Günümüz dünyasında Scopus Dağı toplumda büyük ilgi ve tartışma uyandıran bir konudur. Etkisi siyasetten ekonomiye, bilimden kültüre kadar farklı alanlara yansıyor. Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte Scopus Dağı konusu daha da güncel hale geldi ve insanlarda hem heyecan hem de endişe yarattı. Tarih boyunca Scopus Dağı, birçok çalışmanın ve analizin konusu olmuştur; bu da onun günümüzdeki önemi ve etkisi hakkında daha geniş ve derin bir vizyon elde etmemizi sağlamıştır. Bu yazıda, dünyamız üzerindeki etkisini daha iyi anlamak amacıyla Scopus Dağı ile ilgili çeşitli bakış açılarını ve yaklaşımları inceleyeceğiz.
Scopus Dağı | |
---|---|
En yüksek noktası | |
Yükseklik | 826 m |
Coğrafya | |
Konum | Israil |
Scopus Dağı (İbranice: הַר הַצּוֹפִים Har HaTzofim, Arapça: جبل المشارف Gabal al-Maşarif) Kudüs'ün kuzeydoğusunda bulunan 834 metre yüksekliğinde bir dağdır. Kudüs'ü tepeden görmesi sebebiyle antik çağlardan beri stratejik önemi vardır. 1. yüzyılda Romalılar bu dağda kamp kurup şehri kuşatmıştır. Aynı şekilde bu dağ Haçlılar tarafından da kullanılmıştır. 1948 Arap-İsrail Savaşı sonrasında Ürdün'de kalan bu topraklar 1967'deki Altı Gün Savaşı'na kadar BM tarafından korunmuş bölge ilan edildi. Scopus Dağı bugün itibarıyla Filistin toprakları içindedir
Temeli 1918'de atılan Scopus Dağı kampüsünün açılışı önde gelen liderlerin eşliğinde 1925 yılında gerçekleşti. Bugün, 1.200 kişilik kadrosuyla İsrail'in lider üniversitelerindendir.
İbrani Üniversitesi Botanik Bahçesi, Scopus Dağı'nda botanist Alexander Aig tarafından 1931 yılında kuruldu. İsrail'in işlenmemiş bitkilerin bulunduğu en büyük bahçelerindendir. Biblical Zoo denen hayvanat bahçesine ev sahipliği yapmaktadır.
Scopus Dağı'nda, Hadassah Kadınlar Örgütü, 1939 yılında Erich Mendelsohn'un tasarladığı eğitim veren bir hastane kurdu. 13 Nisan 1948'de hastaneye erzak taşıyan konvoy Arap güçlerince saldırıya uğradı ve çoğu doktor ve hemşire olmak üzere 78 kişi hayatını kaybetti. 1948'de bölge Ürdün'ün eline geçince yollar kapatıldı ve hastane çalışmalarına ara vermek zorunda kaldı. 1960'ta İsrail tarafında bulunan batı Kudüs'te klinikler açılarak hastane yaşamını bir süre Scopus Dağı dışında devam ettirdi.
Scopus Dağı'nda Mormonların üniversitesi olan Brigham Young Üniversitesi ilk kurulduğu zaman olası misyonerlik faaliyetleri yüzünden halk arasında tartışmalara sebep oldu. Mormonların dini propaganda yapmama sözü vermesi üzerine üniversitenin inşasına izin verildi. Bu Mormon üniversitesi panoramik manzarası ve mimari yapısı nedeniyle ödüller kazanmıştır.
30 Kasım 1948'de ateşkes ilan edilmesiyle Kudüs ikiye bölündü; batı Kudüs İsrail'de doğu Kudüs Ürdün'de kaldı, bazı bölgeler ise tarafsız bölge ilan edildi ve Scopus Dağı, hiçbir ülke ordusunun olmaması gereken tarafsız bölgede yer aldı. İsrail kısmında bulunan tarafsız bölgedeki Scopus Dağı'ndaki üniversite ve hastaneye iki haftada bir gönderilen erzak konvoyları sürekli olarak Ürdün bölüklerine takıldı.
Nisan 1949'da Ürdün ve İsrail hükûmetleri adına Moşe Dayan tarafından imzalanan antlaşmanın 7. maddesiyle aşağıdaki maddeler karara bağlandı:
Ocak 1958'de BM Genel Sekreteri temsilcisi Francis Urrutia'nın Ürdün'ü 7. maddeye sadık kalması konusundaki çabaları başarısızlıkla sonuçlandı. Mayıs 1958'de Ürdün askerleri İsrail devriyeleri üzerine ateş açtı, bir BM görevlisi ve dört İsrail polisi öldürdü. BM Genel Sekreteri Dag Hammarskjöld ve yardımcısı Ralph Bunche'ın Kudüs ve Amman ziyaretleri sonuçsuz kaldı.
24 Temmuz 1956'da ateşkes hattındaki askerden temizlenmiş bölgede Filistinli Arapların bir evi tekrar işgal etmesiyle İbrani Üniversitesi'ndeki bir polis eve ateş açtı ve Ürdün askerleri silahla cevap verdi. BM gözlemcileri Ürdünlülerle anlaşabilmek için eve doğru harekete geçtiler, fakat yolda bir mayına basarak ağır yaralandılar. 26 Mayıs 1958'de Yarbay Flint elinde beyaz bayrağıyla ihtilaflı bölgedeki İsrail polislerini boşaltmak için yol gösterirken Ürdün kurşunuyla öldürüldü.