Vatan ve Hürriyet Cemiyeti

Günümüz dünyasında Vatan ve Hürriyet Cemiyeti olağandışı bir önem kazanmıştır. Gerek toplum üzerindeki etkisi, gerekse popüler kültür üzerindeki etkisi ya da bilim alanındaki önemi nedeniyle Vatan ve Hürriyet Cemiyeti kendisini tartışılmaz bir ilgi konusu olarak konumlandırdı. Tarih boyunca Vatan ve Hürriyet Cemiyeti, yaşamın farklı alanlarıyla ilgisini gösteren çok sayıda çalışmanın, tartışmanın ve düşüncenin konusu olmuştur. Bu makalede, Vatan ve Hürriyet Cemiyeti ile ilgili farklı yönleri inceleyeceğiz, zaman içindeki gelişimini ve bugünkü etkisini analiz edeceğiz. Ek olarak, bu konunun panoramik ve zenginleştirici bir vizyonunu sunmak amacıyla Vatan ve Hürriyet Cemiyeti çevresinde var olan çoklu perspektifleri araştıracağız.

Vatan ve Hürriyet Cemiyeti
Birleştiğiİttihat ve Terakki Cemiyeti
KuruluşEkim 1906
Kapanış1907
TürGizli dernek
Amaç
Konum
LiderMustafa Kemal

Vatan ve Hürriyet Cemiyeti, 20. yüzyılın başlarında Padişah II. Abdülhamid'in otokratik yönetimine karşı olan reformist subayların kurduğu gizli dernek.

Öncesi

Henüz Harbiye'de öğrenci olan Mustafa Kemal, kendisi gibi vatanın tehlikede olduğunu düşünen subay adayı arkadaşlarıyla birlikte birçok yazı çalışması yürütmüştür. Çıkardıkları Vatan adlı tek sayfalık siyasi içerikli gazete yüzünden yakalanan grup, vatansever aynı düşüncedeki öğretmenler sayesinde kurtulmuştur.

Harbiye'den mezuniyetlerinin ardından grubun çalışmaları dışarıda da devam etmiştir. Kiraladıkları bir dairede toplantılar yapıp kararlar alarak ve gazete çıkartmaya devam etmişlerdir. Bir akşam yurt genelindeki tüm Vatan grubu evlerine eş zamanlı baskın düzenlenmiş ve sorgudan sonra grup üyeleri, Taşkışla'ya götürülmüştür. Arkadaşlarından ayrılarak tek başına haftalarca kalan Mustafa Kemal, siyasetin hafife alınır bir şey olmadığına karar vermiştir.

Kuruluşu ve yayılması

Padişah tarafından affedilen Mustafa Kemal, 5 Şubat 1905 tarihinde Şam'da bulunan 5. Ordu'ya tayin edilmiş; burada kendisine görev verilmeyince boş zamanlarını çağdaş yazarların kitaplarını okuyarak geçirmeye başlamıştır.

Bu dönemde Mustafa Kemal, İstanbul'dan Tıbbiye'deki siyasi faaliyetleri nedeni ile sürgüne gönderilmiş olan ve Şam'da çarşı içerisinde ticaret ile uğraşan Mustafa Bey (Cantekin) ile tanışmıştır. 1906 yılının Ekim ayında ikilinin uzun sohbet gecelerinde oluşan fikirleri neticesinde, Lütfi Müfit Bey'in (Özdeş) de katılımıyla Vatan ve Hürriyet Cemiyet kurulmuştur.

Arkadaşlarıyla beraber ilk önce Cemiyetin Beyrut, Yafa ve Kudüs şubelerini açan Mustafa Kemal, daha sonra Mısır ve Yunanistan üzerinden gizlice Selanik'e geçerek hem annesini ziyaret etmiş hem de cemiyetin Selanik şubesini açmıştır. Mustafa Kemal'in Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'nin Selanik'teki şubesinin açılış konuşması:

(1906) "Arkadaşlar! Bu gece burada sizleri toplamaktan maksadım şudur: Memleketin yaşadığı vahim anları size söylemeye lüzum görmüyorum. Bunu cümleniz biliyorsunuz. Bu bedbaht memlekete karşı önemli vazifelerimiz vardır. Onu kurtarmak, biricik hedefimizdir. Bugün Makedonya'yı ve bütün Rumeli kıtasını vatan camiasından ayırmak istiyorlar. Memlekete yabancı nüfuz ve hakimiyeti kısmen ve fiilen girmiştir. Padişah zevk ve saltanatına düşkün, her aşağılığı yapabilecek iğrenç bir şahsiyettir. Millet zulüm ve istibdat altında mahvoluyor. Hürriyet olmayan memlekette ölüm ve yok oluş vardır. Her ilerlemenin ve kurtuluşun anası hürriyettir. Tarih bugün biz evlatlarına büyük vazifeler yüklüyor. Ben Suriye'de bir cemiyet kurdum. İstibdat ile mücadeleye başladık. Buraya da bu cemiyetin esasını kurmaya geldim. Şimdilik gizli çalışmak ve teşkilatın organlarını oluşturmak zaruridir. Sizden fedakarlıklar bekliyorum. Kahredici bir istibdada karşı ancak ihtilal ile cevap vermek ve köhneleşmiş çürük idareyi yıkmak, milleti hâkim kılmak, kısacası vatanı kurtarmak için sizi vazifeye davet ediyorum!

Arkadaşlar! Gerçi bizden evvel birçok teşebbüs yapılmıştır. Fakat onlar muvaffak -başarılı- olamadılar. Çünkü işe teşkilatsız başladılar. Biz kuracağımız teşkilat ile bir gün mutlaka ve ne olursa olsun muvaffak olacağız. Vatanı, milleti kurtaracağız..."

Şam'dan ayrılması sarayın kulağına gitmiş; fakat fikirlerinin üstlerince de desteklenmesi sonucu ceza almamıştır. Şam'a döndükten sonra 20 Haziran 1907 tarihinde Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) rütbesi alarak Şam'daki ordunun Kurmay Başkanlığında bir göreve getirilmiştir.

İttihat ve Terakkiyle birleşmesi

Kolağası Mustafa Kemal, 13 Ekim 1907 tarihinde merkezi Manastır'da bulunan 3. Ordu Karargâhına atanmış; Cemiyetin Selanik Şubesinde çalışmak üzere Manastır'dan Selanik'e gelmiştir. Burada Vatan ve Hürriyet Cemiyetinin, Selanik'te faaliyet gösteren İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne katıldığını öğrenmiştir. Sonradan kendisi de arkadaşı Ömer Naci'nin isteğiyle İttihat ve Terakki'ye katılmıştır.

Kaynakça

  1. ^ Atatürk'ün Bütün Eserleri, Cilt: 1 (1903-1915), Kaynak Yayınları, s. 32.