Dünya çapında milyonlarca insanın dikkatini çeken Keşmir Şivacılığı'in büyüleyici dünyasına gelin birlikte bakalım. Toplum üzerindeki etkisi, tarihsel önemi veya kültürel alandaki etkisi nedeniyle Keşmir Şivacılığı günlük konuşma konusu haline geldi. Yıllar boyunca ilgi ve tartışmalara yol açarak hayatımızdaki anlamı ve imaları üzerine derin düşüncelere ve analizlere yol açtı. Bu makalede, Keşmir Şivacılığı'in çeşitli yönlerini keşfederek, mevcut bağlamda önemini ve alaka düzeyini daha iyi anlamamızı sağlayacak yeni ve zenginleştirici bir vizyon sunacağız.
Bu madde hiçbir kaynak içermemektedir. (Haziran 2022) (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) |
Keşmir Şivacılığı, Hindu felsefi ve dini Şivacı okulun kollarından biridir. Keşmir'de 8. veya 9. yüzyıllarda doğan Keşmir Şivaizmi Batı felsefi terminolojiyle mutlak idealizm, teistik monizm, realistik idealizm gibi tanımlanmaktadır. Keşmir Şivaizmi'ne göre Tanrı ile evren arasında uçurum bulunmamaktadır. Hint felsefesinin bir başka okulu olan Advaita Vedanta'da dile getirildiği gibi Evren değil ancak evren ile Tanrı'yı birbirinden kopuk olarak algılayan ikilik algısının kendisi bir illüzyondur.
Keşmiş Şivacılığı geleneğine göre insanlığın hâlâ içinde bulunduğuna inanılan Kali Yuga çağına doğru Tantraların bilgisi kaybolduğundan Tanrı Şiva, Śrikanthanath formunda Kailaśa dağında Rişi Durvasa'ya Tantrika bilgisinin tüm formlarını aktarmıştır. Bu bilgi içinde Bhairava Tantralar, Rudra Tantralar ve Şiva Tantraları barındırmaktaydı. Keşmir Şivacılığı üçlü tantralardan Bhairava Tantraları'nın monistik felsefinden ortaya çıkmıştır.
Keşmir Şivacılığındaki en yüce ilkedir. Tüm evreni ayakta tutan temel gerçeklik olduğundan "yüce", "her şeyin üstünde" gibi ifadelerle yorumlanan bu kavram Sanskritçe'de "A" (devanagari alfabesinde "अ") harfiyle temsil edilir. Aşkınlık fikrini içerse de kavram, evrenden büsbütün ayrı bir duruma işaret etmemekte tersine uygulayıcı kendi asli Ben'ini idrak ettiğinde Şiva ile tanımlanan anuttara'yı da deneyimlemiş olmaktadır.
Aham, Şiva'nın herkesin kalbindeki ikamet ettiği inancıyla bağlantılı bir kavramdır ve yüce kalp, aşkın Benlik, yüce Ben farkındalığı veya sonsuz bilinç olarak tanımlanır.