Japon mimarisi

Japon mimarisi konusu son yıllarda oldukça ilgi çeken bir konu. Medyada ve genel olarak toplumda kendisine gösterilen ilginin artmasıyla, Japon mimarisi'in günlük hayatımızda önemli bir rol oynadığı açıktır. Ayrıca, Japon mimarisi'in önemi küresel olarak kabul edilmiştir ve etkisi çok çeşitli alan ve disiplinlere yayılmaktadır. Bu makalede, Japon mimarisi'i bu kadar anlamlı ve önemli kılan şeyin ne olduğunu ayrıntılı olarak inceleyeceğiz, hayatımızın farklı yönleri üzerindeki etkisini inceleyeceğiz ve konuya derinlemesine bir bakış sunacağız.

Kyoto'daki Kinkaku-ji, 1397'de inşa edildi.

Japon mimarisi (日本建築, Nihon kenchiku), geleneksel olarak kiremit veya saz çatılı, yerden hafifçe yükseltilmiş ahşap yapılar ile karakterize olmuştur. İç mekânların farklı durumlar için özelleştirilebilmesi amacıyla duvar yerine kayar kapılar (fusuma) kullanılmıştır. Geleneksel olarak insanlarlar genellikle minderlere veya yere oturmuştur; çünkü sandalyeler ve yüksek masalar 20. yüzyıl öncesinde yaygın olarak kullanılmamıştır. Ancak 19. yüzyıldan sonra Japonya; Batılı, modern ve postmodern mimariyi kendi inşaat ve tasarım teknikleriyle birleştirmiştir ve günümüzde en ileri mimari tasarım ve teknolojide bir liderdir.

Geleneksek Japon evinin giriş kapısı

Japon mimarisinin en erken örnekleri, tarih öncesi zamanlarda avcı-toplayıcı nüfusun ihtiyaçlarına uyarlanmış basit çukur evlerde ve depolarda görülmüştür. Kore aracılığıyla Han Hanedanı dönemindeki Çin'in etkisiyle daha karmaşık tahıl depoları ve törensel mezar odaları yapılmıştır.

6. yüzyılda Japonya'ya Budizmin gelişiyle karmaşık ahşap teknikleriyle büyük ölçekli tapınaklar inşa edilmeye başlamıştır. Çin'deki Tang ve Sui Hanedanları'nın etkisiyle Nara'da ilk kalıcı başkent kurulmuştur.