Günümüz dünyasında Akkale milyonlarca insanın dikkatini çeken bir konu. Tarihteki öneminden bugünkü uygulamalarına kadar Akkale, çeşitli alanlarda çalışma, tartışma ve inceleme konusu olmuştur. Yıllar geçtikçe hem kültürümüzü hem de yaşam tarzımızı etkileyen günlük hayatımızın temel bir unsuru haline geldi. Bu makalede, Akkale'in büyüleyici dünyasını derinlemesine inceleyerek onun kökenlerini, toplum üzerindeki etkisini ve gelecekteki olası sonuçlarını inceleyeceğiz.
Diğer ad(lar) | Alitaşı |
---|---|
Genel bilgiler | |
Mimari tarz | Selçuklu mimarisi |
Şehir | Ankara |
Ülke | Türkiye |
Koordinatlar | 39°56′30″K 32°51′56″D / 39.94167°K 32.86556°D |
Rakım | 975 |
Adını aldığı | II. İzzeddin Keykâvus |
Tamamlanma | 1249 |
Teknik ayrıntılar | |
Malzeme | Andezit · devşirme taş |
Akkale; Ankara Kalesi'nin kuzey ucunda ve en yüksek bölümünde bulunan bir iç kale veya şatodur. Kalenin içinde fakat bağımsız bir yapı olduğundan dolayı, kalenin en korunaklı bölümünü oluşturur.
Halk arasında Alitaşı adıyla da bilinen Akkale'nin, Selçuklu Sultanı II. Keykavus tarafından 1249 yılında yaptırıldığı bilinmektedir.
1921 yılında, Mustafa Kemal Atatürk'ün özel isteği üzerine dönemin Kültür Müdürü Mübarek Galip Bey tarafından Cumhuriyet tarihinin ilk müzesi olan Eti Müzesi burada kurulmuş ve 1948 yılına kadar varlığını sürdürmüştür. Bugün, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nin deposu olarak kullanılan bu kısım, ziyarete kapalıdır.
Akkale, bulunduğu konumun yüksekliği itibarıyla sur inşa etmeye bile gerek görülmemiş olan dik bir yamaçta kuruludur. 1842 yılında, Kraliyet tarafından araştırma yapmak üzere Osmanlı'ya gönderilen İngiliz seyyah William Francis Ainsworth, Akkale'den Bentderesi'ne açılan gizli bir yeraltı geçidi olduğunu keşfetmiştir. Diğer bir İngiliz araştırmacı William John Hamilton ise duvar örgüsünde az miktarda mermer blok kullanıldığını, yapının büyük bir kısmının porfir benzeri bir taştan inşa edildiğini not etmiştir. Tarih boyunca kaleyi ziyaret eden pek çok isim tarafından, kalede kullanılan ana malzeme porfire benzetilmiş olsa da aslında bu taş Ankara Taşı olarak da bilinen andezittir. Hamilton ayrıca malzeme olarak kullanılan taşlar arasında daha eski tarihlere ait olan ve antik yapılardan alındığını tahmin ettiği parçaların da olduğunu aktarmıştır. Gerçekten de kalenin diğer kesimlerinde de olduğu üzere Akkale'nin yapımında da pek çok devşirme taş kullanılmıştır.