Günümüz dünyasında Takiye farklı alanlarda ilgi duyulan bir konu haline geldi. Bilimden kültüre, Takiye toplumu önemli ölçüde etkileyerek tartışmalara, araştırmalara ve derin düşüncelere yol açtı. Küresel erişimiyle Takiye, uzmanların ve kamuoyunun dikkatini çekerek akademik, sosyal, politik ve ekonomik alanlarda önemli bir tartışma ve analiz noktası haline geldi. Bu makalede, Takiye'e ilişkin çeşitli bakış açılarını inceleyerek, onun farklı bağlamlardaki anlamını, sonuçlarını ve sonuçlarını ele alacağız.
Takiye (Arapça: تقية; Takıyye olarak da yazılır), İslam dininde bir Müslümanın zor bir durumdan kurtulmak için İslam'ı inkâr ederek Müslüman değilmiş gibi davranmasıdır. Kur'an Nahl suresinde takiye yapmaya izin vermektedir.
Kelime anlamı "örten", "koruyan" olan "takiye", Kur'an'daki Nahl suresinin 106. ayetine dayanarak, Müslümanın zorlayıcı nedenlerle inancını inkâr edebilmesi veya gizleyebilmesi anlamına gelir:
Kalbi imanla dolu olduğu hâlde zorlanan kimse hariç, inandıktan sonra Allah’ı inkâr eden ve böylece göğsünü küfre açanlara Allah’tan gazap iner ve onlar için büyük bir azap vardır.
Kur'an, Nahl Suresi (16), 106. Ayet
(Diyanet Meali)
Tüm İslam alimleri bu ayetin Ammar bin Yasir'in başından geçen şu olayla ilgili indiği konusunda görüş birliğindedir:[kaynak belirtilmeli]
Müşrikler bir gün Ammar bin Yasir'i yakalayıp, onu putları ilah olarak kabul edip onları yüceltmeye ve Muhammed'i tahkir etmeye zorlamışlardır. O kadar zorladılar ki, Ammar bin Yasir istediklerini yapmak zorunda kalmıştır. Muhammed'e geri döndüğünde, ona tüm olayları anlatmıştır. Muhammed kendisine "Kalbinde ne hissediyordun?" diye sordu. Bunun üzerine Ammar dedi ki, "Benim kalbim sonuna kadar Allah'ın dini ile doludur". Bunun üzerine Muhammed dedi ki, "Münafıklar senden bir daha aynısını söylemeni isterlerse, söyle." Bunun üzerine şu ayet inmiştir: (Nahl/106. ayet).
Precautionary denial of religious belief in the face of potential persecution. Stressed by Shia Muslims, who have been subject to periodic persecution by the Sunni majority.