı alanlarda tartışmalara ve yansımalara yol açan bir konu oldu. Kişisel, sosyal, politik veya ekonomik düzeyde olsun, Zihya bizi günlük yaşamlarımız üzerindeki etkisini düşünmeye ve analiz etmeye davet eden güncel bir konu olmaya devam ediyor. Bu yazıda, kapsamını ve günümüz toplumu üzerindeki etkisini daha iyi anlamak amacıyla Zihya ile ilgili farklı bakış açılarını ve yaklaşımları inceleyeceğiz.
Zihya Адзыгъуэй, Адыгэй | |||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| y. 1. yüzyıl-y. 15. yüzyılın sonu | |||||||||||||||||||||||||||||||
| Yaygın dil(ler) | Çerkesçe, Ubıhça | ||||||||||||||||||||||||||||||
| Resmî din | |||||||||||||||||||||||||||||||
| Hükûmet | Prenslik | ||||||||||||||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||||||||||||||
| Tarihçe | |||||||||||||||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||||||||||||||
| |||||||||||||||||||||||||||||||
Zihya (Ortaçağ Çerkesçesi: Адзыгъуэй; Adigece: Адыгэй; Yunanca: Ζιχία) veya Zuğustan (Osmanlıca: ظوغوستان), Orta Çağ'da Çerkesya için kullanılan isim.[1] Bu ülkenin halkına ise Zihler denmiştir. 15. yüzyıldan sonra haritalarda Zihya'nın yerine Çerkesya geçti.
Hristiyan geleneğine göre, Hristiyanlık MS 55 yılında Havari Andreas'ın seyahatleri ve vaazlarıyla Zihya'ya geldi.[2][3] Havari Andreas'ın ziyaretiyle ilgili Hristiyan geleneğine göre, Abasgia (Abhazya) ile Kimmerya Boğazı (Kerç Boğazı) arasında yer alıyordu.[4]
2. yüzyıl Antik Yunan tarihçisi Flavius Arrianus, Zihlerden bahseder ve Zih kralının Stahemfak olduğunu belirtir.[5] 6. yüzyıl Bizans tarihçisi Prokopius, geçmişte Zihya halkının Roma İmparatoru tarafından atanan bir kralı olduğunu, ancak bağımsız hale geldiklerini kaydeder.[4][6] Rum Ortodoks Patrikhanesi'nin Notitiae Episcopatuum belgelerinde 7. yüzyıldan itibaren otosefal bir Zihya başpiskoposluğu kaydedilmektedir.[4]
9. yüzyılda Ebu İshak ve Muhammed Kindi isimli iki Arap dâî, Zihya'ya gelerek İslam'ı yaymaya çalıştı. Bunun sonucunda çok az da olsa bir grup Çerkes Müslüman oldu.[3][7] 10. yüzyıl Bizans imparatoru VII. Konstantin Porphyrogennetos'a göre Zihya, Tmutarakan'ın güneyindeydi ve Nikopsis adında bir şehri vardı.[8] Bu dönemde Bizans'ın Zihya ile ilişkileri Cherson sakinleri tarafından yürütülüyordu.[4]
12. yüzyılda Bizans İmparatoru I. Manuil "Zihya, Hazarya ve Gotya imparatoru" unvanını kullanmıştır ancak bu iddianın gerçeğe ne kadar uyduğu belirsizdir.[4] 12. yüzyılda Kafkasya'da ilk Katolik misyonerler ortaya çıktı. Katolik haçlılar tarafından Konstantinopolis'in Fethi ile Katolik inancının yayılması hızlandı. Katolik dinini Zih prensi Ferzakht benimsedi. Papa, 1333'te ona çabalarından dolayı teşekkür eden bir mektup gönderdi.[1][3] Katolik Kilisesi'nin misyonerlik faaliyeti sonucunda İtalyan kaynaklarında "Frenkkardaşi" olarak geçen bir Katolik Çerkes grubu ortaya çıktı.[9] Daha sonra Papa'nın emriyle Çerkesya'ya gönderilen Katolik misyonerler Müslüman oldu. Bu Misyonerler Çerkesya'da "Karden" olarak biliniyordu. Bu kelimenin Kardinal kelimesinden geldiği düşünülmektedir. 13. yüzyılda Zihya, Macar ve İtalyan gezginler tarafından ziyaret edilmiştir. Bu gezginler Matrica'yı (Tmutarakan) Zihya içinde bulmuşlardır.[4]
1220'de Cengiz Han, komutanları Subutay ve Jebe'yi "11 ülke ve halka" gitmeleri emrini verdi. Bunların içinde "Kıbçaut" (Kıpçak Türkleri), "Orosut" (Kiev Knezliği), "Serkesut" (Çerkesya), "Asut" (Alanya Krallığı), "Sessut" (Çeçenistan) vardı.[10] Ve böylece Moğol birliklerinin Kafkasya'da ilk ortaya çıkışı, 1220 ile 1222 yılları arasında keşif birliklerinin gelişiydi.[11][12] 1222'de Hankala Muharebesi (1222) gerçekleşti.[13][14][15][16] İlk başta Kuzey Kafkasya çoğunlukla işgal edildi, neredeyse tüm önemli yerleşim alanları yok edildi. Ancak daha sonra direniş dağlara çekildi ve Moğol istilacılara karşı bir karşı saldırı planlayarak kendilerini yeniden örgütlediler;[17] bir gerilla savaşı yürüttüler.[18][19]
| İsim | Çerkesçe isim | Saltanat dönemi |
|---|---|---|
| Stachemfak[20] | ? | y. 2. yüzyıl |
| Daw[21][22] | Дау | y. 5. yüzyıl |
| Bakhsan[21][22] | Бахъсан | y. 6. yüzyıl |
| Lawristan[23][24][25] | Лауристэн | y. 8. yüzyıl |
| Weçe | УэкIэ | y. 9. yüzyıl |
| Hapaç[26] | ХьэпэкI | y. 10. yüzyıl |
| Rededey[27][28][29] | Рэдэдэй | y. 10. yüzyıl—1022 |
| Tuqar[30][31][32] | Тукъар | y. 1200ler—1237 |
| Tuqbaş[33] | Тукъбащ | 1237-1239 |
| Verzacht[34] | Фэрзахт | y. 1330lar |
| Berezok[24][35] | Бэрэзыкъу | y. 1300lerin sonu |
| İnal[36][37] | Хъурыфэлъей икъуэ Инал Нэху | 1427-1458 |
| Parabioko[24] | ? | y. 15. yüzyıl |
| Kadibeld[24] | ? | y. 1457 |
| Belzebuk[24][35] | Пэрсэбыкъу/Бэлзэбыкъу | ?—y. 1470ler |
| Petrezok[38][39] | Пэтэрзэкъо/Пэтэрэзыкъу | y. 1470ler—? |
Erken Orta Çağ döneminde Zihya'nın başkenti olan Zihopol, 6. yüzyılda İstanbul Patrikhanesi'ne bağlı bir Ortodoks piskoposluğunun merkeziydi.[40] Bu yerleşim yeriyle ilgili en eski ve ilk kayıtlardan biri, Antik Çağ ile Yeni Çağ arasındaki dönemde yaşamış olan Strabon'un "Coğrafya" adlı eseridir; eserinde Strabon şu bilgiyi vermektedir:[41]
Meot Gölü çevresinde Meotlar yaşar. Denizin yakınında Bosporos'un Asya kıyısı ve Sind bölgesi yer alır. Onların ardında Aheyler, Zihler, Genioklar, Kerkeler ve Makropogonlar yaşar. …Hermonassa'ya yakın bir yerde Trabzon ve ardından Kolhis bulunur. Burada bir yerde Zihopol adı verilen bir yerleşim vardır.[42]
Meotlara, Sindler, Dandarii, Toreatlar, Agrler ve Arrehiler, ayrıca Tarpetler, Obidiakenler, Sittakenler, Doshiler ve diğerleri dahildir. Bunlara, Phanagoria ile Gorgippia arasında 500 stadyumluk bir alanda yaşayan Aspurgianlar da dahildir. Kral I. Polemon, onlarla dostluk anlaşması yapma bahanesiyle saldırıdığında Zihler'i kandıramamış ve Zihler onu zekice kandırıp esir aldıktan sonra öldürmüşlerdir.[43]
Zihopol'ün tam konumu henüz belirlenememiştir.
Zihopol'ün, günümüz Anapa'sına yakın Utaş köyü civarındaki "Utaş" höyüğüyle ilişkilendirilebileceği hipotezi bulunmaktadır. Bu antik höyük, 50 hektardan fazla bir alanı kapsamaktadır. Nekropolde, birkaç düzine Hristiyan mezar taşı, Yunanca yazılmış Hristiyan yazıtları ve sembolleri bulunmuştur. Yerleşim yerinde ise; bir başlık, karniz parçası ve kiremitler gibi Hristiyan kiliselerine ait detaylar keşfedilmiştir.
Antik kentin tam yerinin bulunmasına yönelik tartışmalar ve araştırmalar devam etmektedir. Y. N. Voronov'a göre, kenti Utaş'tan çok daha doğuda aramak gerekmektedir.[41]