1934 İskân Kanunu son yıllarda dünya çapında insanların dikkatini çeken bir konudur. Gerek toplumdaki önemi gerekse günlük yaşam üzerindeki etkisi nedeniyle 1934 İskân Kanunu güncel konuşma ve tartışmalarda merkezi bir yer edinmiştir. Ortaya çıkışından bu yana, 1934 İskân Kanunu merak ve tartışmalara yol açarak onu keşfedilmesi ve tartışılması büyüleyici bir konu haline getirdi. Bu makalede, bu konuya ışık tutmak ve öneminin daha derinlemesine anlaşılmasını sağlamak amacıyla 1934 İskân Kanunu'in kökeninden günümüz dünyasına etkisine kadar tüm yönlerini kapsamlı bir şekilde inceleyeceğiz.
1934 İskân Kanunu (veya 2510 sayılı kanun), göçle ilgili temel ilkeleri belirlemek amacıyla 14 Haziran 1934'te Türkiye'de yürürlüğe giren bir kanun. Yasayla birlikte Türk olmayan azınlıklara yönelik toplu ve zorunlu yeniden yerleştirme yoluyla yeni bir asimilasyon politikası yürürlüğe girdi.
İskân Kanunu, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 14 Haziran 1934'te kabul edildi. Kanun kamuoyuna açık bir şekilde hazırlandı ve bir hafta sonra Resmî Gazete'de yayımlandıktan sonra yürürlüğe girdi. İçişleri Bakanı Şükrü Kaya'ya göre:
“ | Bu kanun tek dille konuşan, bir düşünen avni hissi taşıyan bir memleket yapacaktır. | ” |
Yerleşim bölgeleri, kişilerin Türk kültürünün uyuşmasına göre üç ayrı bölgeye ayrılmıştır:
Kanuna göre Türk soyundan olsa da beş grubun ülkeye göç etmesine izin verilmedi:
TBMM kaynağı