Günümüz dünyasında Desizyonizm benzeri görülmemiş bir önem kazanmıştır. Kişisel, mesleki, sosyal veya politik düzeyde olsun, Desizyonizm günlük hayatımızda temel bir rol oynar. Tarih boyunca Desizyonizm incelemelerin, tartışmaların ve hayranlıkların hedefi olmuştur, ancak daha önce hiçbir zaman toplumda bugün olduğu kadar önemli bir yer işgal etmemiştir. Desizyonizm, başlangıcından günümüze kadar zaman içinde karşılaştığı değişikliklere ve zorluklara evrildi ve uyum sağladı. Bu makalede, Desizyonizm'in günlük yaşamın farklı yönleri üzerindeki etkisini ve çevremizdeki dünyayla ilişki biçimimizi nasıl etkilediğini yakından inceleyeceğiz.
Desizyonizm yani Kararcılık(bazen metinlerde tercüme edilmeden karşılaşılan Almanca Dezisionismus'tan türetilmiştir), ahlaki veya hukuki ilkelerin siyasi veya hukuki organlar tarafından alınan kararların ürünü olduğunu ifade eden politik, etik ve içtihatcı bir doktrindir. Kararcılığa göre, kararın geçerliliğini belirleyen, kararın içeriği değil, uygun bir makam tarafından veya doğru bir yöntem kullanılarak alınmış bir karar olmasıdır.
Hukuk teorisinde, kararcılığın Alman hukuk bilgini Carl Schmitt gibi önemli bir savunucusu bulunmaktaydı. Schmitt, yasanın geçerliliğini belirleyen şeyin yasanın gerçek hükümleri değil, uygun makam tarafından yasa haline getirilmiş olması olduğunu belirtmiştir. Hayatının ilerleyen dönemlerinde Schmitt, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'ne üye olduğunda, kararcılığı Nazi politikasını haklı çıkarmanın bir yolu olarak kullanarak "Der Führer yasayı yaptı, der Führer yasayı koruyor" dediği aktarılmıştır.