Kandiye Kuşatması

Günümüz dünyasında Kandiye Kuşatması geniş bir kitlenin dikkatini çeken bir konudur. Gerek tarihsel önemi, gerekse toplum üzerindeki etkisi ya da kişisel düzeydeki önemi nedeniyle Kandiye Kuşatması farklı alanlarda ilgi konusu haline geldi. Bu makalede, okuyucuların önemini ve anlamını anlamalarını sağlayacak kapsamlı ve ayrıntılı bir genel bakış sunarak Kandiye Kuşatması konusunu kapsamlı bir şekilde inceleyeceğiz. Kapsamlı bir analiz yoluyla, Kandiye Kuşatması ile ilgili farklı yönleri inceleyerek, düşünmeyi ve tartışmayı teşvik edecek zenginleştirici bir bakış açısı sunacağız. Kandiye Kuşatması, kökeninden günümüzdeki etkisine kadar derinlemesine ele alınmayı hak eden bir ilgi uyandırmaktadır ve bu makale, bu bilgi ve anlayış ihtiyacını karşılamayı amaçlamaktadır.

Kandiye Kuşatması
Girit'in Fethi

Kuşatmayı gösteren tablo.
Tarih1 Mayıs 1648 - 4 Eylül 1669
Bölge
Kandiye (Heraklion), Girit
Sonuç Venedik teslim oldu ve kaleyi serbest şekilde boşaltma izni aldı.
Taraflar
Osmanlı İmparatorluğu Venedik
Komutanlar ve liderler
Sultan İbrahim, IV. Mehmed Francesco Morosini
Güçler
belirsiz belirsiz
Kayıplar
120.000 30.000

Kandiye Kuşatması, 1645-1669 Osmanlı-Venedik Savaşı'nın son evresi. Dünya tarihinde Ceuta Kuşatmaları'ndan sonra en uzun kuşatmadır. 1 Mayıs 1648’den 4 Eylül 1669’e kadar, yani 21 yıldan fazla sürmüştür.

Başlama nedeni

1644 yılında Malta Şövalyeleri Osmanlı’nın İskenderiye’den İstanbul’a giden bir filosuna saldırdılar. Elde ettikleri ganimet ile Kandiye’ye geri döndüler. Bunun üzerine 60.000 kişilik Osmanlı ordusu Girit’de karaya çıktı ve neredeyse aynı zamanda başka birlikler de Dalmaçya’ya yöneldi. Osmanlı Canea (Hanya) ve Rettimo (Resmo)’yu her biri iki ay süren kuşatmalarla ele geçirdi. 1645 ile 1648 arasında Osmanlı adanın geri kalanını da ele geçirdi ve başkent Kandiye’yi kuşatmaya hazırlandı.

Kuşatma

Venedik Ordusu

Venedik'in Ordusu sayı bakımından yetersiz kaldığı için Avrupa’dan özellikle Hannover, Braunschweig ve Celle’den 30.000 kişi olmak üzere paralı askerler satın almıştır. Bunların çoğu Otuz Yıl Savaşı sonrası işsiz kalmış askerlerdi. Venedik’in paralı asker arama haberi bu durumdan dolayı iyi karşılanmıştı. Özellikle Alman Prensleri fazla olan askerlerini iyi bir paraya satabildikleri için bu olaydan çok memnun oldular.

Küçük Savaşlar (1648-1666)

Osmanlı kuşatmaya 1 Mayıs 1648 tarihinde başladı. Venedik, filosuyla Osmanlı’nın karadan desteğini engelliyordu. Çanakkale Boğazını bloke edip 1651’de Nakşa Adası’ndaki savaşı kazanmıştı ve 1656’da Çanakkale Boğazı önündeki savaşları da kazanmıştı. Böylelikle Kandiye’ye hâlâ destek gönderilebiliyordu. Bundan sonraki yıllarda denizde ve karada sonu olmayan küçük savaşlar vardı. Venedik desteğini sağlam tutup Osmanlı filosuna karşı savunabiliyorsa Osmanlı ordusu geri püskürtülüyordu. Kış zamanında, Akdeniz’den tekne geçimi imkânsız olduğunda destek eksik kalıyordu. Eğer Osmanlı filosuyla Girit’e ulaşabiliyorsa kuşatma devam ediyordu. Ayrıca tekrar tekrar veba yaygınlık gösteriyordu. Böylelikle bu yorucu küçük savaşlar iki tarafta da insan ve madde bakımından büyük kayıplara neden olmuştur.

Kandiye'ye saldırı

1666 yılının Baharı’nda Osmanlı Ordusu, bu zamana kadar sürekli geliştirilmiş ve devasa bir kaleye dönüşmüş, Kandiye’ye büyük saldırı başlattı ancak baharda 20.000 kişi kaybetti. Bunun üzerine Osmanlı hendek ve tünel kazımına başladı. Savaş büyük oranda yer altına taşındı.

Mayın Savaşı

Bu kadar büyük kapsamlı bir mayın savaşı öncesinde görülmemişti ve I. Dünya Savaşı’na kadar eşsizdi. Kandiyeliler Osmanlı’nın lağımcılarını duymak için gittikçe daha derine doğru kazıp dinleme noktaları oluşturmaya başladı.

Osmanlı Ordusu duvarlar ve diğer tahkimatlar için 50-170 ton patlayıcı kullanmıştı. Karşı tünellerle patlayıcıların yerleştirildiği odalar bulunmaya çalışılıyordu. Bulunduğunda ya patlayıcılar patlamadan önce kaldırılmaya ya da açılan karşı tünellerle patlayıcının enerjisini tünellere aktarmaya çalışıldı. İki düşman tünel birbiriyle karşılaşınca şiddetli savaşlar meydana geliyordu. Tüneli kazanlar patlayan bölümlerde boğuldular, yandılar ya da yıkılan tünellerde ezildiler.

Savaşın gidişatı

Toprağın üstünde de savaşlar devam etti. Sayısızca yeni silah denendi. Yeni tür bombalar, madenler üretildi ve geliştirildi. Çoğu zaman Osmanlı Ordusu patlayan bölgelerde silah mesafesine kadar yaklaştı. Keskin nişancılar kullanıldı ve savunanlar ani saldırılarla saldıranların top bataryalarını ve tünel girişlerini yıkmaya çalıştılar.

Kuşatmanın sonu

Ağustos 1669’da son yaklaşmıştı. Osmanlı, tekrar filosunu kurmuştu. Böylelikle Kandiye’ye giden desteği engelliyordu. İlk başta 25 Temmuz’da bir gece saldırısında Fransızlar’ın komutanı olan Büyükamiral Beaufort ölünce Fransızlar geri çekilmeye karar verdi. Kısa bir süre sonra Maltalılar da geri çekildi. İleriki zamanlarda madenciler isyan etmeye başladı ve teslim olmadıkları takdirde subayları öldürmekle tehdit ettiler. 4 Eylül 1669’da ateşkes imzalandı. Kaleyi boşaltanlara serbest çıkış ve tüm eşyalarını yanlarına alma izni verildi.

Savaşın son 3 yılında 60'tan fazla ani hücumlar, 90'dan fazla hücumlar, 5000den fazla patlamalar ve 45'ten fazla yer altında büyük savaşlar olmuştur.

Sonuçları

Osmanlı Girit'i, birçok Ege adasını ve Dalmaçya'da önemli noktaları ele geçirmiştir. Böylelikle Venedik Akdeniz'deki hakimiyetini kaybetmiştir.

Konuyla ilgili yayınlar

  • Nuri Adıyeke, “Girit Seferine Konulan Nokta: Kandiye’nin Fethi ve Psikolojik Sonuçları”, XIII. Uluslararası Türk Tarih Kongresi, 4-8 Ekim 1999, Kongreye Sunulan Bildiriler, III. Cilt I. Kısım, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 2002: 153-161.