Graben dünyanın her köşesinde, her yaştan insanın dikkatini çeken bir konu. Graben, ortaya çıkışından bu yana araştırmaların, tartışmaların ve hayranlıkların hedefi olmuş ve etkisi toplumun farklı kesimlerinde hissedilmiştir. Zaman içinde Graben gelişti ve değişikliklere ve teknolojik gelişmelere uyum sağladı; her zaman geçerliliğini ve tartışma yaratma yeteneğini korudu. Bu makalede, bu büyüleyici konunun eksiksiz ve zenginleştirici bir vizyonunu sağlamak amacıyla, tarihinden bugünkü etkisine kadar Graben ile ilgili farklı yönleri inceleyeceğiz.
Graben, Jeoloji graben kavramını paralel faylar ile çevrili depresif bloklar olarak tanımlamaktadır. Graben kelimesinin Almancadaki karşılığı hendek veya siper anlamına gelir. İç kuvvetlerden orojenez kırılma sonucu oluşmuştur.
Graben, her iki tarafında uçurum bulunan, bir vadiden alçalmış bloğun sonucunda oluşan bir arazi yapısıdır. Burada grabenin her iki yanında normal faylar bulunur. Grabenlerin hemen yanında normal fay basamakları biçiminde yükselmiş yerkabuğu bloklarına horst denilir. Horst ve grabenler genellikle yan yana bulunurlar. Horst ve graben yapıları gerilme kuvvetleri ve gerilen yerkabuğunun göstergesidir. Bazı grabenlerin kenarlarında ters faylar da bulunabilir. Bu faylar sıkıştırıcı yan basınçların etkisi altında oluşmuşlardır.
Tek veya birden fazla graben bir çatlak vadi üretebilir. Japonya’nın güneyinde bulunan 1000 metreden fazla derinliği bulunan Unzen Dağı'nın yanında bulunan graben dünyanın en derin grabenidir.
Çok sayıda çatlak içerisinde, graben sınırları boyunca tek büyük arızası bulunan asimetrik yapılar yarım graben olarak bilinir. Çatlak uzunluğu boyunca genellikle ana faylar ve polaritesini etkiler. Yarım graben asimetrisi şiddetle sintektonik birikimi etkiler. Drenaj sistemlerindeki taban yükselme etkileri nedeniyle küçük bir sediman ana sınırlayıcı fayın arasına girer. Bu olayın oluşabilmesi için bir röle rampa önemli bir sediman giriş noktası sağlayabilir.
Batı Anadolu Graben Sistemi: Batı Anadolu’nun, Ege kıyılarında, Marmara denizi içinde, Saros, Edremit ve İzmit körfezlerinde, Gediz, Büyük ve Küçük Menderes vadileri kenarlarında, Amik ovası grabeninde ve bu grabenin kuzeydoğu istikametindeki uzantısına kadar devam etmektedir.