Bu makalede Kleptokrasi, günümüz toplumundaki önemi, etkisi ve geçerliliğinin anlaşılması amacıyla ayrıntılı olarak analiz edilecektir. Kleptokrasi son yıllarda büyük ilgi gören bir konu ve etkisi teknolojiden kültüre kadar farklı alanları kapsıyor. Multidisipliner bir yaklaşımla Kleptokrasi'in tarihi, gelişimi, sonuçları ve olası gelecek senaryoları gibi çeşitli yönleri ele alınacaktır. Bu makale, verileri, uzman görüşlerini ve eleştirel analizleri toplayarak, bu konudaki tartışma ve düşüncelere katkıda bulunmak amacıyla Kleptokrasi'in kapsamlı ve güncellenmiş bir vizyonunu sağlamayı amaçlamaktadır.
79'dan daha yüksek skor 70 ile 79'a eşit veya arasında skor 60 ile 69'a eşit veya arasında skor 50 ile 59'a eşit veya arasında skor 40 ile 49'a eşit veya arasında skor 30 ile 39'a eşit veya arasında skor 20 ile 29'a eşit veya arasında skor 20'den daha alçak skor Bilinmeyen |
Siyaset serisinin bir parçası |
Hükûmet biçimleri |
---|
Hükûmet biçimleri listesi |
Kleptokrasi ya da yağma düzeni, bir ülkede iktidarı ele geçiren bir ailenin ya da siyasal veya dini grubun, o ülkenin kaynaklarını sistemli olarak soyması demektir ve kısaca hırsızlar rejimi anlamına gelir. Demokrasinin bütün kurumlarıyla yerleşmediği ülkelerde görülen bu durum, o ülkelerin gelişmesinin önündeki en büyük engellerden biri olmaktadır.
Kleptokrasi'nin, Plütokrasi (Zenginlerin yönetimi) ve Oligarşi'den (Ayrıcalıklıların yönetimi) ayrılan bazı yönleri vardır. Kleptokrasi ile yönetilen bir ülkede yozlaşmış politikacılar, kendilerini hukukun üstünlüğünün dışında tutup; yandaş komisyonlar, rüşvetler ve özel ayrıcalıklar yoluyla, devlet fonlarını kendilerine ve ortaklarına yönlendirerek gizlice zenginleşirler. Bununla birlikte, kleptokratlar genellikle elde ettikleri kârlarının büyük kısmını, iktidarını kaybetme ihtimâline karşın, yurtdışı bankalarda muhafaza ederler.
Yolsuzluk karşıtı çalışmalarıyla tanınan Almanya merkezli Uluslararası Şeffaflık Örgütü, 2004 başlarında şu bilgileri veren bir rapor yayınladı:
Hırsızlar rejiminin egemen olduğu bir ülkede, yerli sanayi ve tarımsal üretim zayıflar ve iç pazar büyük sermaye gruplarına açılır. Siyasal alanda da insan haklarını çiğneyen, baskıcı bir yönetim kendini gösterir (düşük ücretler, rüşvetsiz iş yapmayan bir bürokrasi vb). Etnik milliyetçiliği, ırkçılığı ya da dini kullanarak geniş kitleleri yönlendirmeleri, bu tür yönetimlerin en karakteristik özellikleri arasındadır.[kaynak belirtilmeli]