Günümüz dünyasında, Genç Osman Destanı çok çeşitli insanlar için büyük önem taşıyan ve ilgi duyulan bir konu haline geldi. Akademik, profesyonel veya kişisel alanda olsun, Genç Osman Destanı dünya çapında birçok insanın merakını ve ilgisini uyandırıyor. Tarih boyunca Genç Osman Destanı çalışma, tartışma ve yansıma konusu olmuştur ve günümüz toplumunda güncel ve alakalı bir konu olmaya devam etmektedir. Bu yazıda Genç Osman Destanı'in etkisini ve önemini, ayrıca günlük yaşamın çeşitli alanlarındaki etkilerini ayrıntılı ve kapsamlı bir şekilde inceleyeceğiz.
Genç Osman Destanı, 17. yüzyılda Kayıkçı Kul Mustafa tarafından yazılan ve Türk halk edebiyatının en önemli epik eserlerinden biri sayılan duygusal koçaklamadır. Yapıtta Osman adındaki genç bir yeniçerinin savaş sırasındaki yiğitliği ve ölümü anlatılmaktadır.
Osmanlı geleneğinde yapılan savaşların ardından özellikle Yeniçeri kökenli ozanların zafere dair şiirler söylediği bilinmektedir. Genç Osman Destanı da bu şekilde söylenen bir Türk halk edebiyatı ürünüdür. Bu epik şiir; Bağdat Seferi'nden sonra yazılmıştır; yine aynı savaşın ardından Demircioğlu gibi döneminin önemli halk ozanları da değişik destansı şiirler söylemiştir. Hatta otoriteler tarafından Türk halk edebiyatının en önemli ozanlarından biri gösterilen Karacaoğlan da bir Genç Osman Destanı yazmış ancak bu destanların hiçbiri Kul Mustafa'nın destanı kadar yaygınlık kazanamamıştır. Karacaoğlan'ın şiiri ancak 1970'te ortaya çıkarılabilmiştir. Genç Osman Destanı; yazıldığı dönemden itibaren toplum tarafından kabul görmüş ve halk rivayeti kıyafetine bürünmüştür. Ayrıca bu destanın türkü haline getirildiği de bilinmektedir. Genç Osman Destanı, ozanın geniş halk kitleleri tarafından tanınmasını sağlamıştır.
Bağdat Seferi'nin 1639'a dek sürmesi; şiirin bu yıllarda söylendiği sonucunu doğurmaktadır. Bu eser; Bayburtlu Zihni'nin "Hart Destanı" ve Razi'nin Şeyh Şamil Destanı gibi eserlerle birlikte; Âşık Halk Edebiyatı'nın en önemli epik eserleri arasındadır. Ayrıca eser Türk edebiyatı araştırmaları açısından da önemli bir yere sahiptir. Fuat Köprülü'nün Kayıkçı Kul Mustafa ve Genç Osman Hikayesi eseri, halk hikayelerinin oluşum evrelerini takip etme ve anlamlandırma stratejisinin uygulandığı model eserlerden biri olarak bilinmektedir.
Genç Osman Destanı, Bağdat kuşatması sırasında bir müfreze komutanının yaptığı hücumla birlikte; Osman adlı bir gencin büyük kahramanlıklar gösterip; daha sonra kaleden atılan bir okla yaralanarak Dicle'ye düşmesi ve burada ölmesini anlatan bir olay örgüsüne sahiptir. Osman'ın ölümüne padişah IV. Murat dahil tüm ordunun üzüldüğü rivayet edilmektedir. Hatta Sultan Murat'ın Genç Osman'ın ölümü üzerine: "Keşke Bağdat gibi kaleyi fethetmeseydim de Genç Osman’ım ölmeseydi." dediği söylencesi hakimdir. Ayrıca, olayın geçtiği dönemin padişahı olan IV. Murat'tan iki saltanat önce gelen ağabeyi II. Osman'ın da Genç Osman olarak bilinip; Yeniçeri isyanı sırasında öldürüldüğü gerçeği vardır. Bu da bahsi geçen olayın aslen; anıştırma yoluyla II. Osman'ın öldürülmesi olayıyla bağlantılı olabileceği olasılığını doğurmaktadır. Aksaraylı Genç Osman hakkında başka ozanların da şiirler yazması; bu olasılığı azaltsa da; bazı kaynaklarda Kayıkçı'nın Küçük Murat Reis'le Cezayir'deyden II. Osman'nın öldürüldüğü ve bunun Kayıkçı'yı önemli ölçüde etkilediği bilgisi mevcuttur.