Mecaz

Günümüz dünyasında, Mecaz çok sayıda insan için büyük önem taşıyan ve ilgi duyulan bir konu haline geldi. Mecaz'den kişisel, profesyonel, bilimsel veya kültürel düzeyde bahsediyor olsak da etkisi ve varlığı inkar edilemez. Mecaz'in önemi çeşitli sektörlerde tartışma ve analiz konusu olmuştur ve etkisi zamana ve mekana yayılmaktadır. Bu yazıda Mecaz ile ilgili kökeninden evrimine ve günümüz toplumu üzerindeki etkisine kadar farklı yönleri inceleyeceğiz. Aynı şekilde, Mecaz'in çağdaş dünyadaki anlamını ve alaka düzeyini araştırmak amacıyla farklı bakış açılarını ve bakış açılarını inceleyeceğiz.

Yahudi bir kadının mezar taşı, yaşamın sonunun görsel bir metaforu olan kırık mumları tasvir ediyor.

Bir ilgi veya benzetme sonucu gerçek anlamından başka anlamda kullanılan sözlere veya kavramlara Türkçe eğretileme; Arapça mecaz, istiare; Fransızca trope denir. "Mecaz" Arapça, "trope" Eski Yunanca ve Metafor Yunancadır. Ad değişimi olarak da bilinir. Mecâz sanatı, anlatımı daha etkili kılmak ve söze canlılık kazandırmak amacıyla yapılır. Söze güzellik, güçlülük, canlılık, zarafet, derinlik veya genişlik verir. Eski Yunan'da "mecaz" anlamda kullanılan "metafor" sözcüğü Antikçağ'ın sonlarına doğru anlam daralmasına uğramış ve yerini "trope" sözcüğe bırakmıştır.

Kandilli yüzerken uykularda
Mehtabı sürükledik sularda
-Yahya Kemal Beyatlı

Yukarıdaki mısralarda Kandilli semtinin uykularda yüzmesi ve mehtabın sularda sürüklenmesi; sözcüklerin asıl anlamının dışında güzelleştirme, zarifleştirme ve güçlendirme gibi amaçlarla mecaz olarak kullanılmasına örnektir.

Etimoloji

"Mecaz" sözcüğü Türkçeye en geç 1300'lü yıllarda, Arapça "macāz" sözcüğünden geçmiştir. Bu sözcük Arapçadaki cwz (geçit, köprü) kökünden gelir. Türkçeye Fransızcadan geçen, Antik Yunancada "taşıma, transfer etmek" anlamlarına gelen "metafor" sözcüğü daha sonra anlam daralmasına uğramıştır.

Aristoteles tarafından "mecaz" anlamında kullanılan metafor sözcüğü, Antik Çağ'ın sonlarına doğru ise anlam daralmasına uğrayarak Türkçedeki "istiare, eğretileme" kavramları karşılığında kullanılmaya başlanmıştır.[kaynak belirtilmeli]

Gerçek anlam

Bir kavramın mecaz olmayan anlamlarına gerçek anlam denir:

  • Babam yorganı üzerime çekip iyi uykular diledikten sonra alnımdan öptü. (gerçek anlam)
  • Ay ışığında yakamozlar dans ediyor, dalgalar sahili öpüyordu. (mecâz)
  • Bugün hava çok soğuk. (gerçek anlam)
  • Soğuk bir tavırla birbirlerini selamlayıp uzaklaştılar. -R. H. Karay. (mecâz)
  • Sabah erkenden uyandım. (gerçek anlam)
  • Baharın gelmesi ile birlikte doğa uyandı. (mecâz)

Yan anlam

Mecaz anlam sıklıkla yan anlam ile karıştırılır. Yan anlamların her biri, sözcüğün gerçek anlamlarından biridir ve birincil anlamla (temel anlamla) yakından ilişkilidir.

  • Torpido ile vurulan gemi bir süre sonra battı. (temel anlam)
  • Elime iğne battı. (yan anlam)
  • Güneş bugün saat yedide batacak. (yan anlam)
  • Hamileliğin de verdiği alınganlıkla her sözümüz ona batıyordu. (mecâz)

Mecaz türleri

Mecaz, sözcük ve fikir mecazları olmak üzere ikiye ayrılır. Sözcük mecazında bir sözcük gerçek anlamı dışında, fikir mecazında ise herhangi bir fikir kendi anlamının dışında bir amaçla kullanılır.

Kaynakça

  1. ^ a b "mecâz." 2 Aralık 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Nişanyan Sözlük. Erişim: 4 Ocak 2013.
  2. ^ "metaphor." Oxford Dictionary of English 2e, Oxford University Press, 2003.
  3. ^ Aristoteles, Poetika, İsmail Tunalı çevirisi, Remzi Kitabevi, İstanbul 1987; Mehmet H. Doğan çevirisi, YKY, İstanbul 1998 (3. Baskı); Samih Rifat çevirisi, K Kitaplığı, Koç Kültür Sanat ve Tanıtı Hizmetleri, İstanbul, 2003; Nazile Kalaycı çevirisi, Bilim ve Sanat, Ankara, 2005.