Günümüz dünyasında Azerbaycan'ın dış ilişkileri, farklı alanlarda büyük ilgi gören ve tartışılan bir konudur. Akademik, sosyal, politik ya da kültürel alanda Azerbaycan'ın dış ilişkileri kimseyi kayıtsız bırakmayacak bir konu. İlgisi sınırları aşmış ve her yaştan ve meslekten insanın dikkatini çekmiştir. Bu makalede, Azerbaycan'ın dış ilişkileri ile ilgili farklı yönleri inceleyeceğiz, günümüz toplumu üzerindeki etkisini analiz edeceğiz ve bu sorunu etkili bir şekilde ele almak için olası çözümleri veya yaklaşımları araştıracağız. Derinlemesine ve objektif bir araştırmayla Azerbaycan'ın dış ilişkileri'in bugün önemini ve sonuçlarını tam olarak anlamaya çalışacağız.
Azerbaycan'ın uluslararası politikaları ve ilişkileri, Azerbaycan'ın diğer devletler, fikir akımları ve uluslararası teşkilatlarla olan ilişkilerinin tamamına verilen addır. Azerbaycan Devleti dış ilişkilerde Azerbaycan Cumhuriyeti'nin taraf olduğu ve kabul ettiği uluslararası yasal düzenlemelere bağlıdır.
Şu madde dizisinin bir parçasıdır: Azerbaycan devlet yapısı |
Azerbaycan'ın bulunduğu bölge jeostratejik ve ekonomik açıdan dünyanın politik haritasında çok önemli bir yer almaktadır. Bu yönden Azerbaycan hem komşu politikasında hem de diğer bölgelerdeki ülkelerle olan ilişkilerinde denge politikası yürütmektedir. Burada tüm ülkelerle aynı mesafede olmak, ilk olarak Azerbaycan ulusal çıkarlarının dış politikanın temeli olarak kabul ediliyor. Diğer ülkelerle ilişkilerde denge politikasının baz alınması Azerbaycan'ın bulunduğu bölgenin son derece hassas olmasından kaynaklanıyor.
Azerbaycan'ın uluslararası politikaları ve ilişkilerinin ilk temelleri 1918 ile 1920 yılları arasında Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti döneminde atıldı. Kısa ömürlü Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti, altı ülke ile diplomatik ilişkiler kurmayı başardı ve Ankara Hükûmeti, Alman İmparatorluğu ile Finlandiya'ya diplomatik temsilciler gönderdi.
Azerbaycan Cumhuriyeti'in bugünkü bağımsız dış politikası Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla, Azerbaycan'ın bağımsızlığını elde etmesi ile şekillenmiştir. 1920 yılında Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti, Sovyetler Birliği tarafından işgal edilip ilhak edildikten sonra, diğer Sovyetler Birliği cumhuriyetlerinde de olduğu gibi Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin iç ve dış siyasetini Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin yönetim kurulu belirtmekte idi. Ancak 18 Ekim 1991 yılında Azerbaycan bağımsızlığını ilan etti ve böylece ülkenin bağımsız iç ve dış politikasının temeli atıldı.
Sovyetler Birliği'nin çökmesinden sonra kurulan Azerbaycan Cumhuriyeti'nin uluslararası platformda tanınması ise yaklaşık bir yılı buldu, çünkü bağımsızlığının ilk yıllarında ülkede yönetim sık sık el değiştiriyordu ve bu da dış politikayı olumsuz yönde etkiliyordu. Misyonların karşılıklı değişimi de dahil olmak üzere tam diplomatik ilişkiler, ilk kez Türkiye, Pakistan, Amerika Birleşik Devletleri, İran ve İsrail ile kuruldu. Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinin önemini özellikle vurguladı. İki devlet, birbiri arasındaki ilişkiler için "İki Devlet, Tek Millet" (İki dövlət, tək millət) ibaresini kullanmaktadır. Azerbaycan'ı 6 Kasım 1996 tarihinde tanıyan Bahreyn, ülkeyi tanıyan en son ülke oldu.
Bağımsızlığını kazanmasıyla Azerbaycan Birleşmiş Milletler, Bağımsız Devletler Topluluğu, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı gibi uluslararası örgütlere üye olmuştur. Bu örgütlerden Dünya Ticaret Örgütü'nde gözlemci statüsüne sahiptir. 9 Mayıs 2006 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından İnsan Hakları Konseyi üyeliğine seçilmiştir. Azerbaycan, bugüne kadar 179 ülke ile diplomatik ilişkiler kurmuştur ve 38 uluslararası örgüte üyedir.
Azerbaycan Cumhuriyeti'nin dış politikasının amaçları şunlardır: Azerbaycan Devleti'nin bağımsızlığını, egemenliğini ve ülke bütünlüğünü ve güvenliğini korumak, tüm bunları uluslararası güvenlik sistemleri ile bağlamak; Azerbaycan'ın ulusal çıkarları ile örtüşen ülkelerle daha sıkı iş birliği içerisinde olmak, müttefiklik yapmak, bu imkanları kullanarak uluslararası sistemde kendi duruşunu sağlamlaştırmak; Bölgede yaşanmış herhangi bir gerginliğin veya anlaşmazlığın giderilmesi için çaba göstermek; Halkın çıkarları doğrultusunda ekonomik siyaset yürütmek, ülke ekonomisini uluslararası ekonomik sistemde temsil etmek; Yabancı ülkelerle bilimsel, kültürel, insani ilişkiler kurmak ve bu doğrultuda çalışan kuruluşlarda faaliyet göstermek.
Azerbaycan'ın dış politikasının öncelikleri şunlardır: Her şeyden önce toprak bütünlüğünün korunması; Dağlık Karabağ ve çevresinde işgal altında olan yedi bölgenin işgal edilmesi sorunlarının ortadan kaldırılması; Avrupa ve Avrupa-Atlantik yapısına uyum; uluslararası güvenliğe katkı; uluslararası örgütlerle iş birliği; bölgesel iş birliği ve ikili ilişkiler; savunmanın güçlendirilmesi; iç politika sayesinde güvenliğin teşviki; demokrasinin güçlendirilmesi; ahlaki değerlerin bilimsel, eğitimsel ve kültürel politikalarla korunması; etnik ve dini hoşgörünün korunması; ekonomik ve sosyal kalkınma; iç güvenliği ve sınır güvenliğini artırmak; göç, enerji ve ulaşım güvenliği politikası.
2007 yılının sonlarında Azerbaycan Hükûmeti, Ermeni işgali altındaki Dağlık Karabağ toprakları üzerinde uzun zamandır devam eden anlaşmazlığın çözülmemesi halinde yeni bir savaşın körükleneceğinin neredeyse kesin olduğunu belirtti. Hükûmet, askeri bütçesini artırma sürecindedir. Ayrıca, Azerbaycan ve Türkiye arasında Gürcistan üzerinden Bakü-Tiflis-Kars demiryolu'nun 2016 açılması, Ermenistan'ı işgal ettiği Dağlık Karabağ'dan çekilmeye zorlayacağını düşünen Ermeni diasporası, Avrupa Birliği ve ABD'deki lobiler bu projenin karşısında olduklarını açıkça dile getirmektedirler.