Açık liste

Açık liste konusu şüphesiz günümüzün en alakalı konularından biridir. Bu, toplumda büyük yankı uyandıran ve farklı alanlarda geniş tartışmalara yol açan bir konudur. Açık liste, bunun sonuçlarını anlamaya ve derinlemesine analiz etmeye çalışan uzmanların, akademisyenlerin, politikacıların ve sıradan vatandaşların ilgisini çekti. Bu yazıda Açık liste hakkındaki farklı bakış açıları ve görüşlerin yanı sıra çeşitli sektörler üzerindeki etkisini de inceleyeceğiz. Açık liste, başlangıcından geleceğe projeksiyonuna kadar detaylı ve eleştirel bir şekilde ele alınmayı hak eden, büyük önem taşıyan bir konuyu temsil etmektedir.

Açık liste, bir partinin adaylarının seçilme sırası üzerinde seçmenlerin en azından bir miktar etkiye sahip olduğu parti listesi nisbî temsilinin herhangi bir çeşidini tanımlar. Seçmen, yalnızca tercih ettikleri partiye değil aynı zamanda o parti içerisinde tercih ettikleri adaya da oy verebilmektedir. Açık listeli sistemlerin çoğunda aday tercihi opsiyoneldir ve seçmenlerin büyük çoğunluğu yalnızca partilere oy verdiğinden, aday seçme tercihi genellikle sınırlı etkiye sahip olmaktadır. Öte yandan, örneğin İsveç’te seçmenlerin yaklaşık %25’i düzenli olarak aynı zamanda aday tercihinde de bulunmakta ve listenin kapalı olması halinde seçilemeyecek bazı isimler bu şekilde seçilme imkânı kazanmaktadır.

Seçmenlerin listelerin üzerindeki etkisi, ülkeden ülkeye değişiyor. Seçmenin seçimine tercihli oy da denir; seçmenlere genellikle açık liste adaylarına bir veya daha fazla tercihli oy verilir.

Listedeki adaylarının sırasını yalnızca aktif üyelerin, parti yetkililerinin veya danışmanların belirlemesine izin veren ve seçmenin parti listesindeki adayların konumu üzerinde hiçbir etkisi olmayan sisteme kapalı liste denir.

Uygulanışı

Brezilya’da seçmenler oylarını ya bir adaya ya da bir partiye vermek durumundadır. Buna karşın Finlandiya’da seçmenler yalnızca adaylara oy verebilmektedir. Partilerin sandalye dağılımı ise adaylarının aldığı toplam oy miktarınca belirlenmektedir. Aynı partiden kimlerin seçileceğini ise adayların aldıkları oy miktarına göre oluşturulan sıralama belirlemektedir. Bu durum bir taraftan seçmenlere aday seçmeleri konusunda geniş bir özgürlük tanırken diğer yandan da aynı parti içerisindeki adayların birbirleri ile rekabetleri sonucu parti içi çatışma ve ayrışmalara da sebep olabilmektedir. Böylesi bir sistem aynı zamanda aday listelerini çeşitlendirmeye çalışan partilere dezavantaj oluşturabilmektedir. Örneğin Sri Lanka’da önde gelen Sinhala (Sri Lanka’da çoğunluğu oluşturan etnik grup) partilerinin azınlık mensubu Tamil adaylarını kazanabilir yerlerden aday gösterme çabası açık liste yöntemi sebebiyle başarısız olmuş; çünkü pek çok seçmen düşük profilli olsalar dahi Sinhala adaylara oy vermeyi tercih etmiştir. Kapalı listeden açık listeye geçen Kosova’da ise açık listeli seçimlerde aşırılık yanlısı adaylar seçilmiştir. Özellikle ataerkilliğin hâkim olduğu toplumlarda açık listeler kadınların daha az temsil edilmesine sebep olurken örneğin Polonya’da seçmenler, açık liste usulünde daha fazla kadın adayı seçmiştir.

Nispeten kapalı

Nispeten kapalı bir açık liste sistemi, bir adayın bir sandalye kazanacağından emin olmak için kendi başına seçim kotasını aşması gereken sistemdir. (Genel olarak bu kota, kullanılan toplam oy sayısının doldurulacak koltuk sayısına bölünmesiyle elde edilir. Genellikle gereken sayı Hare kotasıdır, ancak Droop kotası da kullanılabilir.)

Nispeten açık

Daha açık bir liste sisteminde, aşılması gerekn seçim kontenjanı daha düşüktür. Bir partinin adayları, partinin kazandığı toplam sandalye sayısından daha fazlasının bu kotayı elde etmesi mümkündür. Bu nedenle, bu durumda liste sıralamasının mı yoksa mutlak oyların mı öncelikli olduğu önceden açıklığa kavuşturulmalıdır. Bireyler için kota genellikle ya parti listesi kotasının yüzdesi olarak ya da partinin aldığı toplam oyların yüzdesi olarak belirtilir.

Örnek: Kota 1000 oydur ve açık liste barajı kotanın %25'i yani 250 oy olarak belirlenmiştir. Bu nedenle, 5000 oy alan bir parti, listedeki adaylarına aşağıdaki şekilde verilen beş sandalye tahsis edilir:

Parti listesi
Adayın listedeki konumu Aldığı tercih oyları %25'lik kotayı aşan Seçilen
1. sıra adayı 3500 x (birinci) x
2. sıra adayı 50 x
3. sıra adayı 150 x
4. sıra adayı 250 x (üçüncü) x
5. sıra adayı 100
6. sıra adayı 100
7. sıra adayı 450 x (ikinci) x
8. sıra adayı 50
... ...

Listedeki birinci, yedinci ve dördüncü adayları kotanın %25'ini (250 tercih oyu veya daha fazla) elde etti. Partinin kazandığı beş sandalyenin ilk üçünü alıyorlar. Diğer iki sandalye, parti listesinde kalan en yüksek iki adaya verilir (örnekte 2. sıra adayı ve 3. sıra adayı). Listedeki 5. aday beşinci olmasına rağmen ve 2. adaydan daha fazla tercih oyu almasına rağmen seçilmediği anlamına gelir.

Uygulamada, bu kadar katı bir barajla, gerekli oy sayısı çok yüksek olduğundan, yalnızca çok az sayıda aday listelerinde öne geçmeyi başarıyor. Eşiğin daha düşük olduğu yerlerde (örneğin, Çek parlamento seçimlerinde, toplam parti oyunlarının %5'i gerekli), orijinal liste düzenine meydan okuyan sonuçlar çok daha yaygındır.

Partiler genellikle adayların tercihli oy istemesine izin verir, ancak listedeki diğer adaylara karşı olumsuz bir kampanya yürütmez.

Açık liste sistemlerini kullanan ülkelerin listesi

Yasama organlarının (tek meclisli veya alt meclis) seçim sisteminde kapalı listeler kullanan ülkeler
  Tüm partilerin açık liste kullandığı ülkeler
  Çoğu siyasi partinin açık liste kullandığı ülkeler
  Eyalete göre değişir

Bu ülkelerden bazıları açık listeye ek olarak başka sistemler de kullanabilir. Örneğin, açık bir liste yalnızca üst meclis yasama seçimlerine karar verebilirken, alt meclis seçimleri için başka bir seçim sistemi kullanılabilir.

Kaynakça

  1. ^ Emrah Hurma (1 Eylül 2020). "Dünyada Seçim Sistemleri" (PDF). TBMM. 18 Nisan 2021 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Nisan 2023.