Günümüz dünyasında Yersinia pestis çok çeşitli insanlar için büyük önem taşıyan ve ilgi duyulan bir konu haline geldi. Yersinia pestis'den ister tarihi bir figür, ister soyut bir kavram, ister güncel bir konu olarak bahsediyor olalım, alaka düzeyi ve etkisi engelleri ve sınırları aşarak farklı yaşlardan, kültürlerden ve mesleklerden insanları etkiliyor. Bu makalede, günümüzde bu kadar önemli olan bu konunun kapsamlı ve zenginleştirici bir vizyonunu sağlamak amacıyla Yersinia pestis ile ilgili farklı yönleri keşfetmeye ve analiz etmeye çalışacağız.
Yersinia pestis | |||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Biyolojik sınıflandırma | |||||||||||||||
| |||||||||||||||
İkili adlandırma | |||||||||||||||
Yersinia pestis |
Yersinia pestis, Enterobacteriaceae ailesine mensup bir Gram negatif bakteri türüdür. Veba hastılığının üç türüne de (bubonik, pnömonik, septisemik) yol açar. Y. pestis tarih boyunca birçok pandemilere (1347-1353 arasındaki Kara Ölüm gibi) sebep olmuştur. Yersinia cinsine mensup bakteriler, Gram negatif çubuk şekilli kokobasillerden oluşmuştur ve diğer Enterobacteriaceae cinslerinde olduğu gibi, seçmeli anaerobik bir metabolizmaya sahiptir. Pireler tarafından taşınır. Organizma izole halde hareketliyken (motil), memeli konağa geçtiğinde hareketsiz (non-motil) hale geçmektedir.
Y. pestis, 1894 yılında Pasteur Enstitüsü'nden bakteriyolog Alexandre Yersin tarafından, Hong Kong'daki bir veba epidemisi sırasında keşfedilmiştir. Yersin, Pasteur düşünce okulunun bir üyesiydi. Aynı dönemlerde Koch metodolojisini kullanan Japon bakteriyolog Şibasaburo Kitasato da epidemiye neden olan ajanı aramaktaydı. Fakat veba ile Yersinia pestis arasındaki ilişkiyi kuran ve bulan Yersin'dir. Bakteri orijinal olarak Pasteurella pestis olarak adlandırılmış, ismi 1967'de Yersinia pestis olarak değiştirilmiştir.
Y. pestis insanlara pireler aracılığıyla bulaşır. Vektörün ısırığıyla, hastalık yapmaya yetecek miktarda bakteri geçişi olabilir. İnsanlarda ve özellikle fare ve sincap olmak üzere kemirgenlerde hastalık yapar.
Y. pestis'in patojenitesi fagosite edilmesini engelleyen iki farklı antijene bağlıdır: Hastalığın oluşması için mutlaka bulunması gereken faktörler olan F1 ve V (ya da LcrV) antijenleri bakteri tarafından 37 °C sıcaklıkta üretilirler. Y.pestis kanda bulunan monositlerin içinde yaşayabilir ve antijenlerini üretebilir. Ancak nötrofillerin içinde yaşayamaz. Doğal ya da edinilmiş bağışıklık antijenlerine karşı üretilen opsonize edici antikorlar yoluyladır.
Hastalık bulaşma riski yüksek yerlerdeki yetişkinler için formaldehitle öldürülmüş bakterileri içeren bir aşı mevcuttur. Ancak sınırlı etkisi ve ileri derecedeki yangısal yanıtlar sebebiyle tercih edilmez. Antijenlere bağlı olarak genetik teknoloji yöntemleriyle üretilecek bir aşı için çalışmalar sürmekte ve umut vadetmektedir.
Amerika Birleşik Devletleri'nde bir klinikte elde edilmiş örnekte bulunan CO92 suşunun genomu yakın zamanda çözülmüştür. Kromozomu 4.653.728 baz çifti uzunluktadır. Kuzenleri Y. pseudotuberculosis ve Y. enterocolitica gibi Y.pestis de pCD1 plazmidine sahiptir. Y. pestis'de buna ilave olarak pPCP1 ve pMT1 plazmidleri de vardır. Bu plazmidler bir araya geldiklerinde HPI denen bir patojenlik adası oluştururlar. Bu özel gen durumu Y. pestis'in meşhur bulaşıcılığını sağlayan proteinleri kodlamaktadır. Bu faktörler, pek çok fonksiyonun yanında bakterinin konağa bağlanmasını, içsel proteinlerini konağa aktarmasını, bakterinin konağı istila etmesini ve eritrositlerden almasını sağlarlar. Y. pestis'in Y. pseudotuberculosis'den geliştiği düşünülmektedir. İki türün arasında sadece bazı plazmid farkları vardır.
Y. pestis birkaç antibiyotiğe, özellikle de streptomisin ve kloramfenikol'e ileri derecede duyarlıdır. Tetrasiklinler de bazen sinerjistik çalıştıkları streptomisinle beraber verilebilir. Ancak bu antibiyotiklerden birine, hatta ikisine birden dirençli suşlar da izole edilmiştir.
Wikimedia Commons'ta Yersinia pestis ile ilgili ortam dosyaları bulunmaktadır. |