Bugün Millî gelir hakkında konuşmak istiyoruz. Millî gelir son zamanlarda pek çok kişinin ilgisini çeken bir konu. Bu konunun önemi sınırları aşmış ve toplumun farklı kesimlerinde bir tartışma ve yansıma kaynağı haline gelmiştir. Pek çok uzman, günlük yaşamlarımızdaki etkisini ve kapsamını anlamak için Millî gelir'i incelemeye zaman ve çaba harcadı. Bu makalede, kökeninden gelecekteki olası sonuçlarına kadar Millî gelir ile ilgili farklı yönleri inceleyeceğiz. Bu okumanın Millî gelir ve bunun günümüz toplumundaki etkileri hakkında kapsamlı bir bakış sunacağını umuyoruz.
Bu madde hiçbir kaynak içermemektedir. (Nisan 2016) (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) |
Millî gelir ile ilgili iki temel kavram vardır. Bunlar Gayri Safi Yurt içi Hasıla (GSYİH) ve Gayri Safi Millî Hasıla (GSMH) kavramlarıdır. GSYİH, bir ülkenin sınırları içerisinde hem o ülkenin yurttaşları hem de yabancılar tarafından elde edilen gelir, GSMH ise bir ülkenin yurttaşları tarafından o ülkenin sınırları içerisinde ve sınırları dışında elde edilen geliri ifade eder.
Milli Gelirin Tanımı: Bir ekonomide belli bir döneme ilişkin safi milli hasıla değerinden aynı dönemde, o ekonomide alınan dolaylı vergiler toplamının çıkartılmasıyla elde edilen tutar milli gelirdir. Bilimsel anlamda milli gelir bir ülkede belli bir dönemde üretilen mal ve hizmetlerin net parasal değeridir.
Birey için tüketim, aile fertlerinin gereksinim duydukları mal ve hizmetlerin satın alımı için yaptıkları harcamaların toplamıdır. Tüketim harcamaları öncelikle, o ekonomideki harcanabilir gelire bağlıdır. Tüketimi etkileyen faktörler şunlardır:
Elde edilen toplam gelirden ihtiyaçlar karşılandıktan sonra kalan miktara tasarruf denir. İnsanlar gelecekte oluşabilecek hastalık, kaza gibi belirsizliklerde çaresiz kalmamak için tasarruf yapmak isterler. Gelirin tüketilmeyen kısmı tasarrufları oluşturur. Tasarruf toplam harcamaların toplam gelirden çıkarılması ile hesaplanır. Harcamaların gelirden fazla olması borçlanma gibi kötü bir sonucu ortaya çıkararır. “Ayağını yorganına göre uzat.” bu durumu özetleyen en güzel ata sözüdür.
Yatırım, ekonomide belirli bir dönemde üretimde kullanılacak malzeme ve unsurların artırılmasına denir. Yeni fabrika kurmak, fabrikaya makine almak, yeni üretim yöntemi almak vb. yatırım faaliyetleri sonucunda ekonominin üretim kapasitesi artar.
Üretim faaliyetleri sonucunda elde edilen gelirin hesaplanması işini Türkiye İstatistik Kurumu piyasadan aldığı fiyatlara göre hesaplar. Yapılan hesaplamalardan % 100 doğru sonuç yerine yaklaşık sonuçlar elde edilir. Elde edilen sonuçlar önemlidir. Üretici, tüketici ve devlet yaklaşık olarak hesaplanan sonuçlara göre, yatırım faaliyetlerine yön verirler. Hesaplamalarda farklı yollar tercih edilebilir. Türkiye İstatistik Kurumu milli geliri kendi içindeki kurallara göre belirler. Kullanılan hesaplama yolları; üretim yöntemi, gelir yöntemi ve harcama yöntemi olmak üzere üçe ayrılır.