Hukuki pozitivizm

Günümüz dünyasında Hukuki pozitivizm giderek artan bir ilgi konusu haline geldi. Toplum üzerindeki etkisi, akademik alanla ilgisi veya popüler kültür üzerindeki etkisi nedeniyle Hukuki pozitivizm kendisini sürekli tartışma ve yansıma konusu olarak konumlandırdı. Hukuki pozitivizm, kökeninden günümüze kadar, onun birçok yönünü deşifre etmeye ve insanlığın gelişimindeki önemini anlamaya çalışan farklı alanlardaki uzmanların çalışma ve analiz konusu olmuştur. Bu makalede, Hukuki pozitivizm'e hangi perspektiflerden yaklaşılabileceğini araştıracağız ve onun çağdaş dünyadaki önemini analiz edeceğiz.

Hukuki pozitivizm, hukuk felsefesi ve hukuk biliminde bir düşünce okulu. Hukuki pozitivizmin başlıca iddiaları şunlardır:

  • Kanunlar insanlar tarafından yaratılan kurallardır.
  • Hukuk ve etik (ahlaklılık) arasında doğal ve kaçınılmaz bir bağlantı yoktur.

Hukuksal pozitivizmin temelinde, yalnızca meşru yasa koyucu tarafından usulüne uygun olarak çıkartılan normların hukuk olarak kabul edilmesi fikri yatmaktaydı. Böylece hukuk, dünyevî bir iktidarın iradesinin sonucu olarak karşılığını bulacaktır. Bu yaklaşıma göre hukuk, insan iradesinden önce tabii olarak var olan ya da Tanrı iradesine bağlanabilecek normlar anlamına gelmemektedir. Bugün hukuku var eden, yine insanlar tarafından öngörülmüş yasa koyma kurallarına uygun olarak gerçekleştirilmiş olmasında yatmaktadır. Bu yönüyle hukuksal pozitivizm temel olarak, hukuk kavramının açıklanmasındaki metafizik unsurların dışlanmasını gerektirir.

Hukuki pozitivizm ve doğal hukuk

Hukuki pozitivizm, doğal hukuk geleneğinden gelen çeşitli fikirlere karşı taraf tutar. Doğal hukuk, hukuk ve adalet arasında esaslı bir bağ olduğunu savunur. Hukuki pozitivizm ayrılabilirlik tezini içerir ve bu düşünceye göre hukuki geçerlilik ve adalet arasında esaslı bir ilişki yoktur.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Yüksel, M. (Ed.). (2012). Hukuk Sosyolojisi. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları.

Dış bağlantılar